Eğer gemiye binmişsen
Senâî Mazlum amcam diyor ki:
Ey yiğit lâfı bırak gayrı, şimdi yüzlerce ümit var…
Ümitvar olan, kendisini ye’se atar mı?...
Sen hemen adım at da gör…
Eğer gemiye binmişsen, uyuyor olsan bile yol alırsın.
Acaba o kurtuluş gemisine, sefine-i Nuh’a benzeyen Hizmet Gemisi'ne tam binebildin mi?..
Bir de “yokluk küheylanı” ne güzel binektir!..
Yok olmuşsan, seni varlık makamına götürür.
Ben bana ‘Hediye verin demedim; Hediyeye lâyık olun’ dedim.
Elde kalem / Gözde yaş / Gönülde elem / Secdede baş.
Dert kazanında / Sabır kepçesiyle / Pişmek ne güzel!. / İmtihan ocağında / Şefkat kucağında / Olmak ne güzel!..
Sen sadece yürekten iste, aczini idrak et ve çaresizsen eğer, bil ki, inayet sana, senden yakın.
Bu yakınlığı da kendinden veya gayriden bilme sakın. “Ol!” deyip olduran O!
Âcizliği aynelyakin yaşamak, rahmetin, inayetin tecelli anı…
Kul, köledir, paryadır, kıtmîrdir.
Beklediğin kapı, kainatın Sahibinindir; ihlaslı isen, müflis olur musun hiç…
Sen sonunu bekle, olan zaten omuştur…
Elhamdülillahi alâ külli hâl, sivel küfrü ve’d-dalâ!.
Her hâlini kazançla yaşamaları hayatın, kayba zaman yok…
Zira, kısacık zaten hayat…
Dünya üzerine kavga edilecek bir kıymette değil ki, sivrisineğin kanadı kadar kıymeti olsaydı, bir yudum su içemezdi inkarcı…
İmanına şükret…
İnancına şükret…
Bilgine, ameline, ihlasına şükret ve hep ötelere iştiyakla yaşa.
Ebediyet orada, sevdiklerin orada ve Cuma yamaçlarından temâşa orada.
Lâ râhate fi’ddünya, amennâ, lâkin orayı kazanmak da, kul olmakta, kul olarak kalmakta…
“Kul oldum! Kul oldum! ” nidasıyla sermest olan Mevlânâ, aslında nasıl yaşanacağını da anlamakta…
Dünya bir leş ve ancak ona talip olan küllâptır (köpeklerdir).
Kul, sırtını döner dünyaya, ama koşar durur ardısıra dünya ona…”
“Dede himmet, evlat gayret: Gayretin neticesine hayret. Var sonunu seyret… Üzerine düşeni yap; neticeyi kabul et. Sefere mesulsun, neticeyi O belirler. O’nun” “Ol! ” dediği olur ve inan olsan da en güzeldir; yâ olduğu gibi veya neticesi itibariyle…
‘Ve leyse, lil insanı illâ’ mâ seâ ya’ yani ‘İnsan için, emek ve gayretinin neticesinden başka bir şey yok’ (Necm Suresi, 53/39)
Evet insanı için çalıştığının tam karşılığı vardır.
Çalışmadan gelen, mirasyedilere emanet.
Alınteriyle gelen bereketle mazhar, zira kanaattan neş’et eder.
Karınca, arı küçücük cisimleriyle, kocaman gayrete mazharlar…
Ne de çalışkandırlar…
Ebu Abdurrahman