Eğitim-Sen, "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attıkları için haklarında soruşturma açılan akademisyenlere desteğini sürdürüyor. Bu kapsamda Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahsur Harmandar ile görüştü. Ardından Eğitim-Sen Muğla Şubesi'ne giden Karaca, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Görüşmede, görevlerinden uzaklaştırılan 14 akademisyenin, soruşturmaları bir an önce sonlandırılarak görevlerine dönmesini talep ettiklerini açıkladı. Son dönemlerde ülkenin her türlü kesimine yönelik kin ve nefret söylemlerinin, üniversite ve akademisyenlere yöneldiğini iddia eden Karaca, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görüşlerini ortaya koyan üniversite öğretim elemanlarının, en ağır suçlamalarla karşı karşıya bırakıldığını savundu. Kamuran Karaca, "Bu suçlamalar sonucunda YÖK ve üniversiteler harekete geçerek, hukuki dayanağı bile olmamasına rağmen akademisyenler hakkında soruşturmalar açmış ve bazı akademisyenlerin görevlerinden uzaklaştırılması söz konusu olmuştur. Öte yandan düşünce açıklaması, terör suçu ile ilişkilendirilerek düşünce insanları, sıradan suçlu durumuna itilmeye çalışmaktadır. Bu tür uygulamalar yalnızca haksız biçimde şiddet ve baskıya maruz kalan akademisyenler üzerinde değil, aynı zamanda üniversitelerdeki diğer akademisyenler üzerinde de düşüncelerini açıklama konusunda baskı oluşturmaktadır. Ülkemizi Ortaçağ karanlığına götürecek bu tür uygulamaların, kabul edilemeyecek bir gerçek olduğu açıktır." dedi.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Karaca, Türkiye genelinde bin 128, MSKÜ'den 14 akademisyenin söz konusu bildiri metnine imza attığını kaydederek, "Türkiye'deki tüm üniversitelerde ise toplam 23 akademisyen, görevlerinden el çektirilmiştir. Tamamen düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bu davranış, ülke genelinde olduğu gibi Muğla'da da büyük bir suç olarak değerlendirilmiş ve 14 akademisyen hakkında soruşturma açılmış ve iki ay süreyle görevden el çektirilmişlerdir. Üniversite yönetimini, akademisyenlerin görüşlerinden dolayı cezalandırılmalarına yönelik davranışlarından kaçınarak, düşünce ve ifade özgürlüğü iklimini sağlamaya davet ediyor ve açılan soruşturmaların bir an önce sonlandırılarak, akademisyenlerin tekrar araştırmalarına ve işyerlerine dönmelerini talep ediyoruz." diye konuştu.

Bildiriye imza atan akademisyenlere, örgütlü güçleriyle gerekli desteği sağlayacaklarını söyleyen Karaca, "Tehdit ve nefret içerikli yayın yapan ulusal ve yerel medya kuruluşları hakkında hukuki girişimlerde bulunacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar ile de bugün biraraya gelerek, kaygılarımızı ve üniversite açısından düşünce ve ifade özgürlüğünün önemini onunla da paylaştığımız bilinmelidir. Üniversiteleri soruşturmalar, tehditler ve yürütülen kirli propagandalarla sindirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Hiçbir üyemizin hakkını hukukunu kimseye çiğnetmeyeceğiz. Eğitim-Sen olarak savaşların, sömürünün olmadığı. barış içinde. adil ve demokratik bir yaşamı çocuklarımıza bırakacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır." dedi. CİHAN