FEM Dershaneleri ve Samanyoluhaber.com'un ortaklaşa düzenlediği eğitime katkı programı çerçevesinde sınav sonrası adayların ve ailelerinin nasıl davranması gerektiği irdeleniyor.
Uzman eğitimci, rehber ve danışmanlar eşliğinde sürdürülen programda öğrencilerin istemedikleri bölüm tercihi ya da aile baskısıyla tercih yapmanın ne gibi etkileri olabileceği konusunda önemli uyarı ve hatırlatmalarda bulunuldu.
Üniversite hazırlık aşamasının son kısmını tercihler oluşturmaktadır. Tercih adaylar için oldukça önemli süreci oluşturmaktadır. İsabetli bir tercih demek, meslek seçimi demektir. Meslek çeşitliliğinin artması, alternatif mesleklerin çoğalması tercih sürecini daha etkili hale getirmektedir. Gençlerimiz sınavlarda ne kadar başarılı olursa olsunlar tercihlerde yapacakları küçük bir hata, uzun yıllar verdikleri emeklerinin boşa çıkmasına neden olabilecektir.
Tekrar sınava giren 900 bin öğrenci sistemi tıkıyor
Adayların bugünlerde aldıkları puanlara ve türlerine bağlı olarak tercih yapacaklar. Üniversitede okurken, kazandığı ya da mezun olduğu bölümden mutlu olmayıp tekrar üniversite sınavına girenlerin oranı % 30 civarında. Yani her yıl yaklaşık 900 bin öğrenci üniversiteliyken tekrar sınava giriyor. Bunun için adayların öncelikle severek okuyabilecekleri, kendini geliştirebilecekleri üniversite ve bölümleri tercih etmeleri gerekiyor. Tercih yapmak bir şeyi diğerinden ayırt etmek, bir şeyi öne çıkarabilmek başlı başına bir bilinç gerektirir. Seçtiğini veya tercih ettiğini de kabullenmek, içselleştirmek ve sorumluluğunu da alabilmektir.
Adaylar tercih yapmakta ve önlerini görmekte zorlanıyor
Adayların yalnız tercih yapmaların başında genelde istekleri ile değil, daha çok sınav sonucunda aldığı puanın en yüksekten düşük düzeye kadar sıralanmasına dayanmaktadır. Bu bağlamda, ailelerin çocuklarının algılarına ve kendi tercihlerine önem vermesi ve çocuklarının özgürce kendilerini ifade etmesine olanak tanıması önemlidir.
Tercihler istek sırasına göre belirlenmelidir
Üniversite tercihlerinin oluşturulmasında birinci belirleyici etken istekler olmalıdır. İsteklerin belirlenmesinde adayın kendini tanıması, yeteneklerini keşfetmesi, çalışmak istediği mesleğin özelliklerini bilmesi önemli olmaktadır. Örneğin öğrenci mimar olmayı çok istiyor olabilir. Ama puanı endüstri mühendisliğine de yetmektedir. Çevrenin de etkisiyle öğrenci ilk tercihine çok istediği mimarlık değil, endüstri mühendisliğini yazıyor. Sonuçta aday, endüstri mühendisliğine yerleşiyor ama daha birinci sınıfın sonuna gelmeden çok büyük bir hata yaptığını anlıyor. Bazıları ise alışırım diye işi mezun olmaya kadar götürüyor ve ömür boyu süren bir mutsuzluk girdabına kapılıyor. Bundan dolayı adayın istemediği, çevresinden etkilenerek tercih listesine koyduğu bölümleri çıkarmalıdır.
“Ne olursa olsun yerleşeyim” demeyin
Üniversite adayları tercih sürecinde bazen mesleklerin isimlerine aldanıp tercih yapıyor, bazen de doktorluk, mühendislik gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyor. Bazı adaylar da toplumun baskısından kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun düşüncesiyle tercih yapıyor. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, “Neresi olursa olsun yerleşeyim” düşüncesiyle hareket etmektir. Bu durum çoğu zaman istenmeyen bir bölüme zoraki gitmek ya da bir sene kaybetmek anlamına gelebiliyor.
İstenmeyen bölümler tercih listene alınmamalıdır
Üniversite adayları tercih sürecinde bazen mesleklerin isimlerine aldanıp tercih yapıyorlar, bazen de doktorluk, mühendislik gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyorlar. Bazı adaylar da toplumun baskısından kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun düşüncesiyle tercih yapıyorlar. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, neresi olursa olsun yerleşeyim, düşüncesiyle hareket etmek olacaktır. Unutmamak gerekir ki tercihlerinizin sorumluluğu birinci derecede üniversite adaylarına aittir. Bu dönemin kazasız atlatabilmek için elbette öncelikle bir tercih uzmandan destek alınması önemlidir.
Bir üniversitede ısrar etmek yanlıştır
Tercih listesini belirlerken tek bir üniversitede karar kılmak anlamsızdır. Çünkü Türkiye’nin dört bir yerinde devlet ve vakıf üniversiteleri kalite ve eğitim anlamında birbirleriyle yarışır hale gelmiştir. Birçok üniversitede yatay geçiş kolaylaştırılmıştır. Bu sayede örneğin, fizik bölümünde okuyan bir öğrenci notlarını yüksek tutup aynı üniversitede bilgisayar mühendisliğine kolayca geçebilmektedir. Burada önemli olan geçilecek alandaki temel bilgileri doğru almaktır.
Anne- babalar yol gösterici olmalıydılar
Gençlerimiz tercih yaparken çoğunlukla başta aileleri olmak üzere çevrelerindeki insanların etkisi altında kalabiliyorlar. Bazen anne-babalar, yapamadıkları meslekleri, çocuklarında görmek için, çocuklarına baskı yapabiliyorlar. Gençlerimiz de okumaları için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan ailelerini mutlu etmek için onların tercihlerini dikkate alıyorlar. Sonuç olarak, okulu bitirip mesleğe atıldıktan sonra ailelerinin isteğiyle yapılan meslek seçiminin hatalı olduğunun farkına varıyorlar. Çünkü o mesleği yapmaktan zevk alamıyorlar. Tercih yapma konusunda ailelere düşen görev sadece yol gösterici olmalarıdır.
SAMANYOLUHABER.COM