TBMM Başkanı
Cemil Çiçek, zorunlu eğitim, 12 yıla çıkaran
kanun teklifini Genel
Kurul'a gönderdi...
BMM Başkanı Cemil Çiçek, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına ilişkin
yasa teklifinin kabul edildiği
Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu kararıyla ilgili işlem yapma yetkisi olup olmadığına, TBMM Genel Kurulu'nun karar vereceğini söyledi.
Genç
Anayasa Çalıştayı'na katılan Çiçek, buradan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına ilişkin yasa teklifiyle ilgili Genel Kurul sürecinin başladığı belirtilerek, muhalefetin de itirazları çerçevesinde bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine geçmişteki uygulamaları daha önce anlattığını anımsattı.
''İç tüzükte hüküm yoksa ya da farklı yorumlanıyorsa bunun nihai karara bağlanacağı en yetkili
organ Genel Kurul olarak gözüküyor'' diyen Çiçek, geçmişteki benzer durumlarda da
TBMM Başkanı'nın raporu Genel Kurul'a göndermekten başka işlem yapmadığını belirtti. Cemil Çiçek, ''Komisyon Başkanı 'bizim yaptığımız doğru, sizin yetkiniz yok' diyor. Dolayısıyla bunun karara bağlanacağı yer Genel Kurul'dur. Genel Kurul'da usulünce görüşülecek'' diye konuştu.
CHP'nin önümüzdeki salı günkü grup toplantısını Tandoğan'da yapma kararını nasıl değerlendirdiği sorusunu Çiçek, ''Bir siyasi parti toplantıyı nerede, nasıl yapacağına kendisi karar verir. Tercihleri bu yöndeyse kendi takdirleridir'' diye yanıtladı.
TBMM Başkanı Çiçek,
komisyon toplantılarının gergin geçtiğinin anımsatılarak, Genel Kurul görüşmelerine ilişkin bir çağrısı olup olmayacağının sorulması üzerine de Çiçek, şunları kaydetti:
''6 şehidimiz var. Dolayısıyla yakılan yıkılan binalar, hayatlarını kaybeden insanlar, her gün yakalanan bunca
patlayıcı, bunlar üzerinden çözüm aranmaya çalışılıyor. Oturup konuşmak varken,
siyaset kurumunun, parlamentonun imkanları çerçevesinde konuşarak çözmek varken çözümü patlayıcılarda, sağı solu yakıp yıkmakta arıyoruz.
Nevruz Nevruz olmaktan çıkıyor. Herkesin bir defa daha, olup bitenleri soğukkanlı değerlendirmesi gerekir. Tabii her şey konuşulur, her şey tartışılır. Bunun usulü ve üslubu iç tüzüğümüzde de belli. O çerçevede herkes her şeyi konuşur. Ona kimsenin bir şey diyeceği yok.''