Bakan'dan ÖSYM ve YÖK'e sitem

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, lise son sınıf öğrencilerinin okula gitmemesiyle ilgili olarak"Bu yıl son olsun" dedi

Bakan'dan ÖSYM ve YÖK'e sitem

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, lise son sınıf öğrencilerinin okula gitmemesiyle ilgili olarak, ''Lise son sınıf öğrencileri, lise 1. ve 2. sınıfta kaçırdıkları dersleri şimdi öğrenmeye, onları telafi etmeye çalışıyorlar ve bunu da okulun normal müfredatı içinde yapamayacaklarını biliyoruz'' dedi. ''Sorunun, ÖSS sisteminden kaynaklandığını, bu sistem değişmediği sürece liselerin rayına oturmasının mümkün olmadığını'' söyleyen Çelik, ''ÖSYM Başkanı'na, YÖK Başkanı'na, bu işte sorumluluğu olan bütün insanlara sesleniyorum: Bu, bu sene son olsun'' diye konuştu. Çelik, liselere bakalorya sistemi getirilmesini de önerdi. Milli Eğitim Bakanı Çelik, Bilkent Üniversitesi'nin yaptığı bağış için düzenlenen törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''Lise son sınıf öğrencilerinin okula gitmediklerinin'' anımsatılarak, bu konuda önlem alınıp alınmayacağının sorulması üzerine Çelik, göreve geldiğinden bu yana mevcut ÖSS sisteminin Türkiye'deki ortaöğretimi felç ettiğini söylediğini belirtti. 'Bizim 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 45. maddesini değiştirme ile ilgili hazırladığımız kanun, sayın Cumhurbaşkanı'ndan döndü'' diyen Çelik, ''öğrenciyi okula bağlamaya yönelik ne kadar unsur varsa bunu masaya getirdiklerini, tekliflerde bulunduklarını'' belirterek, şöyle konuştu: ''Bana 'öğrenciler dershaneye niye gidiyor?' diye soru soruyorlar. Eğer öğrenciyi okula bağlayamazsak öğrenci, okul yerine dershaneye gider. ÖSS, 10 öğrenciden 1'ine kazandıran, 9'unu eleyen bir sınav. Dolayısıyla bu kadar talep olduğu sürece, kontenjanlar da böyle olduğu sürece bu yarışma olacaktır. Dershaneleri yok ederseniz, bu sefer bireysel çarelere başvuracaklar, özel dersler alacaklar. Bu bir sonuçtur. Bu sonucu doğuran sebepleri yok etmediğiniz sürece bu devam edecektir.'' Geçen yıl ÖSS'de içerik değişikliği yapıldığını anımsatan Çelik, yumuşak bir geçiş yapmak gerektiğini, değişikliklerin aniden uygulanmaya başlanmasının öğrencilerde şok etkisi yarattığını söyledi. Çelik, şunları kaydetti: ''Çocuklar eski sisteme göre sınava hazırlanmışlardı, şimdi lisedeki ders içerikleri işin içine girdi. Edebiyatı hiç görmemiş veya gerekli görmeyen insanlar şimdi Fuzuli'yi, Nedim'i, Namık Kemal'i çalışmaya başladılar. Tabii 1., 2. sınıftaki kaçırdıkları dersleri şimdi öğrenmeye, onları telafi etmeye çalışıyorlar ve bunu da okulun normal müfredatı içinde yapamayacaklarını biliyoruz. Bizim amacımız üzüm yemekse, bu ülkenin çocuklarına eziyet etmemekse farklı farklı yöntemler denemeliyiz. Gelin, birçok okula, birçok liseye bakalorya getirelim. Çocuk burayı geçerse sınava girmesin, Almanlar'ın Abitur'u gibi, IB gibi, bizim eski olgunlaşma sınavımız gibi öğrenciyi ortaöğretimde aldığı dersler itibarıyla bir bütün olarak değerlendiren bir yöntem getirelim. Olgunlaşma sınavını lise bitirme sınavı gibi algılamayabilirsiniz. Olgunlaşma sınavından geçmeyen öğrenci üniversiteye müracaat bile edemesin. Biz bütün bu tekliflerde bulunduk. ÖSS'nin şekliyle, nasıl yapılacağıyla, nasıl yapılmayacağıyla, soruların stiliyle ilgili olarak benim iğnenin ucu kadar yetkim yok, bugünkü yasalara göre. Böyle olduğu halde bazı basın organlarının özellikle Bakanlığı hedef alması hakikatle, gerçekle, hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Ben buradan sayın ÖSYM Başkanı'na, sayın YÖK Başkanı'na, bu işte sorumluluğu olan bütün insanlara sesleniyorum: Bu, bu sene son olsun. Lise son sınıflardaki yavrularımızın hasta olmadıkları halde gidip hastanelerden rapor almaları, çocuklarımıza bu yaşta sahtecilik öğretilmesi, kimin hoşuna gider. Bakan olarak bu önce beni rahatsız eder. ÖSS sistemi değişmediği sürece liselerin rayına oturması mümkün değildir'' -''REKLAM İHTİYACI HİSSEDİYORLAR''- OKS'de, devlet okullarının başarısız olduğuna ilişkin haberlerin anımsatılması üzerine Çelik, ''Öncelikle şunu ifade edeyim, bizim kimseden bir şey kaçırdığımız, sakladığımız bir şey yok'' dedi. Geçen yıl OKS sonuçlarını ilan ederken dereceye girenlerin de açıklandığını vurgulayan Çelik, şöyle konuştu: ''OKS'ye giren 100 öğrenciden kaçı istediği yere girdi, kaçı başarılı oldu diye bir hesaplama yaparsanız, ilk 20'ye 11 devlet okulu, 9 özel okul giriyor. Ama bireysel başarılar itibarıyla değerlendirirseniz, ilk 20'ye 13 özel okul, 7 devlet okulu giriyor. Özel okullardaki özel durum şudur, bunun özellikle altını çizmek istiyorum, özel okullarımız Türkiye'de yüzde 45'lik kapasiteyle çalışmaktadır. Bu nedenle de daha fazla öğrenci çekmek için kendilerini tanıtmak, reklam yapmak gibi ihtiyaç hissediyorlar. Dolayısıyla deha derecesinde zeki olan çocuklara çok ciddi imkanlar veriyorlar, ücret almadıkları gibi onlara ve ailelerine çok farklı imkanlar temin ederek, onları kendi öğrencileri olarak istiyorlar. Kendi okullarına kaydetmek, kendi öğrencileri olmalarını sağlamak ve kendi okullarını temsilen sınavlara girmesini sağlamak için olağanüstü bir gayret sarf ediyorlar. Fakat devlet okullarının daha fazla öğrenci çekmek için reklam yapmak gibi bir çabası söz konusu değil. Devlet okullarının neredeyse tamamına yakını daha fazla öğrenci gelmese de sınıflarımızdaki öğrenci sayısı kabarmasa gibi bir gayret içindeler. Bu yüzden özel okullarımızdaki bireysel başarıları sanki özel okulların hepsi çok başarılı, devlet okulları başarısız şeklinde bir değerlendirmeye tabi tutarsanız, bu çok yanlış bir değerlendirme olur.'' -''TOPTAN YAKLAŞMAK DOĞRU DEĞİL''- Çok iyi devlet okullarının yanı sıra vasat devlet okulları da bulunduğunu, aynı şeyin özel okullar için de geçerli olduğunu ifade eden Çelik, ''Bu şekilde toptancı bir yaklaşım kesinlikle doğru değildir'' diye konuştu. Türkiye'de geçmiş dönemlerde özel okullara ''şaşı bakıldığını'' kaydeden Çelik, ''devlet okulları-özel okullar'' şeklinde bir ayrım yapmayı da doğru bulmadığını söyledi. Aynı şekilde devlet üniversitesi-vakıf üniversitesi ayrımı da yapılmaması gerektiğini ifade eden Çelik, ÖSS'de ilk 100'e giren öğrencilerin yüzde 50'sinin vakıf üniversitelerini tercih ettiğini belirtti. Vakıf üniversitelerindeki öğrenci oranının yükseköğretimdeki payının yüzde 4-4.5 olduğunu kaydeden Çelik, ''Bunun sebebi nedir? Gerçekten dünya çapında iyi olan vakıf üniversitelerimiz var, bir kısmı bunun için tercih ediyor. Vakıf üniversitelerimiz bu öğrencilere ekstra imkanlar sağlıyor. Bu, devlet üniversitelerinin kötü olduğu anlamına gelmiyor'' diye konuştu. Bir gazetecinin, İzmir'deki okullara ''cinsellik'' ile ilgili bir anket gönderildiğini belirtmesi üzerine Çelik, ''O konuda inceleme başlattık. İnceleme sonuçlandığı zaman sizlerle paylaşacağız'' dedi. AA
<< Önceki Haber Bakan'dan ÖSYM ve YÖK'e sitem Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER