- Bakanların imzasına açılmadan TBMM’ye sunulacak.
- Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) da kanun taslağına göre by-pass ediliyor.
- Böylece müdürlüklerin hazırlayacağı ders içerikleri, kitaplar ve değişiklikler denetim dışı kalacak.
- Üç tip öğretmenlik sistemi geliyor
- Bütün müfettişler ‘Milli Eğitim müfettişi’ statüsüne kavuşturulacak.
Alınan bilgilere göre, bu kadar kritik maddeleri barındıran taslak, Bakanlar Kurulu’na getirilmeyecek, bakanların imzasına açılmadan TBMM’ye sunulacak. Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Meclis Milli Eğitim Komisyonu’nda da ele alınması beklenmeyen taslak, genel kurulun gündemindeki bir torba kanuna önerge olarak eklenecek. Böylece hem hızlı bir şekilde geçirilmiş olacak hem de kamuoyunda daha fazla tartışılmadan yasalaşması sağlanacak.
EĞİTİME PİYANGO’DAN KAYNAK
Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı kanun taslağıyla eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının karşılanması için şans oyunları hasılatından alınan vergi, fon ve paylardan MEB’e ödenek aktarılacak. Ayrıca mevcut kanunun 43. maddesinde yapılacak değişikliğe göre eğitim bilimleri, genel yetenek ve genel kültür ile alan bilgisi sınavlarını başarıyla geçecek olan öğretmen adayı ayrıca mülakata alınacak. Adaylar, mülakatı kazandığı takdirde öğretmen olabilecek. Böylece bir öğretmen adayı 4 ayrı sınava tabi tutulmuş olacak. Hakim ve savcı adaylarına getirilen mülakat sınavlarının ardından yurtdışında yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamak isteyenlere de mülakat sınavı geliyor. Yasa taslağına göre öğrencinin yurtdışına gönderilmesinde ALES puanı ve mezuniyet notunun yanı sıra mülakat sınav puanı da etkili olacak. Hakim ve savcı sınavlarından sonra yapılan mülakat sınavları, özellikle CHP ve MHP tarafından yargıda kadrolaşma eleştirilerinin odağına oturmuştu.
ETÜT MERKEZLERİ BİLE KAPATILIYOR
Fakir öğrencilerin eğitim aldığı etüt merkezleri ve derse yardımcı merkezler de dershanelerle birlikte kalkıyor.
‘Milli Eğitim’in ruhu’ olarak bilinen ve eğitim politikalarına yön veren Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) da kanun taslağına göre by-pass ediliyor. MEB’de ders saatleri, programları, uygulamaları ve programların değerlendirilmesi ile ilgili en üst karar organı olan TTK, bir danışma kuruluna dönüştürülecek. Taslağa göre TTK’nın yetkilerinin yer aldığı 28. maddede yapılacak değişiklikle kurulun görevleri ‘görüş verme’ ve ‘inceleme’ye dönüştürülecek. Mevcut kanunda MEB’e bağlı genel müdürlükler, hazırladıkları program, eğitim araçları, ders kitapları ve araç gereçlerini TTK’ya sunuyordu. Eğitim programları bakan onayladığı takdirde hayata geçiyor, bakan isterse düzeltme yapılması için TTK’nın kararını iade edebiliyordu. Yasa taslağında, Bakanlığa bağlı müdürlüklerin yetkilerinin yer aldığı mevcut yasanın ilgili bölümünde “…hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kurulu’na sunmak” ifadesi “Talim ve Terbiye Kurulu’nun da görüşünü alarak hazırlamak veya hazırlatmak” şeklinde değiştirildi. Böylece müdürlüklerin hazırlayacağı ders içerikleri, kitaplar ve değişiklikler denetim dışı kalacak.
Bakanlığın hazırladığı taslakta TTK’nın kaldırılmasına ilişkin gerekçe olarak “Talim ve Terbiye Kurulu esasen eğitim alanında faaliyet gösteren bir vesayet kurumu niteliğindedir. TTK’nın bu yapıdan çıkarılması devlet yönetiminde sivilleşme ve demokratikleşme adımlarının bir devamı olarak görülmektedir.” ifadeleri kullanıldı. Gerekçede MEB’in en yüksek karar merciinin bakan ve müsteşar olduğu vurgulanarak, “Bir kurulun karar organı olarak öngörülmesi bakanlık organizasyonundan ziyade şirket organizasyonu yapısına uygundur.” denildi. TTK’nın varlığının Bakanlığın hiyerarşisine ters olduğu belirtildi.
TTK, 22 Mart 1926’da ilk Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati döneminde TBMM tarafından çıkarılan 789 sayılı ‘Maarif Teşkilatına Dair Kanun’a dayanılarak Millî Talim ve Terbiye Dairesi adıyla kurulmuştu. Denetleme ve karar alma organı olarak hizmet veren TTK, ders kitabı hazırlamak dahil okul ve okul dışı politikalar konusunda üretim üssü olarak Bakanlığın en hayati organı. Aynı zamanda Milli Eğitim politikalarına yön veren Milli Eğitim şûralarını da TTK düzenliyor. Halen Prof. Dr. Emin Karip’in başkanlığını yürüttüğü kurulun diğer üyeleri de alanında uzman olan şu eğitimcilerden oluşuyor: Prof. Dr. Mehmet Babayiğit, Prof. Dr. Cengiz Alacacı, Doç. Dr. Güray Kırpık, Doç. Dr. Hatice Duran Yıldız, Dr. Hüseyin Şirin, Dr. İbrahim Demirci, Abdulkadir Yılmaz ve İbrahim Bükel.
TASLAKTA NELER VAR?
İşsiz kalacak öğretmene mülakat
Taslakla, kapatılan dershanelerin işsiz kalan öğretmenlerine kadro vaadi veriliyor. Ancak, bu mülakat şartına bağlanıyor. Değişen kanun kapsamında eklenen 48. maddede ise “Aday öğretmenler sınav ve mülakatla alınacak.” hükmü getirilerek bu uygulamaya zemin hazırlanmış oluyor. KPSS sınavını derece ile kazanıp kadro açılmaması sonucu atanamayan binlerce öğretmenin durumu ise muğlak kalıyor. Ayrıca öğretmenlere, girdikleri ders saatine göre verilen ek ödemeler artacak. Yeni düzenlemeyle normal bir öğretmen kadrosunun ek ödeme oranı yüzde 100’e, uzman öğretmenin yüzde 120’ye, başöğretmenin ise yüzde 140’a çıkacak. Böylece daha önce ödeme oranı 65 olan öğretmen 468 TL ek ders ücreti alırken, yeni dönemde 252 TL’lik artışla 721 lira alacak. MEB’in önerisiyle 2009’da çıkan ancak Danıştay tarafından iptal edilen uzman ve başöğretmenlik mekanizmaları da bu kanunla yeniden getiriliyor. Öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olmak üzere üç tip öğretmenlik sistemi geliyor.
Azınlık okulları herkese açılıyor
Mevcut yasaya göre azınlık okullarına sadece kimliklerinde gayrimüslim olduğu yazanlar ile çifte vatandaş statüsündekiler gidebiliyordu. Yeni düzenlemeyle azınlık okullarıyla ilgili kanunda geçen “…Bu okullarda yalnız kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çocukları okuyabilir.” hükmü kaldırılıyor. Böylece isteyen vatandaş, çocuğunu eğitim için isterse en yakın azınlık okuluna gönderebilecek. Yasanın gerekçesinde toplumsal bütünleşme adına bu adımın atıldığı vurgulanıyor.
Memura yurtdışı eğitim izni
Yeni kanun kapsamında yurtdışına eğitim amacıyla gönderilen memurlar, gönderildikleri kurumların ilgili kadrolarıyla ilişkilendirilip eğitim müddetince kurumlarından ücretsiz izinli sayılacak. Mevcut durumda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından lisansüstü eğitim amacıyla yurtdışına burslu gönderilen öğrencilerin halen devlet memuru olmaları halinde memuriyetten istifa etmeleri gerekiyordu.
Anadilde eğitim özel okullarda
Demokratikleşme çalışmaları içerisinde anadilde eğitim konusu, yeni hazırlanan ve Başbakan’a sunulan yasa tasarısı içinde yer aldı. Düzenlemede “Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde eğitim ve öğretim yapmak amacıyla ilk ve ortaöğretim kurumları açılabilir.” ibaresi geldi. Bu okullarda eğitimi ve öğretimi yapılacak dil ve lehçeler Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenecek. Hangi derslerin bu dil ve lehçelerde okutulabileceği ile bu kurumların açılmasına ve denetimine ait esaslar yönetmelikle belirlenecek.
Müfettişler Ankara’ya bağlanıyor
Denetimler, il Milli Eğitim müdürlükleri bünyesinde ‘denetmen’ olarak çalışan müfettişler ve MEB’e bağlı bakanlık müfettişleri olmak üzere iki kanaldan yapılıyor. Yeni taslakla bu ikilik giderilerek bütün müfettişler ‘Milli Eğitim müfettişi’ statüsüne kavuşturulacak. Eski kanunda madde 30’a göre “(3) İl Milli Eğitim müdürlükleri bünyesinde, milli eğitim müdürüne bağlı olarak eğitim denetmenleri başkanlığı oluşturulur.” Maddesi yeni kanun taslağına göre kaldırılacak. Böylece, il Milli Eğitim denetmenlerine Milli Eğitim Müfettişi unvanı verilerek Rehberlik ve Denetim Başkanlığı bünyesinde görev yapmaları sağlanacak. Ayrıca müfettişler il müdürlüklerinin bünyesinden çıkarılarak doğrudan Ankara’ya bağlanacak. Bakanlık, merkez ve taşra denetim elemanlarının tek çatı altında, Milli Eğitim müfettiş ve müfettiş yardımcısı unvanıyla Bakanlık Rehberlik ve Denetim Başkanlığı bünyesinde görev yapmalarını sağlayacak.