Belli çevrelerin “çağdaşlığın” gereği gibi gösterip, kız çocuklarının eğitim seviyesinin yükseltilmesine katkı olarak lanse ederek zorla hayata geçirdiği 8 yıllık kesintisiz eğitimin, aslında kız çocuklarının eğitim almasının önündeki en önemli engel olduğu ortaya çıktı. Devlet Planlama Teşkilatı Uzmanlarından
Serdar Polat'ın “
DPT Tezleri” olarak
Aralık 2009 tarihinde yayınladığı “Türkiye'de Eğitim Politikalarının Fırsat Eşitsizliği Üzerindeki Etkileri” isimli araştırması, kesintisiz eğitimin gerçekleştiği son 13 yılda erkeklere karşı büyük bir eşitsizlik yaşadıklarını gösterdi.
EĞİTİME KATILMAYANLARIN YÜZDE 60'I KIZ
Araştırmada, 1997-1998 yılında başlatılan “
Temel Eğitim Reformu” ile eğitim
sisteminde önemli gelişmeler yaşandığı, ancak bunun pek çok dezavantajlı kesimin ortaya çıkmasına da yol açtığı, bu kesimler içinde de kız çocuklarının ağırlığının bulunduğu kaydedildi. Araştırmada, “Yaşanan değişim süreci, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada yeterince başarılı olamamıştır. Mecburi olan ilk
öğretime devam etmeyen çocukların büyük bölümünü yüzde 59 ile kız çocukları oluşturmaktadır” denildi.
LİSELERDE KIZ ÖĞRENCİ SAYISI AZALDI
Katsayı uygulamasının da
kız öğrenciler aleyhine gelişmelere yol açtığı anlatılan araştırmada, “1999-2000
eğitim-öğretim yılında meslekî ve
teknik eğitim mezunlarının yükseköğretime giriş imkanını kısıtlayan
katsayı uygulaması ile meslekî ve teknik liselerdeki kz öğrencilerin erkek öğrencilere oranı da düşmüş ve tekrar bu seviyeye ancak 2006-2007 eğitim ve öğretim döneminde ulaşılabilmiştir. Teknik ortaöğretimdeki kızlar aleyhine gelişen bu durum, genel liselerde ise yeterince telafi edilememiştir” ifadelerine yer verildi.
PEDAGOJİ İLMİNE DE AYKIRI
Raporda, “Taşımalı eğitim ile YİBO'lara katılan kız öğrenci sayısı azalırken, yine 8 yıl kesintisiz eğitim gereği köylerde kapatılan ilkokullar ise köy kadınlarının
okuma-yazma öğrenememesine zemin hazırlıyor. Bu sistem ayrıca,
ilköğretim çağında olup anne ve babasının bakımına ve ilgisine ihtiyaç duyan 6-13 yaşındaki öğrencilere yatılı okullarda eğitim verilmesi de pedagojik olarak uygun bulunmamaktadır. Yine bu uygulamalar, ‘en iyi okul, en yakın okuldur' şeklinde geliştirilen politikayla da bağdaşmamaktadır.” tespitlerine yer verildi
VAKİT