Seçim çalışmalarını
Batman'da sürdüren Bakan Şimşek, Baş
bakan Recep Tayip Erdoğan'ın 24 Mayıs'ta Batman'da yapacağı miting için yürütülen yer belirleme çalışmalarına katıldı.
Batman Valisi
Ahmet Turhan ile
Cumhuriyet Meydanı ve Batman Emniyet Müdürlüğü önünde inceleme yapan Bakan Şimşek, daha sonra
Sason İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğünce İl
Kültür ve
Turizm Müdürlüğünde düzenlenen ''
Veli Bilinçlendirme'' eğitimine katıldı.
Bakan Şimşek, burada yaptığı konuşmada, eğitimin önemine dikkati çekerek, çocukların,
Ankara veya Londra'da herhangi bir merkezde var olan eğitime ilişkin materyallere, yani malzemelere ve bilgiye rahat bir şekilde ulaşması gerektiğini belirtti.
Şimdi bir adım daha ileri giderek kara
tahta yerine beyaz
elektronik tahtalar kullanılacağını ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
''Bu elektronik tahtalar bilgisayarla
iletişim halinde olacak. Yani bizim öğrencimizin kendi sırasında, önünde bilgisayar olacak. O tahtada işlenen bütün konular olduğu gibi o sıradaki bilgisayara da aktarılabilecek. Yani bir USB diskle tüm konuları yükleyebilecek. Dünyadaki en
modern, en iyi teknolojileri okullarımızda da kullanabileceğiz. Eğitim süresinin de uzatılması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde zorunlu eğitimi 8 yıldan 13 yıla çıkaracağız. Çocuklarımız okusun.
Anaokulu ile bir insanın en az 13 yıl okuması lazım. Batı'nın en gelişmiş
ülkeleri,
Avrupa ve dünyanın en gelişmiş ülkelerinde zorunlu eğitim 11-12 yıl civarında. Biz de eğitimi 13 yıla çıkarmayı hedefliyoruz. Bunun için gerekli imkanları seferber edeceğiz.''
Şimşek, konuşmasının ardından ''Veli Bilinçlendirme'' eğitimine katılan velilere
sertifika verdi.
Daha sonra
Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Batman Un Fabrikası'nı ziyaret ederek yetkililerden bilgi alan Şimşek, fabrikadaki işçilerle öğle yemeği yedi.
-''SEKTÖREL TEŞVİKE GEÇTİK''-
Bakan Şimşek, daha sonra Batman
Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti.
Ticaret ve Sanayi Başkanı Mehmet Teymur ve
yönetim kurulu üyelerince karşılanan Bakan Şimşek, burada iş adamlarına hitaben yaptığı konuşmasında, yatırımları
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne kaydırmak için yeni bir
teşvik sistemi getirdiklerini belirterek, bu sistemde hangi yerde nasıl teşvik verileceğini belirlediklerini söyledi.
Bu kapsamda bölgeler arasında da farklılaştırma yaptıklarını vurgulayan Bakan Şimşek, şunları söyledi:
''Teşviklerde Batman gibi yörelerimize pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Çünkü buralarda imkanlar sınırlı. Buralarda yatırımcıya biraz daha fazla
destek olmak lazım. Onu da hallettik. Şimdi 2009 yılının başında bir adım daha attık. Eskiden Batman da dahil 54 il veya bölgeye teşvik veriyorduk. O teşvikler üç aşağı beş yukarı aynıydı. Şimdi o teşvikleri değiştirdik. Artık her şeyi her yerde teşvik etmiyoruz. Yani sektörel teşvike geçtik. Mesela
İstanbul,
Adana, Ankara ve Gaziantep'te bir
tekstil fabrikası kursanız teşvik yok. Bu kadar basit. Çıkıp bir plastik fabrikası kursanız teşvik yok. Alanları biz belirliyoruz. Diyelim ki siz akıllı tekstil alanında Gaziantep'te yatırım yapsanız kurumlar vergisi yüzde 4'e iniyor ama sıradan bir tekstile burada yatırım yapsanız kurumlar vergisi yüzde 2'ye düşüyor.''
Şimşek, hayal gibi görünen birçok şeyi gerçekleştirdiklerini belirterek, ''15 yıl önce birisi '
Türkiye'nin enflasyonu İngiltere'nin altında olacak' dese herhalde 'hayal' derdiniz ama bugün böyle. Hiç kimseye el açmadık'' dedi.
1958'den iktidarları dönemine kadar IMF ile 17-18 program yapıldığını ve hemen hepsinin başarısızlıkla sonuçlandığını ifade eden Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz geldik ve kendi programımızı yaptık. Bugün Türkiye, bölgenin en güçlü, en sağlıklı ekonomilerinden biri. Şimdi bu size sanki garantiymiş gibi gelebilir. Bazılarına bu olağan bir durummuş gibi gelebilir. Böyle değil. Bu ne tesadüf, ne de garantidir. Eğer istikrar sürmezse, yani doğru bir vizyonla yola devam edecek bir
ekip olmazsa bunların hiçbiri garanti değil. Bakın rahmetli
Özal görevi devraldığı zaman bu ülkede büyük sıkıntılar vardı ama 1990 yılına kadar bu ülkeye ciddi bir çıkış yaşattı, bu ülkenin birçok dengesini düzeltti. Devrettiği zaman 1990'a baktığın zaman Türkiye'nin toplam iç ve dış borç faizi
milli gelirin yüzde 2.6'sıydı. Yani Türkiye'de milli gelir 100 lira. Bunun 2.6 lirası faize gidiyordu. 2001 yılında Türkiye'nin bütün gelirleri faize gidiyordu. Sizler sanayicisiniz, bu ne demek biliyor musunuz? Bu aslında iflasın eşiğine gelmiş, uçurumun eşiğinde bir ülke demek. IMF'nin verdiği parayla o yılı atlattılar. Biz geldiğimizde
bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 12'ydi. Devletin bütçesinin büyük bir kısmı faize gidiyordu. Özal'ın bıraktığı noktaya yavaş yavaş Türkiye'yi geri götürüyoruz ve düzeltiyoruz. 2001 yılında milli gelirin tamamı faize yetmiyordu. Şimdi yüzde 20'si yetiyor. Geriye kalan yüzde 80 ile biz bu destekleri veriyoruz.''
Bakan Şimşek, daha sonra Özgür-Der ve Midyatlılar Derneğini ziyaret etti.