Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Uğur Dershaneleri Kurumsal İletişimden Sorumlu Müdür Yardımcısı ve
ÖSYM uzmanı Turgay
Polat, belirsiz bir durum karşısında duyulan hisse ''kaygı'' adının verildiğini belirterek, sınav sisteminin bu yıl değişmiş olmasının da bu yıl sınav kaygısını artırıcı bir faktör olarak ortaya çıkabileceğini söyledi.
Polat, bulaşıcı bir duygu olan kaygının, öğrencinin ailesinin ve çevresinin kaygı duyması ölçüsünde artacağını ifade etti.
''Belli düzeydeki kaygı gereklidir, çünkü kaygısız başarı olmaz'' diyen Polat, ancak vücutta aşırı
terleme, uykusuzluk, aşırı yemek yeme gibi etkilere yol açan kaygının dozunun gerekenden daha yüksek olduğunun göstergesi olduğunu belirterek, bu kaygıyı yenmek için öğrencinin özellikle sınava gireceği okulu, hatta sınıfı önceden görmesi gerektiğini söyledi.
Turgay Polat, çocuğun sınava gireceği sınıftaki sıralara oturarak, bu sıraların yıllarca oturduğu sıralardan bir farkı olmadığını idrak etmesi gerektiğini ifade ederek, ''Öte yandan, bu öğrenciler, şimdiye kadar birçok deneme sınavına girdi. Bir defa gerçek sınav, bu deneme sınavlarından her zaman daha kolaydır. Müfredat olarak ya da zorluk derecesi açısından daha kolaydır. Dolayısıyla gerçek sınavda, daha az zorlanacaklarını, daha az etkileneceklerini biliyoruz'' diye konuştu.
Sınav başladıktan sonraki ilk 5 dakikanın da önemli olduğuna vurgu yapan Polat, şöyle devam etti:
''Sınava girecek gençler, ilk 3-4 dakika çok yoğun kaygı hissedecek. Eğer o dakikaları kaygısız geçirebilirlerse, kendilerini iyi bir motivasyona sokabilirlerse işleri çok kolay. Peki nasıl yapabilirler bunu? Genelde o 3-4 dakika, öğrencilerin çok karmaşık soruları çözmemeleri lazım. Fen, matematik,
geometri soruları genelde karmaşık sorulardır. Dolayısıyla çocuk sınav kaygısına dayalı olarak, o anki kaygısının yarattığı motivasyon düşüklüğü nedeniyle anlık olarak düşünememe ve
unutkanlık sorunları yaşayabilir.
Matematik ve fen soruları genellikle yoğun bilgi gerektiren sorular olduğu için o anda hatırlama sorunu yaşar ve o sorulara yanlış
cevaplar vermeye başlar.
Çocuk 1-2 tane soruya yanlış cevap verdiği anda da bütün motivasyonu alt üst olur ve artık o sınavdan kopar.
O yüzden benim önerim ilk 5 dakikayı 1-2 kısa
Türkçe sorusu çözerek geçirsinler. Kendilerini rahat hissedecek seviyeye geldiklerinde, artık sınav kaygısını atlatmışlardır. Şunu unutmasınlar ilk 5 dakikadır yüksek kaygının olduğu an.
Öğrencide, 'Evet ben daha önce bu soruları çözmüştüm, bu soru tipini görmüştüm, bu benim gördüğümden farklı değil' algısı başladığında o kaygı biter zaten.''
Turgay Polat, ailelere de önerilerde bulunarak, sınav haftasında, ailelerin, çocuğa aşırı anlayışlı davranmalarının, onunla tartışmamaya, en sevdiği yemekleri yapmaya, üzmemeye özen göstermelerinin de çocuğu strese soktuğunu ve ailenin normal rutinini bozmamanın büyük önemi bulunduğunu vurguladı.
-''SINAV ANINI ZİHİNLERİNDE CANLANDIRSINLAR''-
FEM Dershaneleri Rehberlik Uzmanı
Faruk Ardıç da öğrencilerin, ''Konuları daha bitiremedim'', ''Tam hazırlanamadım'', ''Başka arkadaşlarım benden daha iyi hazırlandı'' gibi duygularla da kendi kendilerini kaygıya sevk edebileceklerini hatırlattı.
Öğrencinin günlük yaşantısını aksatacak haldeki kaygıların ise normal dışı kaygılar olduğunu belirten Ardıç, bu durumda bir uzmana danışılmasında fayda olduğunu belirtti.
ÖSYM'nin bu yıl çok iyi bir
hazırlık yaptığını ve sınava ilişkin görüntülü
tanıtım CD'leri hazırladıklarını aktaran Ardıç, şunları söyledi:
''Öğrencilerin bu tanıtım CD'lerini ÖSYM'nin sitesinden izlemelerinde fayda var. Bu filmin temel özelliği sınav anında öğrencilerin dikkat edeceği tüm hususlar sergilenmiş. Bunu izlemenin, öğrencilerin temel kaygılarını azaltacağını düşünüyorum.
Ayrıca sınavdan önce, öğrenci eğer sınav anını zihninde canlandırırsa, 'Sınava gireceğim. Kitapçıklar dağıtılacak. Önce adımı kodlayacağım' gibi zihinsel bir alıştırma yaparsa, bu canlandırma da belirsizliği ortadan kaldıracağından dolayı kaygı durumu azalacaktır.''
Öğrencilerin nefes egzersizleri yapmalarının, derin bir nefes alıp, 3-4 saniye nefeslerini tutup daha sonra vermelerinin de sakinleşmelerine neden olacağını ifade eden Ardıç, bu hafta aşırı
ders çalışılmayıp 1-2 deneme sınavı yapılarak geçirilmesini
tavsiye etti.
Ardıç, ''Aşırı yüklenmeye gerek yok. Bir de olaylara pozitif yaklaşmak önemli. Sınav, hayatın bir parçası. 'Kendime güveniyorum. Elimden gelen gayreti göstereceğim' diye düşünsünler. Bu tür düşünceler de kaygılarını azaltacaktır'' dedi.
AA