Okulda her gün 1 öğretmen, rahatsızlıkları sebebiyle okula gelemeyen 2 öğrenciye evlerinde
ders anlatıyor. Yaptıkları işin vicdanî bir sorumluluk olduğunu belirten öğretmenler, "Bu çocukları bir üniversite öğrencisi, öğretmen, doktor ve mühendis olarak görmek, beklediğimiz manevî karşılıktır." diyor.
Özellikle Doğu ve Güney
doğu'da zor şartlarda okumaya çalışan öğrencilere, fedakâr eğitimcilerin desteği sürüyor. Bunun güzel bir örneği de
Van'daki Beyüzümü İlköğretim Okulu'nda gerçekleşiyor. Okulda her gün 1 öğretmen, rahatsızlıkları sebebiyle okula devam edemeyen 2 öğrenciyi evlerinde ziyaret ederek ders veriyor.
Van'da
terör sebebiyle göç eden ailelerin yaşadığı Beyüzümü Mahallesi'nde eğitim veren okulun 7.
sınıf öğrencisi Faruk Dağbaş, romatizmal rahatsızlığı, geçen yıl okul çıkışında geçirdiği
trafik kazasında yaralanan 8. sınıf öğrencisi Mehmet Nesim Erdemir de yürüme güçlüğü yüzünden bu yıl okula devam edemedi.
Öğrencilerinin bu durumuna üzülen öğretmenler, bir araya gelerek, her gün
mesai saatleri dışında Dağbaş ve Erdemir'e evinde ders vermeyi kararlaştırdı. Hazırlanan program doğrultusunda düzenli olarak Dağbaş ve Erdemir'in evine giden öğretmenler, kendi branşlarındaki dersleri anlatarak, öğrencilerin eğitiminin aksamamasını sağlıyor. Beyüzümü İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet
Kızıldeniz, yaptığı açıklamada, öğretmenlerin okuldaki iki öğrenci için büyük çaba gösterdiğini ifade ederek, "Bu, büyük bir fedakarlık örneği.
Öğretmenlerimizin bu davranışı, toplumsal bir bilincin oluşması açısından çok önemli." dedi.
Öğretmenlerden Orhan
Oruç ise Mehmet Nesim Erdemir'in okulun en başarılı öğrencilerinden biri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Okula gelemeyen iki öğrencimizin başarısının devam etmesi için öğretmen arkadaşlarımızla evlerine giderek bunu telafi edebiliriz dedik.
Programlı bir şekilde öğrencilerin evine giderek dersleri anlatıyoruz. İki öğrencimizden de çok iyi sonuçlar aldık. Sınavlarda çok iyi puanlar alıyorlar."
Öğretmenliğin her zaman fedakârlık gerektiren bir meslek olduğunu belirten Oruç, "Öğretmenliği vicdanî bir meslek olarak değerlendiriyorum. Manevî karşılığını beklediğimiz bir iş yapıyoruz. Gelecekte bu öğrencilerimizi bir üniversite öğrencisi, öğretmen, doktor ve mühendis olarak görmek, beklediğimiz manevî karşılıktır." dedi.
Romatizmal rahatsızlığı yüzünden yaklaşık iki aydır
tedavi gördüğünü ve yatağından kalkamadığı için okula gidemediğini anlatan Faruk Dağbaş, öğretmenlerinin bu davranışından büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Okul ortamını ve arkadaşlarını özlediğini anlatan Dağbaş, "Öğretmenlerim ve arkadaşlarım eve gelerek ders veriyor. Onlar gittikten sonra da uğraşım olmadığı için ders çalışmaya devam ediyorum. Öğretmenlerimin ilgisi beni mutlu ediyor." dedi.