Hükümetin yaya kaldığı alan!

Din Sosyolojisi Uzmanı Taha Ünal, samanyoluhaber.com için kaleme aldığı yazıda hükümetin eksik kaldığı bir noktaya dikkat çekti..

Hükümetin yaya kaldığı alan!

Hükümetin, sağlık, ulaşım, mili eğitimin teknolojik v.b. alanlarında gözle görülür icraatlara imza attığına vurgu yapan Ünal şöyle devam etti: Ama maalesef toplumun yetiştirilmesi adına en hayati bakanlık olarak gördüğüm Milli Eğitim Bakanlığı'nın öze yönelik çalışmalarda arzu edilen yerde olmadığını düşünüyorum." Hükümetin bir noktada eksik kaldığını iddia eden Ünal yapılması gerekeni yazısında şöyle açıkladı; "Milli Eğitim Bakanlığı önce öğretmen, aile ve öğrenci sacayağını çok sağlam kurup, sonra da çocuğun yetişmesinin aileden geçtiği gerçeğini göz ardı etmeden velilerin de yetiştirilmesi adına farklı projelere imza atarsa hükümet en hayati ve kalıcı icraatını Milli Eğitim alanında yapmış olacaktır." HÜKÜMETİN YAYA KALDIĞI ALAN Son yıllarda kadın cinayetleri yüzde 1400 artmış görünüyor. Tabi bu rakam kayıtlara girenler. Girmeyenleri de hesaba kattığımız zaman rakam ürkütücü boyutlara ulaşmış görünüyor. Yazılı ve görsel basında konunun genelde haber olarak üzerinde duruluyor. Hükümetin aldığı önlemler ise, Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu'nun değiştirilmesi, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'da düzenlemelere gidilmesi, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün kadına yönelik şiddete karşı projeler şeklinde. Bütün bu önlemlere rağmen şiddetin büyük bir artışla devam ediyor olması ilk bakışta anlaşılmaz bir durum gibi görünürken, sadece yasal düzenlemelerin kadına yönelik şiddet sorununu çözmediği gerçeğini de gün yüzüne çıkartıyor. Ülkemizde kadın cinayetleri de dahil olmak üzere suçların yaklaşık olarak yarısı, 25 yaşın altındaki yaş diliminde bulunan çocuklar ve gençler tarafından işlenmektedir. Halbuki gençlik bir toplumun lokomotifi mesabesindedir. Bir toplum 20-30 yıl sonrasını görmek istediğinde gençliğe bakması yeterli olacaktır. Gencin yetişmesinden birinci derecede sorumlu ilk mektebi olan ailesi olsa da ondan sonra onu yetiştirecek olan okuludur. Şu anda ilk ve orta öğretimdeki öğrenci sayımız 14 milyon küsurdur. Bunların ailelerini de hesaba kattığımızda Milli Eğitim Bakanlığı ülke nüfusunun hemen hemen yarısıyla bir şekilde içli dışlıdır. İşte bu noktada görev her konuda olduğu gibi sorumluluk makamında olan hükümete düşmektedir. Hükümet, sağlık, ulaşım, mili eğitimin teknolojik v.b. alanlarında gözle görülür icraatlara imza atmıştır ama maalesef toplumun yetiştirilmesi adına en hayati bakanlık olarak gördüğüm Milli Eğitim Bakanlığı'nın öze yönelik çalışmalarda arzu edilen yerde olmadığını düşünüyorum. Bakanlık, evet bakanlığın maddi yönlerini çağın şartlarına uygun hale getirmelidir. Zaten bunu da yapmaktadır. Ancak bir insanın başta ilgi ve şefkat olmak üzere manevi ihtiyaçlarını da göz önüne alarak ona göre çalışmalar yapılırsa diğer çalışmalar o zaman bir mana ifade edecektir. İnsanın manevi yönleri ihmal edildiğinde sağlıklı bir fert olması mümkün olamıyor. Sağlıklı olmayan bir ferdin kurduğu aile de sağlıklı olamıyor. En ufak bir sarsıntıda yıkılıyor. Toplumu bir insan vücudu, aileyi de bu vücudun bir hücresi gibi düşünürsek sağlıklı ailelerden müteşekkil bir toplum sağlıklı olacak, aile sağlığını kaybetmiş bir toplum ise sağlıklı olamayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı önce öğretmen, aile ve öğrenci sacayağını çok sağlam kurup, sonra da çocuğun yetişmesinin aileden geçtiği gerçeğini göz ardı etmeden velilerin de yetiştirilmesi adına farklı projelere imza atarsa hükümet en hayati ve kalıcı icraatını Milli Eğitim alanında yapmış olacaktır. Taha ÜNAL (Din Sosyolojisi Uzmanı)
<< Önceki Haber Hükümetin yaya kaldığı alan! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER