Geçtiğimiz hafta ÖSS
yerleştirme sonuçları açıklandı. Bu sonuçlarda en başarılı il Kırklareli olurken, en başarısız il ise
Hakkari oldu.
Türkiye'nin en
batısındaki Kırklareli ile en
doğusundaki
Hakkâri arasındaki bu fark, aslında her şeyi anlatmaya yetiyor. En çok da
Kürt açılımına neden gerek olduğunu... İki farklı coğrafyadaki iki farklı
kent; insanları aynı ülkenin kimliğini taşıyor, aynı bayrağın gölgesinde yaşıyor, öğrencileri aynı devletin açtığı okullarda eğitim görüyor. Ancak sonuçlara bakıldığında biri birinci, diğeri sonuncu. Arada bir
uçurum var yani. Acaba bu uçurum nedeni
bölgesel şartlar mı, insanlar mı, devlet mi, imkansızlıklar mı? İki şehir arasındaki büyük coğrafî farkın eğitime erişimi bu kadar etkilemesinin sebeplerini ilgililerine sorduk.
Ülkenin batı sınırındaki Kırklareli'nde eğitim, bir
aile geleneği. Toplumda öğrenim görmeyen
genç yok gibi. Aileler arasında çocuğuna en iyi eğitimi verme konusunda bir
yarış yaşanıyor. Ülkenin doğusundaki Hakkâri'de ise çocuklar ekmek parası için çalışmak zorunda. Bazı aileler bir çocuğunu seçerek okutuyor. Bazı bölgelerde öğrenciler 60–70 kişilik
sınıflarda
ders görüyor. Ya bir
vekil öğretmen var ya da hiç yok. Kırklareli'nde ise öğrenciler 20 kişilik sınıflarda ders görüyor. İki şehir arasında eğitime bakışta sosyal, kültürel ve
ekonomik birçok fark bulunuyor. Kırklareli
Valisi
Cengiz Aydoğdu, şehirdeki başarıda ailelerin rolünün büyük olduğunu belirtiyor. Kırklareli'nde aileler arasında çocuğuna en iyi eğitimi kazandırma yarışı olduğunu kaydeden Aydoğdu, Türkiye'de özlenen ve istenen tabloyu
yaşamanın kıvancını duyuyor.
Hakkâri Valisi
Muammer Türker ise şehrin başarısızlığını gelen öğretmenlerin kısa sürede gitmesine bağlıyor. Aileleri eğitime zorla
teşvik ettiklerinden dert yanıyor. Şehirdeki; altyapı eksikliği, hızlı
nüfus artışı ve nüfus hareketliliği, ekonomik yetersizlik, ailelerin ilgisizliği, diğer sebepler arasında yer alıyor. Vali Aydoğdu ise bu durumun tam zıddı bir tablo çiziyor: "Kırklareli'nde ailelerin gelir düzeyleri çocukları için ilgilenmelerine yeter. Başta
pancar ve
ayçiçeği olmak üzere tarım, bölge insanının ekonomik ihtiyacını rahatlıkla karşılar.
Okulda yapılan veli toplantıları, çok kalabalık olur. Hararetli tartışmalar meclis toplantılarını aratmaz. Okul sayımız eğitim için yeterli. Ayrıca şehir göç almadığı gibi göç de vermiyor. Şehrin göç almaması yerel kültürel yapının bozulmasını engelliyor."
Öğretmenler Hakkâri'den kaçıyor Kırklareli'nde yaşamak istiyor
Hakkâri'ye atanan öğretmenlerin ilk kurayla geldiklerini hatırlatan Vali Muammer Türker, atanan öğretmenlerin bir kısmının gelmediğini belirtiyor. Gelenlerin de kalma süresinin bir yılın biraz üzerinde olduğuna dikkat çekiyor: "Öğretmen sirkülâsyonu öğrencinin motivasyonunu bozuyor. Bu da eğitimde 'kalite' sözünü bile kullanmamızı engelliyor.
Öğrencilerin dersleri bazen boş geçiyor. Öğretmen açığını gidermek için formasyonsuz eğitimcilerle çalışıyoruz."
Hakkâri Çağlayan FEM Dershanesi Müdür Yardımcısı Nurullah Güneş de şehrin ÖSS ve SBS'de son sırada yer almasında en önemli etkenin öğretmen sirkülasyonu olduğu görüşünde. Hakkâri gibi doğu illerine, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin atandığını dile getiren Güneş, öğretmenin kalıcı olması için ekstra ödeme yapılması gerektiğini savunuyor. Kırklareli'nde ise tam tersi bir durum yaşanıyor. Şehre gelen öğretmenler gitmek istemiyor. Vali Cengiz Aydoğdu, mesleğe yıllarını vermiş öğretmenlerin şehre
emekli olmak için geldiğini belirtiyor: "Burada rahat bir yaşam amaçlıyorlar. Bekâr olarak gelenler evlenip yerleşmeyi
tercih ediyor. Burası öğretmenler için cazibe merkezi."
Hakkâri'de 5, Kırklareli'nde 21 dershane var
Üniversiteye yerleşmek için zorunluluk halini alan dershane cephesinde de iki şehir arasında büyük fark göze çarpıyor. 62 bin nüfuslu Kırklareli'nde 21 dershane bulunurken 97 bin kişilik Hakkâri'de toplam 5 dershane var. Hakkari'de
lisans programlarına yerleşen öğrencilerin önemli kısmı dershanelere giden öğrencilerden oluşuyor. 1994'ten beri şehirde
hizmet veren Çağlayan
FEM Dershanesi, bütün olumsuzluklara rağmen ÖSS'de büyük başarı göstermiş. Bu yıl sınava giren 300 öğrencilerinden 212'si lisans ve
önlisans programlarına yerleşmiş. Kırklareli'ndeki dershaneler arasında ise en iyiyi sunma yarışı yapılıyor. Üniversite kazandırma açısından
Marmara Bölgesi 1.si olan Kırklareli FEM Dershanesi'nde bu yıl sınava giren 460 öğrencinin yüzde 80'i bir üniversiteye yerleşti. Öğrencilerden 18'i Türkiye geneli ilk 1.000'e girdi.
Başarılı öğrencilerin tercihi ise tıp, hukuk ve
eğitim fakülteleri oldu. "En iyisini sunmak zorundayız." diyen
dershane müdürü Hasan Çakır, "Halk ve öğrenci çok bilinçli. Dolayısıyla dershane olarak biz de kendimizi sürekli geliştirme ihtiyacı duyuyoruz. Mükemmeli arıyoruz." vurgusu yapıyor.
***
Eğitim konusunu, terörden önce görebilmeliydik
Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu: Kırklareli ile Hakkâri, gerçekten Türkiye için çarpıcı bir zıtlık içinde. Güneydoğu'daki eğitim konusunu, terör kavramından önce görebilmeliydik hâlbuki. O zaman her şey farklı olurdu.
Güvenlik olmadan bir şey olmaz, doğrudur. Ancak eğitim olmadan da yarın olmaz.
***
Eğitimde öğrenciye rol model olacak kimse yok
Hakkâri Valisi Muammer Türker: Bu sonuç, yılların getirdiği bir birikimle ortaya çıktı. Ailelerin ekonomik durumu iyi değil ve çocuklarının eğitimlerine parasal katkı sağlayamıyor. Parası olan aile içinse eğitimde yönlendirecek, teşvik edecek rol modeli yok. Hakkâri'de eğitimin önündeki en büyük engel terör. Şehir terörle birlikte anılıyor. Hükümetin ortaya koyduğu Kürt açılımı bölge insanı için umut oldu. Şehrin geleceği bu süreçten olumlu etkilenecek. Bu çerçevede hükümetin bölgeye yaptığı altyapı, yol, havaalanı gibi yeni yatırımların oluşturacağı yeni imajın, öğretmenlerin bölgeye bakışını değiştirmesini umuyoruz.
***
Başarısız öğrencinin peşini bırakmıyoruz
Kırklareli Milli Eğitim Müdür Vekili Ziya Eser: Kırklareli'nde eğitim bir gelenek halini aldı.
Veliler, duyarlı ve bilinçli. Dışarıdan buraya gelen veli ve öğretmen de buradaki geleneğe ayak uyduruyor. Bu eğitim çarkı içine kolayca adapte oluyor. Kişisel eksiklikler bu
sistem içinde kayboluyor. Okul yönetimleri velilerle iyi
iletişim kuruyor. Sadece başarılı olan öğrencilerimizi taltif edip bununla övünmüyoruz. Başarıyı yakalayamayan öğrencilerimizin peşini de bırakmıyoruz. Hayata sarılıp bir iş bulana kadar takip altında tutuyoruz.
***
Öğrenci, Türkçeyi yabancı dil olarak okulda öğreniyor
Hakkâri Üniv. Rektörü Prof. Dr. İbrahim Belenli: Hakkâri, birçok bakımdan Türkiye'de son sıralarda yer alıyor. Ekonomik olarak geri kalmış bölgenin çok çocuklu aile yapısının getirmiş olduğu problemler var.
Ankara ve
İstanbul gibi illerde okula giden veya ÖSS'ye hazırlanan çocuğun kendine ait bir odası bulunurken Hakkâri'de öğrencilerin bunu hayal bile etmesi imkânsız. Öğrenci, Türkçeyi yabancı dil olarak okulda öğreniyor.
Kitap okuma alışkanlığı yok. Oysa öğrencilerin anlama becerilerinin gelişmesi için kitap okuma alışkanlığı kazanması gerekiyor.
***
Standartların düşüklüğü beklentiyi düşürüyor
Sosyolog Doç. Dr. Vehbi Başer: Hakkâri'de standartlar çok düşük. Bu da
halkın eğitimden beklentisini çok düşürüyor. Eğitim için vazgeçebilecekleri çok az şey kalıyor. Buna karşın Kırklareli Türkiye'nin en zengin ili değil, ancak orta sınıfın hakim olduğu bir yer. Zenginler için eğitim 1. sırada öncelikli değildir. Ancak orta sınıf, hayata tutunma gücünü eğitimde buluyor. Kırklareli'nde üniversiteye ilginin sebebi bu orta sınıf.
ZAMAN