2010 yılında,
Mardin Artuklu
Üniversitesi ve Yüksek Öğretim Kurumu'nu karşı karşıya getiren
Kürt Dili ve
Edebiyatı Bölümü'ne onay çıktı.
YÖK, 2010 yılında Mardin
Artuklu Üniversitesi, Kürdoloji Enstitüsü bünyesinde 4yıllık
lisans düzeyinde
Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü açmak için başvurdu. YÖK, Kürdoloji Enstitüsü'nün ismini kullanmaktan çekindiği için enstitünün ismini Yaşayan Diller olarak değiştirmiş ve 4 yıllık lisans düzeyi yerine ise 2 yıllık
yüksek lisans onayını vermişti.
YÖK'ün verdiği Kürt Dili ve Edebiyatı kararı ile ilgili bir açıklama yapan Prof. Dr. Kadri
Yıldırım, YÖK'ten Kürt dili ve edebiyatı alanında 4 yıllık bir lisans eğitimi onayını almak için "Kapıdan kovulsak bacadan gireriz" ısrarıyla işin peşini bırakmadıklarını söyledi.
Üniversite olarak Ocak ayında yine 4 yıllık lisans düzeyinde müstakil bir "Kürt Dili ve Edebiyatı" bölümünün açılmasına ilişkin taleplerini yinelediklerine dikkat çeken Yıldırım, "Bu kez yoğun bir
kulis ve etkin bir teşebbüs olgusuyla işin takipçisi olduk. Böylece YÖK Yürütme Kurulu'nun 26.01.2011 tarihli toplantısında, hayalini kurduğumuz bu bölümün açılması sağlandı. Bilindiği gibi, 2009 yılında Edebiyat Fakültesi bünyesinde lisans düzeyinde müstakil bir Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması için üniversitemizin bir talebi olmuştu. Bu talep uygun görülmeyince 2010 yılında Yaşayan Diller Enstitüsü adıyla kurulan enstitümüz bünyesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı açılmasına ilişikin üniversitemizin ikinci bir talebi olduysa da bu isim yerine Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı kararı çıktı ve bu Anabilim Dalında verilen izinle 20 (yirmi) yüksek lisans öğrencisi aldık. Bu öğrencilerle bu eğitim hâlen verimli bir şekilde devam etmektedir.
Ancak "kapıdan kovulsak bacadan gireriz" ısrarıyla işin peşini bırakmaya niyetli olmayan üniversitemiz 11. 01. 2011 tarih ve 93 sayılı yazıyla yine lisans düzeyinde dört yıllık müstakil bir "Kürt Dili ve Edebiyatı" bölümünün açılmasına ilişkin talebini yineledi. Bu kez yoğun bir kulis ve etkin bir teşebbüs olgusuyla işin takipçisi olan rektörümüz Sayın Prof. Dr.
Serdar Bedii Omay'ın üstün gayretleri netice verdi ve böylece YÖK Yürütme Kurulu'nun 26.01.2011 tarihli toplantısında hayalini kurduğumuz bu bölümün açılması sağlandı." dedi.
"KÜRTÇE EĞİTİMLE ÜLKE BÖLÜNMEZ"
Kürtçe eğitim verilmesi halinde
ülkenin bölebileceğine ilişkin endişe taşıyanlara da
cevap veren Yıldırım, resmi anlamda resmi bir kurumda verdikleri Kürtçe yüksek lisans derslerinden
Türkiye'nin hiç bir zarar görmediğini ifade etti. Yıldırım, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Bir dilin asimile edilmesi ve yasaklanmasının neye mal olduğunu hepimiz gördük ve görüyoruz. Bu bölümlerin açılması ile bu enstitülerin açılması ile bu dil yok kabul edilmekten var olduğu kabulüne yönelik olduğu ortaya çıktı. Devletin resmi mercileri artık buna onay vermiş oldular. Tabii hala Kürt dili ile yapılacak olan eğitimin, ülkenin birlik ve beraberliğine zarar mı getireceği yoksa yarar mı getireceği tartışılmakta. Buna karşı çıkanlar Kürt dilinin üniversitelerde veya genel manada eğitim dili olarak kullanılmasının ülkeyi bölebileceğine ilişkin endişeler taşımakta. Oysa biz bu bir yıllık kısa bir süre içinde geçirmiş olduğumuz enstitü tecrübesinden de yola çıkarak emin bir şekilde diyebilirim ki bu dilin eğitimde kullanılmasının ülkeyi bölmeye parçalamaya ilişkin en
küçük bir etkisi yoktur. Bilakis farklı kökenlere mensup vatandaşlarımızı, insanlarımızı daha da birbirine bağlamaya birbirleri ile kenetlemeye yönlendirecektir diye düşünüyorum. Resmi anlamda resmi bir kurumda verdiğimiz Kürtçe Yüksek Lisans derslerinden Türkiye hiç bir zarar görmedi. Bilakis her kesimden takdir edici tutumlar, davranışlar söz konusu olmuştur."
Yıldırım, üniversiteye bağlı Yaşayan Diller Enstitüsü bünyesinde yer alan Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı'nda görevli
öğretim üyelerinin, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde de görevlendirilmesi sağlanarak, 2011-2012 eğitim öğretim yılında bu bölüme ilk etapta 30 öğrenci alınması için YÖK'e başvurduklarını sözlerine ekledi.