‘
İran sınırında,
Erbil’e dört saat uzaklıkta Çoman diye bir ilçe var. Sene başında oradaki milli eğitim müdürünü ziyarete gittik. Kaymakam,
Işık okullarından geldiğimizi duyunca bizimle tanışmak istediğini söylemiş. Hemen bulunduğumuz yere geldi. Çok heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Kısa bir tanışma faslından sonra çocuğuyla ilgili tecrübesini anlatmaya başladı: Çocuğumu nerede okutacağım diye düşünüyordum. Yavrumun en iyi okullarda okumasını istiyordum; ancak aklıma gelen bir yer yoktu. Ona nerde okumak istediğini sordum; nereden duymuşsa ‘Ben
Işık Koleji’nde okumak istiyorum’ dedi. Bunun üzerine ben de okullarınızı araştırmaya başladım. Sonunda içim çok rahatladı ve geçen hafta çocuğumu sizin okula yazdırdım. Anladım ki siz, din, dil, ırk ayrımı yapmadan barış, huzur ve insanlık için eğitim veren bir topluluksunuz. İyi ki buradasınız, lütfen bu eğitim ağınızı genişletin.’
Aylardır
sınır ötesi operasyonla anılan
Kuzey Irak’taki
Türk okullarını
Türkiye ne kadar tanıyor? Irak-Türk
Okulları Genel Müdürü Talip Büyük’ten dinliyoruz yukarıdaki ifadeleri. Ve ekliyor Talip Bey: “Gittiğimiz her yerde böyle hadiselerle karşılaşıyoruz. Binlerce insan okullarımıza
kayıt yaptırabilmek için sıraya giriyor; ancak biz sadece çok az sayıdaki kişiyi alabiliyoruz. Keşke burada daha çok öğrenci okutabilsek.”
BİZ OKUTAMAYINCA BAŞKALARI SAHİPLENİYOR
Erbil’de yaşayan eğitimci Talip Büyük’ün anlattıkları, sadece oradaki okullarla ilgili değil elbet. Onun aktardığı çok önemli bir ayrıntı daha var: “Mezun ettiğimiz çocukları Türkiye’deki üniversitelerde okutma konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. Şartlar çok zor. Burada misyonerlik faaliyetleri had safhada.
Amerikalılar yıl sonunda lise
mezunlarına bir sınav yapıyor. Her yıl belirli seviyedeki 10 çocuğu alıp bir yıllığına Amerika’ya götürüyorlar. Amerikalı üst düzey yetkililer onlara
vakit ayırıyor. Ne olurdu sanki biz de Türkiye’de rahatlıkla okutabilseydik. Bizim din, kültür ve akrabalık bağımız var burayla. Türkiye bu avantajı kullanmalı.”
Türkiye ile
Kuzey Irak’ı birbirine bağlayan çok sayıda bağ var elbet. Türkiye, Kuzey Iraklılar için ışıldayan bir büyük
ülke; herkesin hayalini kurduğu bir fırsatlar ülkesi. Aradaki suni soğukluğu gidermek için bir el uzatmak yetiyor. Bunu fark eden bir grup eğitim
gönüllüsü, savaşlarla yoğrulan
bölgeye tam 14 yıl önce gidip okullar açmaya başladı. Şüphesiz, onca yıl barut kokusu soluyan bir diyarda okullar açıp eğitim vermek hiç de kolay değil. Okullar açılmaya başladıktan sonra burası üç savaş geçirdi.
Körfez Savaşı, Kuzey Irak’ı ele geçirmek isteyen Mesut
Barzani ve Celal
Talabani arasındaki savaş ve Irak işgaliyle başlayan son kanlı dönem… 1990’lı yıllarda bölgeye
egemen olan
Saddam Hüseyin korkusu da iyice zorlaştırıyordu eğitim gönüllülerinin işini. Ancak açılan Türk okulları hiçbir şekilde kapanmadı ve gönüllü eğitimciler hiçbir zaman okullarını terk etmedi.
Saddam Hüseyin’in kimyasal
silah atacağı korkusuyla Erbil’in boşalıp dağlara kaçtığı günlerde bile okullar eğitim-öğretime ara vermeden devam etti. Bu yüzden Kuzey Irak’ta Işık okullarını kime sorarsanız sorun hep şu yorumu duyarsınız: “Türk okulları en zor zamanımızda yanımızdaydı. Biz de onları hiç yalnız bırakmak istemiyoruz.”
GÖNÜL KÖPRÜLERİ GENİŞLEMELİ
Sessiz sedasız büyük işlere
imza atan ve bir gönül köprüsü oluşturan yüz akı okulların fonksiyonu içinden geçtiğimiz zor dönemde daha iyi anlaşılmaya başlandı.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, Kuzey Irak insanına eğitim elinin uzatılması gerektiğini, mesela bu
gençlerin Türkiye’deki üniversitelerde okutulabileceğini söylüyordu geçtiğimiz günlerde. 20-30 yıl sonrası düşünülerek kapsamlı ve kucaklayıcı
politika izlenmesini salık veriyordu CHP lideri.
Irak-Türk Okulları Genel Müdürü Talip Büyük, Kuzey Irak’a yönelik kapsamlı bir eğitim hamlesinin sonuçları için 20-30 yıl beklemek gerekmediğini söylüyor. Okullarımızdan mezun olan çocukların Türkiye’de üniversite okuması sağlansa bu bile yeterli olacaktır. Bizden mezun olanların yüzde 40’ı, 50’si Türkiye’deki üniversitelerde okusun istiyoruz. Türkiye’yi tanıyan, Türk kültürünü öğrenen
Kürt çocuklarının yüksek eğitimde de bunu yerinde öğrenmeleri yeterli olacaktır.”
TÜRKİYE’Yİ VE TÜRKLERİ ÇOK SEVİYORUM
Kuzey Irak’taki Türk okullarından şimdiye kadar 599 öğrenci mezun oldu; ancak bu öğrencilerin çok
küçük bir kısmı Türkiye’de üniversite okuyabildi, okuyabiliyor. Diğer öğrenciler ya Batı ülkelerinde ya da Kuzey Irak’taki üniversitelerde okudu, okuyor. Halihazırda 2 bin 200 öğrencisi bulunan
Işık Kolejleri’nde okuyan çocuklar, lise seviyesine geldiklerinde
Türkçeyi çok iyi öğrenmiş ve Türkiye’yi yakından tanır duruma geliyorlar.
Erbil’deki Işık Koleji’nde okuyan lise üçüncü
sınıf öğrencisi Sakar İsmail, çok güzel Türkçe konuşanlardan sadece birisi. Okulunu ve hayalini şöyle anlatıyor İsmail: “Burası benim evim gibi.
Öğretmenlerimiz de birer ağabey gibi. Sınıfta öğretmen-öğrenci, dışarıda da ağabey-kardeş gibiyiz. Türkçeyi ve
İngilizceyi burada öğrendim. Bir Kürt olarak Türkiye’yi ve Türkleri çok seviyorum. İmkânım olursa Türkiye’deki bir üniversitede okumak istiyorum.”
Ortaokul ikinci sınıfa giden Ahmet Yasin’in durumu da farklı değil. Türkçeyi çok iyi konuşabilen yüzlerce arkadaşı adına konuşuyor Ahmet: “Türkçeyi herkes biliyor. Çoğu zaman Türkçe konuşuyoruz. Biz şimdi
Kürtçe, İngilizce ve Türkçe konuşuyoruz. Buradan mezun olduktan sonra Türkiye’deki herhangi bir üniversitede mühendislik okumak istiyorum. Ama
İstanbul olursa daha iyi olur.”
AİLEMİZ DE TÜRKÇE ÖĞRENDİ
Türk okullarında okuyan öğrenciler Türkiye’yi çok yakından tanıma fırsatı yakalıyorlar. Türk kültürüne yakından aşina oluyor bu gençler. Türkiye’deki akranlarından çok farkları yok aslında. Mesela her öğrencinin tutuğu bir Türk takımı var.
Galatasaray,
Fenerbahçe ve
Beşiktaş Kürt gençlerinin yakından takip ettiği kulüpler. Küçük bir araştırma bile öğrencilerin Türkiye’yi çok yakından tanıdıklarını anlamaya yetiyor. “Türkiye’de nereyi görmek istersiniz?” sorusunu
cevaplarken
Safranbolu,
Abant gibi yerleri zikretmeleri oldukça dikkat
çekici. Oysa Iraklılar Türkiye’de genel itibariyle sadece
Antalya gibi yerleri görmeyi
tercih eder ve oraların ismini bilirler. Işık kolejleri, öğrencilerin Türkiye merakını gidermek amacıyla bir formül geliştirmiş bu yüzden. Her yıl 20-30’lu gruplar halinde öğrenciler Türkiye’ye getirilip önemli mekanlar gezdiriliyor. Bu seyahatler, öğrencilerin Türkiye’yi tanıması adına büyük ufuk açıyor.
Öğrencilerin sadece kendileri değil, onları bu okullara gönderen aileleri de Türkiye’yi daha yakından tanımaya başlıyor. Selahattin
Üniversitesi ekonomi bölümünde okuyan Ahmet çok iyi Türkçe konuşuyor. “Türkçeyi nereden öğrendin?” sorusuna şöyle cevap veriyor Ahmet: “Benim kardeşim Işık Koleji’nde okuyor, Türkçeyi çok iyi biliyor. Ben de ondan öğrendim. Ailem de şimdi Türkçe biliyor. Kardeşim bütün aileyi etkiledi. Okulu bitirip Türkiye’de mastır yapmak istiyorum; ama bu nasıl olacak bilemiyorum.”
IŞIĞI, KENDİ OKULLARINA TAŞIYORLAR
Işık Kolejleri, verdiği mezunlarla çoktan meyveye durmuş. Bu okullardan mezun olan çok sayıda öğrenci Kuzey Irak’ta önemli işler yapmaya, görevler almaya başladı. Işık Kolejleri’nden mezun olduktan sonra kendi okullarına dönenler de var. Bu sefer öğrenci değil, birer eğitimci olarak tabii. Işık Okulları’ndan mezun 18 öğretmen, “okullarımız” dedikleri eğitim kurumlarında kendileri gibi pırıl pırıl öğrenciler yetiştiriyorlar şimdi. Bu öğretmenler Türkiye’yi iyi bilen, Türkçe konuşabilen birer eğitim gönüllüsü olarak yeni kuşaklara örnek teşkil ediyorlar.
4 yıldır Işık Okulları’nda
Arapça öğretmeni olarak çalışan İsmail Hüseyin, bir Türk okulunda çalışmanın çok avantajlı olduğunu söylüyor: “Bu okullar sıradan okullar gibi değil. Farklı bir konseptle iyi insan yetiştirmeye önem veriyorlar. Bu sistemin bir parçası olduğum için çok mutluyum.”
Türkiye’nin değişik illerinden 95 öğretmen, Işık Kolejleri’nde bölgenin bir paçası olmayı çoktan başarmışlar. Öğrencileriyle iyi
diyalog kuran eğitim kadrosu, kendilerini halktan soyutlamamaya da özen gösteriyor. Halkla içi içe yaşayan öğretmenler yeni komşular edinip yeni dostluklar kurmuşlar bölgede. 3 yıl önce İstanbul’dan Kuzey Irak’a gidip kolejlerde
öğretmenlik yapmaya başlayan Adem Çayır bunlardan biri. İngilizce öğretmeni Çayır, aynı zamanda Erbil’deki Işık Koleji’nin 2-B sınıfının da
rehber öğretmeni. Rehberlik dersinde konuşulan tek dil Türkçe. Adem öğretmen Türkçe anlatıyor dersi ve soruyor: “İyi insan nasıl olunur?” Kürt gençleri de Türkçe cevap veriyor.
İlki 1993 yılında Kuzey Irak’ın Erbil kentinde açılan Işık Kolejleri geçtiğimiz günlerde
hizmete giren anaokuluyla birlikte bölgedeki okul sayısını 8’e çıkarttı. Işık Kolejleri Kuzey Irak’ın önemli kentlerine yayılmış durumda.
Süleymaniye’de
ilköğretim, biri kız diğeri erkek lisesi olmak üzere 3 okul bulunuyor.
Kerkük’te bir lise, Erbil’de ise anaokulu, ilköğretim, erkek ve kız lisesi olmak üzere toplam 4 okul bulunuyor. Bu okullarda halihazırda toplam 2 bin 200 öğrenci okuyor. Kolejlerin sayısı önümüzdeki eğitim dönemi daha da artacak. Kerkük ve Dohuk’ta birer lise açılması planlanıyor.
Kuzey Irak’taki Işık Kolejleri uluslararası olimpiyatlarda kazandığı
madalyalarla da göz dolduruyor. Madalya ve başarı belgeleri okulun girişindeki vitrinde gururla muhafaza ediliyor. Sadece olimpiyatlarda değil, üniversiteye girişte de zor erişilecek bir başarı sergiliyor bu öğrenciler. Geçtiğimiz yıl Işık Kolejleri’nden mezun olan 132 öğrencinin tamamı çeşitli üniversiteleri kazandı.
IŞIK ÜNİVERSİTESİ YOLDA
Kuzey Irak’ta eğitim hayatına ışık veren Türk okulları kendi öğrencilerini kendi üniversitelerinde okutabilmek için önümüzdeki dönemden itibaren Erbil kentinde “
Işık Üniversitesi” açmayı da planlıyor. İlgili resmi işlemlerin tamamlandığı üniversite için çalışmalara hız verilmiş durumda. Böylece 5 yaşında Işık Kolejleri’ne başlayan Kuzey Iraklı bir öğrenci üniversiteden mezun olana kadar Türk eğitim kurumlarında yetişebilecek. Bölgede faaliyet gösteren Işık Kolejleri’nden mezun öğrenciler, burada bulunan önemli üniversitelerin iyi bölümlerini kazanıyor. Bu öğrencilerin Türkiye’de okuyabilmesi biraz zor; ancak buna rağmen kolejlerin başarılı öğrencileri YÖK’ün düzenlediği Yabancı Dil
Sınavlarına girip belirli puanları alarak Türkiye’de öğrenim görebiliyor. Şu anda bu yolla birçok öğrenci Türk üniversitelerinde öğrenimini sürdürüyor. Kolejlerdeki
Türkmen öğrenciler ise “
Türkiye Cumhuriyeti soydaşları” statüsünden faydalanıp Türkiye’deki üniversitelerde öğrenimlerini sürdürebiliyor. Kuzey Irak’taki Işık okullarında çok sayıda Türkmen öğrenci de bulunuyor.
Irak Kürdistan Demokrat Partisi Genel Sekreteri Fazıl Mirani:SİLAHLA HALLEDİLECEK BİR ŞEY KALMADI; OKULLARIN SAYISI ARTMALI
Türkiye ile çok eskiden beri dostuz. Tarihî bir geçmişimiz ve komşuluk ilişkilerimiz var. Bunun ötesinde
ekonomik bir bağımız da var. Erbil’den
Basra’ya kadar Türk şirketleri çeşitli hizmet alanlarında faaliyet gösteriyor. Işık Kolejleri de eğitim alanındaki boşluğu dolduruyor. Türk işadamları tarafından açılan bu okulların sayısının artırılmasını istiyoruz. Çünkü burada silahla halledilecek bir şey kalmadı. Türkiye bölgede sözü geçen ve sözüne itibar edilen bir ülke, bunu kullanmalı. Bize kimsenin
selam vermediği dönemlerde Işık Okulları burada eğitim hizmeti veriyorlardı. Biz bunu asla unutmayacağız. 14 yıl önce başlayan bu eğitim ağında emeği geçen herkese şükran borçluyuz.
Dostluk ve kardeşliğimizin daha da pekişmesi için bu okullar çok önemli. Şimdi çocuklarımız olimpiyatlarda derece alıyor, Türkçe öğreniyor ve Türkiye’yi yakından tanıyor. Bunun kadar güzel bir şey olamaz.
Erbil Valisi Nevzat Hadi:TÜRK OKULLARIYLA KADER BİRLİĞİMİZ VAR
Türkiye’nin bölgedeki
yardımları inkâr edilemez. Okullardaki öğretmenler zor günlerimizde hep yanımızdaydılar. Buradaki eğitim bizim okullarımızdaki eğitimden çok çok üstün. Bölgeye eğitim alanında
modern sistemler getiren bu okullar Kuzey Irak’a ışık saçıyor. Türk okullarında okumak bir ayrıcalık. Öğrencilerimiz de bunun farkında. Okullardan mezun olacak öğrenciler bölgenin kalkınması için en iyi yerlerde görevler alacaklar. Bu bizi ayrıca mutlu ediyor. Öğretmenler sayesinde Türkiye’yi yakından tanıma imkânımız oluyor. Geçmişten gelen bir kader birliğimiz var ve yıllar sonra bu tarihî bağı Işık Kolejleri canlandırma gayreti içinde. Her türlü desteğimiz ve gönlümüz bu okullardan yana. Çocuklarımızı ölmek ve öldürmekten kurtarmak istiyoruz. Bu yüzden de birbirimize yardım elini uzatmamız gerekiyor. Bu okullar dünyanın dört bir tarafında bulunuyor. Burada da bulunmasından dolayı büyük mutluluk duyuyoruz.
YÜKSEK ÖĞRETİMDE YABANCILAR SÖZ SAHİBİ
Türkiye, Kuzey Irak’la ticari ilişkiler ve yatırım konusunda şimdiye kadar önemli adımlar attı; ancak eğitim alanında beklenen hamleleri gerçekleştiremedi. Oysa hemen yanı başımızdaki bu coğrafyada binlerce kilometre uzaktan gelen
yabancıların açtığı ciddi eğitim kurumları, bölgede bu sektörü ele geçirmeye başlamış.
Kuzey Irak bölgesel yönetimiyle iyi ilişkileri olan ABD, bu ilişkiyi eğitim alanına da taşımış. Süleymaniye’de açılan Irak
Amerikan Üniversitesi şimdiden bölge insanının dikkatini çekiyor. ABD Kongresi’nin bağışladığı 10 milyon dolarlık yardımla 100 milyon doları geçen bir maliyetle hizmete giren üniversite,
Beyrut ve
Kahire’deki Amerikan üniversitelerini
model alıyor. İngilizce eğitim veren üniversitenin bir yıllık ücreti 10 bin dolar.
Erbil’de ise
Fransız-
Lübnan Üniversitesi bulunuyor. Lübnan’dan bilimsel
destek alacak olan üniversite İngilizce eğitim veriyor.
“Yarı yabancı” sayılan diğer bir üniversite ise Kürdistan Üniversitesi. Bu üniversite üst düzey diplomat ve
siyasetçi yetiştirmeyi hedefliyor. Bu yüzden üniversitenin Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Enstitüsü’nde 350 öğrenciye özel eğitim veriliyor. Kürt milliyetçiliğinin de aşılandığı üniversitenin eğitim kadrosu içinde çok sayıda yabancı akademisyen bulunuyor. Üniversitede öğrenim dili İngilizce.
Kuzey Irak’ta yabancı kolejler de dikkat çekiyor. Dohuk’ta Fransız koleji bulunurken, ABD’nin Erbil ve Süleymaniye’de Media Koleji, Lübnanlıların ise Şüheyfat Okulu bulunuyor.
K.IRAK’TA ÜNİVERSİTE OKUYAN TÜRK ÖĞRENCİLER
Sadece Kuzey Iraklı gençler Türkiye’deki üniversitelerde okumuyor, Türkiye’den gidip orada okuyan üniversite öğrencileri de var. Türkiye’de üniversite kazanamayan Türk kökenli öğrenciler Erbil ve Dohuk’taki üniversitelerde öğrenim görüyor. Bunlardan biri de adının Leyla olarak yazılmasını isteyen
Ankaralı bir genç kız. Selahattin Üniversitesi’nde okuyan Leyla, bu yıl ikinci sınıfa gidiyor. Leyla, Kürtlerle bir problem yaşamadıklarını, kendisinin Kürt yönetimiyle ilgisinin bulunmadığını, kendisi gibi Türkiye’den gelen birçok arkadaşının Kuzey Irak’taki üniversitelerde okuduğunu vurguluyor. Oysa Türk medyası sadece Barzani tarafından burslu okutuldukları söylenen Kürt kökenli öğrencileri gündeme taşımıştı.
Kuzey Iraklı üniversite öğrencileri:
TÜRKİYE, KENDİ EVİMİZ GİBİ SIMSICAK
Kuzey Irak ile Türkiye arasında eğitim alanında sınırlar çoktan kalktı. Bugün Erbil’den, Süleymaniye’den, Dohuk’tan, Kerkük’ten gelen çok sayıda öğrenci Türkiye’deki değişik üniversitelerde eğitim alıyor. Kuzey Irak’tan gelen yaklaşık 100 Kürt kökenli öğrenci Ankara ve İstanbul’daki üniversitelerde eğitim görüyor.
ODTÜ ve
Bilkent gibi kamuya ait veya özel üniversitelerde öğrenim alan Kuzey Iraklı gençler, Türkiye’ye minnettar. Bunlardan biri de
Fatih Üniversitesi’nde okuyan Razee Hussein Jamal. Razee, Süleymaniyeli bir Kürt kızı. Türkiye’deki eğitim kalitesini beğendiği için yabancı dil sınavına girerek ülkemizde okumaya başlamış.
Bilgisayar mühendisliği ikinci sınıfta okuyan Razee, aynı üniversiteden 4 Türk kız arkadaşıyla aynı evi paylaşıyor. Çok iyi Türkçe konuşan Razee, İstanbul’da en çok tarihî yarımadayı sevdiğini anlatıyor: “Türkiye’yi herkese anlatıyorum. Ailemi özlüyorum; ama burası da çok sıcak ve kendi evim gibi. Türk arkadaşlarımı çok seviyorum ve bir problem yaşamıyorum. Arkadaşlarıma Türkiye’de üniversite okumalarını öneriyorum.”
Erbil’den gelen Omed Abdulselam Raşid de arkadaşı Razee’den farklı düşünmüyor.
Çevre mühendisliğinde okuyan Omed, gençlerin siyasete alet edilmemesi gerektiğini söylüyor: “Siyasiler farklı şeyler düşünebilir; ama bizim Türkler ve Türkiye ile bir problemimiz yok. En yakın arkadaşlarım Türkler. Zaman zaman gidip evlerinde kalıyorum; anneleri bana annem gibi davranıyor.” Türklerle Kürtlerin tarihî bağlarını da hatırlatan Omed, duygularını şöyle dile getiriyor: “
Osmanlı’dan gelen ortak bir kaderimiz ve kardeşliğimiz var. Güncel konulara bu tarihten gelen birliktelik
kurban edilmemeli. Ben İstanbul’da Erbil’den gelen bir Kürt olarak rahat bir şekilde okuluma devam ediyorum. Hiçbir problem yaşamıyorum. Hatta bazı arkadaşlarım benim Kuzey Iraklı olduğuma inanmıyor bile. Türkiye’den Kuzey Irak’a gidip okul açanlar önemli işlere imza atıyorlar. Türk okulları orada bir prestij oluşturmuş durumda. Şimdi biz Türkiye’de okuyoruz. Sayımız her geçen gün artarsa çok güzel şeyler olur.” Omed, İstanbul’un gündelik hareketliliğine de alışmış durumda. Boğaz turları vazgeçemediği tutkuları arasında.
TÜRKİYE’Yİ GÖRÜNCE DEĞİŞTİK
Endüstri mühendisliği bölümünde okuyan Shoaeb Ramathan ise Türkiye ile ayın kültürü paylaştıkları için burada yabancılık çekmediklerini, her şeyden önce din birliğinin çok önemli olduğunu dile getiriyor: “Türkiye’deki kardeşlerimiz bize çok iyi davranıyorlar. Hiçbir sorun yaşamıyoruz. Bizler Türkiye’yi gördükten sonra fikirlerimiz çok değişti. İnsanlar bizi bilmeden bizim hakkımızda yorum yapıyorlar; bu da sorun oluşturuyor.”
Türkiye’de üniversite okuyan öğrenciler, eğitimlerini tamamladıktan sonra kendi memleketlerine dönüp orada önemli vazifeler alacaklar. Bir vazifeleri de gönüllü Türkiye lobisi yapmak olacak elbette. Erbilli Omed de bunu söylüyor: “Türkiye’yi yanlış tanıyanlara doğruları anlatıp diyalogların daha güçlü kurulması için aracı olacağız.”
HAŞİM SÖYLEMEZ- AKSİYON