Liselerde yaşanan şiddet olayları giderek önü alınamaz boyutlara varırken, bir hafta boyunca üç lisede yaşanan
yaralama olayları, İstanbul'da okulların, müdür ve öğretmenlerden çok, 'reis ve okul ağası' adı verilen öğrenciler tarafından yönetildiğini ortaya çıkardı. Reislik anlayışı ise geçmişte olduğu gibi ideolojik yönelimlerle tanımlanmıyor. Yeni moda reislik güç üzerine kurulu.
POLİS SAATİ EZBERDE
Gençlerin, okulda yaşadıkları şiddet olaylarını sıradan bir durummuş gibi anlattıkları gözden kaçmıyor. Liselerin kapılarında çoğunlukla okuldan disiplinsizlikleri ve şiddet olaylarına karışmış oldukları için okuldan atılmış ellerinde tespihleriyle
gençler bekliyor arkadaşlarını. Emniyet birimlerinin geleceği saatleri ezberlemiş.
Okulda lise birinci
sınıf öğrencileri “süt” olarak adlandırılırken, lise ikinci sınıf öğrencilerinin lise bir öğrencilerine emretme ve şiddet
uygulama hakkını kendilerinde görüyor.
OKULDA BIÇAK ZULASI
Döner
bıçakları ve bıçaklar okul ağaları için olamzsa olmazlardan. Olası bir
kavgada donanımlı olabilmek için okulların kıyı- köşelerinde bıçak saklamak için özel köşeleri var. Küçükköy Endüstri
Meslek Lisesi'nden C.Y. okullarının duvarlarının bir bölümünün
tahta olduğunu ve öğrencilerin buraya “bıçak zulaladığını” anlatıyor.
Gazi Ticaret Lisesi'nden T.S., kısa bir süre önce arkadaşının kuzeninin reisler tarafından dişinin kırıldığını söylüyor. Neden: “Artistlik!” Bıçaklar öğretmenlere karşı da kullanılıyor.
SAVAŞ YA DA UZLAŞ
Gazi Lisesi öğrencisi O.Y. okul ağası ve çevresindekilerin esrar kullandığını belirtiyor. O.Y'ye reislerin öğretmenlerle ilişkisini soruyoruz. “Öğretmenler onları pislik olarak görüyor“ cevabını veriyor. Peki iki reis olmak isteyen iki kişi olursa ne olur? diyoruz O.Y., “onlar bir yolunu bulup anlaşır, güçlerini birleştiriler” şeklinde konuşsa da
Eyüp Lisesi'nde durum farklı. Eyüp Lisesi'nde reis olmak isteyenler iki arkası sağlam kişi ekibiyle büyük bir kavgaya tutuşmak zorunda. Ancak kazanan reis olabiliyor. Eyüp Lisesi'nde reis kadrosunda yer alan A.S., “çok elaman dövdüm, şimdiye dek hiç pişman olmadım” şeklinde konuşuyor.
Süt birisini görsek telefonunu alabiliriz
Reislikle ilgili konuşan ve çevresinde reis olarak adlandırılan U.M., “reislik havadır, reislik yenilmezliktir” şeklinde konuşuyor. Tavırlarından, kendine “İtalyan
mafya babası” havası vermeye çalıştığı gözlenen U.M, hemen hemen hiç gülmeden konuşuyor. U.M'nin arkadaşı, T.B ise şu bilgileri veriyor: “Süt birini görürsek telefonunu bile alabiliriz. Her sınıfın reisi ve bütün okulun bir reisi var. Eğer başkasından dayak yiyen biri, reisten
yardım isterse ve reis de gidip, o çocuğun intikamını alırsa ve dövülen kişi için 'o benim yiğenim' derse, o zaman dayak yiyen de bir reis olur.” “Kantin reislere çalışır, herkes ona birşey ısmarlar” şeklinde konuşan Ö.Y., okul yönetimlerinin de bu reislerden haberdar olduğunu ve müdahele etmediklerini söylüyor ve ekliyor “Öğretmenlerin bile gözünü korkutmuşlar.” Konuşmamız bittiğinde dersin başlamış oluduğunu farkeden T.B arkadaşı U.M'ye “gidelim geç kalıyoruz” diyor. U.M ise bu uyarıya şu cevabı veriyor: “Güvenliğe bir
selam çakarız, geçeriz, önemli değil.”
Yapılanmadan haberdarız
Okullardaki okul ağalığını sorduğumuz öğretmenler bu durumdan haberdar olmadıklarını söylese de öğrenciler öğretmenlerinin bu durumu çok iyi bildiklerini anlatıyor. Eğitim - Bir Sen Başkanı Ahmet
Gündoğdu, okullardaki reislik denilen illegal oluşumdan haberdar olduklarını belirterek, “
Şiddetin boyutları öğrencilerin öğretmene şiddet davranışlarına kadar vardı. 8 yıllık kesintisiz eğitimi masaya yatırmamız lazım. 6 yaşındaki ile 15 yaşındaki genç aynı tuvaleti aynı koridoru kullanıyor. Okullarda güvenliği öğretmenler değil, güvenlik personeli sağlamalı” dedi.
Kızları tokatlayan kız reisler de var
Bahçelievler Lisesi öğrencilerinden D.D. bu çeteleri ve çetelerin hiyerarşisini şu sözlerle anlatıyor: “Kavgaların nedeni herkesin reis olmaya çalışmasıdır. Kavga etmeyi bilen, arkası olan reis olur. Kızların da reisleri var. Reis kızlar, güzel ve bakımlı kızlara tahammül edemez. Hoşlandıkları çocuktan başka bir kız da hoşlanırsa onu döverler.” Bağlar Lisesi'nde de iki kıza birden
aşık olan bir erkek öğrenci de kavgaya neden olmuş. Eyüp Lisesi'nde ise ise bir
kız öğrenci iki gün önce 11 kızı okulun dışına çıkarıp hepsine vurmuş ve kızlar hiçbir tepki verememiş.