Fiziksel, duygusal ve cinsel şiddete karşı uyarıların bulunduğu kılavuzda, öğrencinin okulda şiddet görüp görmediğinin nasıl anlaşılacağı, hangi özelliklere sahip çocukların daha çok şiddet görebileceği, çocuğun şiddet gördüğü anlaşıldığında neler yapılabileceği konusunda
öneriler veriliyor.
Fiziksel, duygusal ve cinsel şiddete karşı büyüklerden daha savunmasız olan çocukları koruyacak önemli bir çalışma hazırlandı.
Milli Eğitim Bakanlığı (
MEB) imzasını taşıyan
rehber,
aileleri okul ve çevrenin
tehlikelerine karşı bilgilendiriyor. Rehberde, öğrencinin okulda şiddet görüp görmediğinin nasıl anlaşılacağı, hangi özelliklere sahip çocukların daha çok şiddet görebileceği, çocuğun şiddet gördüğü anlaşıldığında neler yapılabileceği konusunda öneri ve uyarılarda bulunuluyor.
'Çocuğum
Okula Gidiyor' başlıklı rehberde, 'Okulda
Şiddet' konusuna özel bir bölüm ayrıldı. Kılavuzda, fiziksel yaralanmaların bir kısmının çocuk oyun oynarken
kaza ile olmuş olabileceği ancak yaraların yerinin ve yaralanmanın sıklığının fiziksel istismardan şüphelenmeyi gerektirdiği vurgulanıyor. "Eziyet etmek, aşağılamak, küfretmek, dalga geçmek, isim takmak, dedikodu çıkarmak, tehdit etmek,
hakaret etmek, kızmak, küçümsemek,
küçük düşürmek, gruptan ya da yapılan faaliyetlerden dışlamak ve alay etmek" gibi davranışlar duygusal-
psikolojik şiddete örnek olarak gösteriliyor. Psikolojik şiddetin, fiziksel şiddet kadar zedeleyici ve incitici olduğu ve hatta gözle görülemediğinden daha da riskli olduğuna dikkat çekiliyor.
"Bir kişinin rızası olmadan veya fiziksel ve psikolojik
baskıya maruz kalarak cinsel amaçlar için kullanılması"nın 'cinsel şiddet' olarak anlatıldığı rehberde, bunların, "İstenmeyen fiziksel yaklaşımlar, cinsellik içeren sözler, davranışlar ve dokunmalar, sarkıntılık, sıkıştırma, cinsel flört etmeye zorlama, cinsel ilişki için baskı kurma" gibi davranışlar olabileceği belirtiliyor. Şiddet görme riskiyle karşı karşıya olan çocuklar şöyle tanımlanıyor: "Çekingen, içine kapanık, kendine güveni olmayan, az sayıda arkadaşa sahip, kendini savunamayan, ev ortamında da sindirilen, çok kolay suçluluk ve utanç duygusu yaşayan,
ihmal edilen, sevilmeyen, fiziksel ya da zihinsel engelli, fiziksel ve duygusal olarak zayıf olan, küçük yaşta tacize uğrayan veya başkalarının tacize uğramasına
tanık olan."
Çocuklara yönelik şiddetin, sanılanın aksine yabancılar tarafından değil, genellikle aile bireyleri ya da yakın akrabalar tarafından gösterildiğine işaret edilen rehberde, "Bu nedenle çocukları sadece yabancılardan korumak yeterli değil. Şiddet gösterenlerin çoğunlukla çok yakın çevresinde olan ve güvendikleri kişiler olduğu unutulmamalı." deniliyor. Ailelerin çocuklarıyla şiddet konusunda şunları konuşmaları
tavsiye ediliyor: "Olası şiddet durumu ile karşılaşırsa veya tanık olursa okul yönetimiyle mutlaka paylaşması gerektiğini belirtin. Kendini nasıl koruyabileceğini ve ne tür tepkiler gösterebileceği üzerinde durun. Çocuğunuzun yanına cep telefonu ve
iPhone gibi maddi değeri yüksek eşyaları vermeyin. Yanında fazla para taşımasını engelleyin. Okula yakın ve iyi arkadaşlarıyla birlikte gidip gelmesini önerin. Toplu
taşıt araçlarını kullanırken herhangi bir tehlike ile karşı karşıya kalır ise bir yetişkinden
yardım istemesini söyleyin.
Şiddet içeren resimler yapıyorsa dikkat!
Şiddet gören çocuklardaki belirtiler şöyle:
EVE bedeninin herhangi bir yerinde veya çeşitli yerlerinde morluk, kesik, şişlik,
yanık, sıyrık, kırık, çıkık veya yarayla gelmesi.
İyileşmeyen, sebebi belli olmayan yaralar.
Eşyalarını sık sık kaybetmesi, çaldırması veya yırtılmış kıyafetlerle eve gelmesi.
Her zamankinden daha çekingen, içe dönük veya pasif davranması.
Aile veya çevresiyle
iletişim kurmaktan kaçınması, odaya kapanması.
Başkalarına güvenmemesi.
Okula gitmek istememesi, okuldan kaçması.
Uykusunda ve yeme davranışında belirgin değişiklikler olması.
Yatağını ıslatma, gece kâbus görme, kekeleme veya konuşmada tutukluk göstermesi.
Okul başarısında anlam verilemeyen düşüş.
Normalin dışında çok sakin görünmesi veya çok
saldırgan davranması, söz dinlememesi.
TUTUM ve davranışlarıyla ilgili sorulara akla yatmayan cevaplar vermesi, hikâyeler uydurması.
Dinlediği müzikte, resimlerinde veya karalamalarında şiddet ve cinsel tacizi andıran öğeler bulunması.
Vücudunun kirli olduğu veya cinsel organlarında bir sorun olduğu gibi düşüncelere sahip olması.
CinselliĞE anormal ilgi göstermesi veya ilgisiz kalması.
Oyuncak bebek veya başka çocuklarla oynarken cinsellik veya şiddet içerikli oyunları
tercih etmesi.
Rehber öğretmenden yardım alın
Şiddet gördüğü anlaşıldığında neler yapılmalı?
Aşırı tepki göstermeyin, enerjinizi sorunun çözümüne yönlendirin.
Çocuğunuzla konuşmaya çalışın. Duygularını ifade etmesi yönünde cesaretlendirin ve onu dinleyin.
Yaşadığı korku, kaygı, utanç, suçluluk gibi olumsuz duygularının normal olduğunu, ne olursa olsun onun yanında olduğunuzu belirtin.
Şiddete maruz kalıp bunu anlatmazsa durumun daha kötüye gidebileceğini söyleyin.
ŞİDDET uygulayan çocuklarla dalaşmamak, oradan uzaklaşmak, tepki vermemek, yardım istemek, oradan uzaklaşıp gitmek gibi tepkiler arasından çocuğunuzun özelliklerini de dikkate alarak hangisini gösterebileceği üzerine konuşun.
Çocuğunuza özellikle, şiddete şiddetle tepki vermemesi konusunu vurgulayın.
ÖĞRETMENLERİ, okul idarecileri ve rehber öğretmenleriyle durumu paylaşarak, yardım isteyin.
GEREKİYORSA
psikolog ve psikiyatriste başvurun.
Evdeki ilişkilerinizi gözden geçirin. Daima onunla iletişime açık olun. Ona
vakit ayırın.
Çocuğunuzun kendini ifade edici, hakkını arayıcı ve atılgan davranışlarını destekleyerek kendisine güven duyması yönünde destekleyin.
AA-ZAMAN