Devlet,
vakıf,
KKTC ve
yurt dışındaki üniversitelerin
lisans ve
ön lisans programlarında boş kalan toplam 73 bin 815 kontenjan için 25
Eylül Pazartesi günü başlayan ÖSS-Ek kontenjan başvuruları için süre yarın sona eriyor. Adaylar, lise müdürlüklerinden ve
ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinden oluşan başvuru merkezleri ile ÖSYM'nin internet sitesinden başvurabilecekler.
ÖSYM Başkanı
Yarımağan, yaptığı açıklamada, merkezi yerleştirme ile
kayıtlar sonrasında boş kalan kontenjanlar, boş kalmasının nedenleri ve ek yerleştirmeden sonra yeniden bir yerleştirme yapılıp yapılmayacağı konusunda bilgi verdi.
Meslek yüksekokullarının bazı programlarının genellikle
tercih edilmediğini kaydeden Yarımağan, “Adaylar kazanıyor, fakat kayıt yaptırmıyor. Bu, geçmiş yıllarda da böyleydi, hep 20-30 bin kontenjan boş kalırdı” dedi.
“ADAYLAR İKİNCİ BÖLÜMDEKİ TESTLERİ YANITLAMADI”
Lisans programlarında ise bu yıl geçen yıllara göre daha fazla kontenjanın boş kaldığını ifade eden Yarımağan, şöyle konuştu:
“Lisans programlarının bu sene dolmaması, puanı hesaplanan öğrenci sayısının az olmasından kaynaklanıyor. Çünkü puan hesaplanabilmesi için
adayların ilgili testlerden en az bir tanesini
cevaplamış olması lazım. Örneğin
Matematikte cevap vermeyenin Sayısal-2 puanını hesaplamadık. Adayların çoğunluğu, Sayısal-2, Fen-2 testlerine cevap vermedi.”
Yarımağan, en çok boş kontenjanın ziraat fakültelerinde kaldığını, bu fakülteleri fizik, jeoloji,
biyoloji ve maden mühendisliği bölümleri ile su ürünleri fakültesinin izlediğini bildirdi. Yarımağan, “Bu, rastgele bir durum değil. O programların iş olanakları sınırlı olduğu için belli bir başarı düzeyine sahip öğrenci, o programları istemiyor. O programları isteyen aday bulmak için biraz altlara inmek gerekiyor. Altlara inildiğinde de başka ümidi olmayan öğrenci 'Puanı az ise oraya gideyim' diyor. Kimyada, Matematikte bir tane bile boş yer kalmadı” diye konuştu. Böyle bir durumda üçüncü bir yerleştirmenin yararı olmayacağını kaydeden Yarımağan, şunları söyledi:
“
Ek yerleştirmeden sonra boş kalacak kontenjanlara üçüncü bir yerleştirme yapmamızın anlamı olmaz. Çünkü adaylar bu programları zaten istemiyor. Örneğin, merkezi yerleştirmede bir öğrenci Elazığ'daki üniversitenin fizik bölümünü istemedi ve orada boş yer kaldı. Çünkü o öğrenci diğerlerine gireceğini düşünüyordu. Diğerlerine de giremezse, ek yerleştirme sırasında o fizik bölümünü yazacak mı, yazmayacak mı? Bu yerleştirmede yine yazmayacak ama 15 gün sonra yapacağımız üçüncü yerleştirmede yazacak. Buna gerek yok ki...
Merkezi yerleştirme sırasında adaylar için daha çok belirsizlik vardı. Adaylar 18 tercih yaptı, birine girme ihtimali vardı. Şimdi başka bir yere giremediğini görüyor. Giremediği yerler belli. Bunu şimdi istemeyip, 15 gün sonra yapılacak bir üçüncü yerleştirmede istemesi için bir neden yok. Bu nedenle üçüncü bir yerleştirme yapmamızın faydası olmaz.”
“ÜCRETLERİN YÜKSEKLİĞİ DE ETKİLEDİ”
Kontenjanların boş kalmasının diğer bir nedeninin de vakıf üniversitelerinin ücretlerinin yüksekliği olduğunu anlatan Yarımağan, “Vakıf üniversitelerinin ücretlerinin yüksek olması, dolar kurunun dalgalanması, insanları ürkütüyor. Geçen sene dolar kuru aşağılardaydı, bu sene tam tercihlerin alındığı sırada bir dalgalandı, bu da insanları ürküttü” dedi.
PUAN TÜRLERİNE GÖRE BOŞ KONTENJANLAR
Ek yerleştirme sırasında lisans programları için kaç adayın tercih yapacağına ilişkin de bilgi veren Yarımağan, şunları kaydetti:
“Lisans programlarında Eşit Ağırlıklı puan türünde 8 bin boş yerimiz var, 68 bin tercih yapacak kişi var. Normal koşullarda bu 68 bin kişinin 8 bin kişilik yeri istemesi lazım. Sayısal puan türünde 9 bin boş yerimiz var, 33 bin tercih yapabilecek kişi var. Sözel puan türünde de 2 bin kişilik boş yer, 70-80 bin tercih yapacak aday var.”
Yarımağan, dün saat 16.00 sıralarında yaklaşık 45 bin adayın ek yerleştirme için başvurduğunu belirterek, başvurular sona erdiğinde bu sayının en az 150 bin olmasını beklediklerini bildirdi.
“ADAYLARIN TAKTİĞİ”
Bu yıl geçen yıllara göre daha fazla sayıda kontenjanın boş kalmasının, yeni ÖSS sisteminin oturmamış veya anlaşılamamış olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı sorusu üzerine Yarımağan, şunları söyledi:
“Öğrencilerin birtakım taktik gütmelerinden kaynaklandı. Sayısal alandan örnek vermek gerekirse, Sayısal-2 puanı liselerin fen kollarına yönelik. Liselerin fen kollarında sınava giren 400 binin üzerinde aday var. Bu kişilerin çoğunluğunun sayısal-2 puanının hesaplanacağını varsayıyorduk. Ama hesaplanabilmesi için bu adayların Matematik-2 ve Fen-2 testlerinin birinde en az 1 soruyu yanıtlamış olmaları lazım. Ancak, bu adayların 200 bine yakını, bu iki teste hiç dokunmadı. Bu bir taktik.
Benim tahminim, öğrenciler şöyle düşündü: Çok başarılı olmayan öğrenciler, 'Ben Matematik-2, Fen-2 testini cevaplamaya çalışsam da bu puanla bir yere girme ihtimalim az' deyip öbür tarafa yüklendiler.”
Adayların, artık sayısal-2 puanıyla bir programa girmenin diğerlerine göre daha kolay olduğunu gördüklerini belirten Yarımağan, gelecek yıl sayısal-2 puanlarının hesaplanması için adayların Matematik-2 ve Fen-2 testlerine daha çok cevap vereceklerini tahmin ettiklerini ifade etti.