YÖK, üniversitelerin kontenjanlarını arttırmak için bir formül geliştirdi. Buna göre, kontenjanlar belli bir standartta, bu formüle göre otomatik olarak artacak.
Kontenjanlarla ilgili çalışma yürüttüklerini belirten YÖK Başkanı Özcan, çalışmaları bu ayın 15'ine kadar bitirmeyi ve
YÖK Genel Kuruluna yetiştirmeyi planladıklarını söyledi. Özcan, ''15'inden geç kalırsak
kılavuz basılamaz. Onu yetiştirmek durumundayız'' dedi.
Özcan, yaptıkları çalışma konusunda şu bilgileri verdi:
''Eskilerinki gibi yapmadık. Evvelkiler nasıl yapıyormuş? 'Teker
teker bunu arttıralım, bunu indirelim, bunu arttıralım...' Biz öyle değil, bir tane formül geliştirdik. Öğretim üyesi sayısını ve
öğretim üyesi sayısındaki değişikliği baz aldık. Kontenjanlar o bazda artacaksa artıyor. Bundan sonra biz burada olmasak da üniversiteler bizim formülümüzü kullanarak kendileri ne kadar isteyeceklerini bulabilecekler, yani o kadar şeffaf bir şey bu.
Hem öğrenci ve
öğretim üyesi sayısını dengelemek için hem de artışları belirli bir seviyede tutabilmek için, kafadan yapmamak için bunları... Şimdi siz bize sorarsınız; 'Niye bu bölüm bu kadar az da bu bölüm bu kadar arttı?' Artık hiçbir şey sormayacaksınız. Artık bir formül var. O formülde diyor ki; mesela, öğretim üyesi 5'ten azsa, artışı yapma. Eğer 5'in üzerinde 1 arttıysa... Mesela geçen sene 5'miş de bu sene 1 öğretim üyesi almışlar. Diyor ki o zaman kontenjanı 10 arttır. Yani 1 öğretim üyesine 10 çocuk arttır. 5'in üzerinde 2 hoca gelmiş bölüme, diyor ki 20 arttır. İşte böyle giden bir şey, hoş bir şey.''
Formülün geliştirilme gerekçesine ilişkin Özcan, şunları söyledi:
''İnsanlar, niye şunu şu kadar arttırdınız? Buna 50 arttırdın da buna 10 arttırdın dediklerinde ne
cevap vereceğiz? 'Bir formül üretelim' dedik. Daha bu sene bilgimiz yok. Bir daha ki sene
sınıf sayıları, sınıfların kapasiteleri, okulun bütçesi hepsini dikkate alacağız. Bu sene sadece 2-3 tane parametre kullandık. Bilgi yoktu çünkü...''
''ÜNİVERSİTELERDEN GELEN TEKLİFLERE DE BAKACAĞIZ''
Geliştirdikleri bu formülü bilgisayara yüklediklerini belirten Özcan, şöyle devam etti:
''Şimdi yaptığımız, bilgisayarın ürettiklerini, formülün yanlış yaptığı yerler de olur düşüncesiyle
kontrol etmek. Çok
küçük bölümler oluyor. Lisan için, mesela Çince, Hititoloji, Sinoloji... Sınıf öğretmenliği için çok insan vermemek için, onlar geldiğinde bakıyoruz. Türkiye'de çok sınıf öğretmenliği var, onu biraz aşağı indirelim. Bizim formül diyor ki; mesela bu programa 120 tane alıyorsunuz, 100 tane yeter. Biz bunu aşağı çekiyoruz.
Teker teker yapıyoruz. 3 bin 880 tane program var hepsini yapacağız teker teker. Pazartesi gününe bitirmeyi çalışacağız. Pazartesi günü bunları yürütme kurulu konuşacak. 'Problemli olanlar var mı?' diye, yoksa aynen genel kurula getireceğiz.''
YÖK Başkanı Özcan, üniversitelerden gelen tekliflere de baktıklarını beliren Özcan, şunları kaydetti:
''Bir, teklifi baz alıyoruz; bir de şimdiye kadar en fazla bölümde hangi yıl kaç kişi aldıklarına bakıyoruz. Mesela 2000 yılında 100 kişiyle başlamış, diğer yıl 80'e indirmiş, diğer yıl aldığını 60'a indirmiş. Devamlı böyle indiriyor. Biz en yüksek aldığı öğrenci sayısı neyse, diyoruz ki başta 100 kişi alabildiğine göre, şimdi de alabilir.''
Üniversitelere kontenjan isteklerinin ne kadar olduğunu sorduklarını ifade eden Özcan, ''Geçen sene 189 bin öğrenci istemiş bütün üniversiteler, bu sene 182 bine indirmişler. 7 bin azalmış. Yani dışarda 1,2 milyon çocuk beklerken, bizim üniversitelerimiz maalesef 7 bin daha kontenjan azaltması yapmış. Şimdi onu bayağı arttıracağız, bu formüle göre'' dedi.
''GÖNÜL RAHATLIĞIYLA EVİME GİDEBİLİRİM''
Formülü
uygulama kararını yürütme kuruluyla aldıklarını belirten Özcan, kontenjan arttırılmasını önc
e devlet üniversitelerinde, daha sonra da
vakıf üniversitelerinde gerçekleştireceklerini söyledi.
Kontenjan artışının yüzde 25'in üzerinde olacağını ifade eden Özcan, bunun geçen sene yüzde 3-4 gibi olduğunu hatırlattı. Özcan, ''Buna ön
lisans ve lisans dahil. Kontenjanlarda yüzde 25'in üzerinde artış olacak'' dedi.
''En önemli işlerinin 1,2 milyon çocuğa yer bulmak olduğunu'' anlatan Özcan, diğer önemli işlerinin ise öğretim üyesi bulmak, kaliteyi yükseltmek olduğunu ifade etti.
Üç tane büyük hedefleri olduğunu belirten Özcan, ''Benden 4 yıl içinde istenecek şey bu üç tane şey:
Çocukları yerleştir, yeteri kadar öğretim üyesi bul, kaliteyi yükselt. Bu 3'ünü yapabilirsem ben 4 yıl sonra buradan gönül rahatlığıyla evime gidebilirim. Çok hoş olur'' diye konuştu.
''DİĞER BİR ÖNEMLİ İŞİMİZ DE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM''
Bu formül ile bilgiye ulaşmanın kolaylaşacağını belirten Özcan, ''Formülü vereceğiz. Bölüme soracaksınız: 'Sizin kaç tane öğretim üyeniz vardı geçen yıl? Bu yıl ekleme oldu mu? Kaç ekleme oldu? Geçen sene kaç öğrenci almıştınız?' Bu bilgileri alınca kendin formülü kullanarak yapabileceksin'' dedi.
Uygulamaya şöyle bir
eleştiri gelebileceğini ifade eden Özcan, şunları kaydetti:
''Sayısal artış kalitede düşmeye neden olur. O doğrudur ama 3-4 yıl içinde bizim 1,2 milyon çocuğu eritmemiz lazım. Zaten büyük bir kısmını mesleki ve
teknik okullara aktarmaya çalışacağız. Diğer bir önemli işimiz de mesleki ve teknik eğitimi adam etmek. Eğer oraya aktarabilirsek büyük kısmını...
Zaten 1,6 milyon çocuk sınava giriyor. Eğer bunların yüzde 30'u üniversiteye gelseydi, 480 bin çocuk gidecekti. Zaten biz 400 bin tanesini alabiliyoruz. 80 binlik bir artış yapardık, bu sene 50'sini yapsak, bir daha ki sene de bir 50 yapsak. Fazlasıyla rahat rahat yerleştirirdik ama yüzde 70'i öbür tarafa gitmiyor ki... Tam tersi yüzde 70'i bu tarafa geliyor. Bu tarafa geldiği için büyük bir sıkıntı oluyor Türkiye'de. Olmasın, yerimiz var. O zaman ne dershane kalacak...''
''DERSHANEYİ KESİNLİKLE KALDIRAMAZSINIZ''
''
Dershane niye kalkmıyor diye?'' kendisine sorduklarını belirten Özcan, dershanenin hiçbir zaman kalkmadığını, kalkacağı anın, arz ve talebin kesiştiği yer olduğunu ifade etti. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sen herkese üniversitede yer bulursan hiç kimse dershaneye gitmez. Niye gitsinler ki? Amerika'da, Avrupa'da gidiyorlar mı? Gitmiyorlar. O okulu seçiyor, olmazsa başkasına gidiyor. Muhakkak bir yer var. Bizde yer yok ki... Onun için siz uğraşmayın dershanenin kaldırmasıyla. Kesinlikle kaldıramazsınız. Matematiksel bir şey bu. Yerin yok,
rekabet varsa, yarışma varsa kurs da var. Herkes rekabeti iyi olsun diye kurs alıyor. Gayet mantıksal bir şey.''
''VERİ TABANINI TOPLAYACAĞIZ''
YÖK'ün daha önce veri tabanı olmadığını ve geniş çaplı bir veri tabanı hazırlayacaklarını anlatan Özcan, ''Siz bize 'edebiyat bölümünde, bir hoca başına kaç kişi düşüyor?' diye sorsanız, hemen cevap verecek durumdayız. Biraz daha zaman geçsin daha çok şeyler yapılacak. Veri tabanını toplayacağız. Yayınlayacağız, herekse açık olacak'' diye konuştu.
Üniversitelerin hangi bölümünde kaç öğretim üyesinin çalıştığının bilgisinin mevcut olduğunu ifade eden Özcan, ''Ancak 'Öğretim üyesi ne zaman doçent oldu? Ne zaman yüksek lisan yaptı? Kaç yıldan beri o üniversitede çalışıyor?
Kadro bekliyor mu?' gibi bilgilerin olmadığını'' söyledi. Özcan, ''Onları bulmak için epey uğraşıyoruz, bundan sonra uğraşmayacağız'' dedi.
Kontenjanların arttırılmasına ilişkin çalışma, yetiştirilmesi durumunda 15
Mayıs 2008 tarihinde yapılacak YÖK Genel Kurulu gündemine getirilecek.
AA