Şahin, '' Bana göre akıllı ve adil devlet, eline diploma verdiği gencin eline iş de verebilmeli, bunu başarabilmelidir'' dedi.
Akdeniz Üniversitesi 2010-2011 akademik yıl açılış
töreni, yerleşke içindeki
Atatürk Konferans Salonu'nda yapıldı. Saygı duruşu ve
İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından
Akdeniz Üniversitesi'ni tanıtan sinevizyon gösterisi sunuldu.
Törende konuşan
TBMM Başkanı Mehmet
Ali Şahin, Erzurum'da Atatürk Üniversitesi'nin akademik yıl açılış törenine de katıldığını, Atatürk Üniversitesi'nin önümüzdeki günlerde
Üniversitelerarası Kış Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya hazırlandığını hatırlattı.
Şahin, çağın bilim çağı olduğunu, bu dönemde bilimi üretecek ve bunu kullanarak insanların sosyal ve
ekonomik refah düzeylerini yükseltecek çalışmalara ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bilim çağındaki yarışın, bilim ve teknoloji alanında olması gerektiğine işaret eden Şahin, ''Bilim ve teknoloji alanında yeterli çalışma yapamayan, ne kadar
doğal zenginliğe sahip olursa olsun geri
ülkeler kategorisinde değerlendirilmekte. Ülkemizin uluslararası
rekabette hak ettiği yere gelebilmesi için mutlaka bilim ve teknoloji alanında çağı yakalaması gerekir'' diye konuştu.
Cumhuriyet'in kurulduğu günden bu güne eğitim alanında önemli bir mesafe katedildiğine de dikkati çeken
Mehmet Ali Şahin, 1933'te bir üniversite, 307
öğretim üyesi 2 bin 904 olan sayının bugün 154 üniversite, 100 binden fazla
öğretim üyesi ve 3,5 milyon öğrenciye ulaştığını bildirdi.
Şahin, çeşitli ülkelerde yapılan başarılı üniversiteler sıralamasında da
Türkiye'nin istenen düzeyde olmadığını, en son Hollanda'da yapılan bir araştırmada Türkiye'nin 500 üniversiteden oluşan listeye 9 üniversiteyle girdiğini kaydetti. Bunun yeterli olmadığına değinen Mehmet Ali Şahin, hem devletin, hem devlet yetkisini kullanan hükümetlerin,
Milli Eğitim Bakanlığının ve YÖK'ün nerede eksik olduğunu değerlendirmesinin önemli olduğuna işaret etti. Üniversitelerdeki
Ar-Ge çalışmalarına ayrılan pay bakımından da Türkiye'nin
OECD ülkelerinin gerisinde olduğunu belirten Şahin, ülkedeki bilim ve teknolojinin gelişmesi için araştırmaya ihtiyaç olduğunu, bunun için de üniversite-sanayi işbirliğine gerek duyulduğunu kaydetti.
Şahin, Türkiye'deki 154 üniversitenin sadece 19'unda teknokent bulunduğuna vurgu yaparak, ''Bunlardan biri de Akdeniz Üniversitesi'nde. Burada önemli çalışmalar yapıldığını biliyorum. Eğer şu anda
Antalyamız ihracatta öncü bir rol oynuyorsa, bunda Akdeniz Üniversitesi teknokentinin önemli payı olduğunu düşünüyorum'' dedi.
-''BİR YERDE AKSAKLIK VAR''-
TBMM Başkanı Şahin, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu nitelikte insanlar yetiştirmeye özen göstermesi, bu konuda hükümet ve
Bakanlıklar düzeyinde Ankara'da ciddi bir planlama yapılması gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin hangi alanda nitelikli
elemana ihtiyacı olduğunun belirlemesinin önemine değinen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''
Diploma verdiğimiz gencin eline iş veremiyorsak, bir yerde bir aksaklık var demektir. Bana göre akıllı ve adil devlet, eline diploma verdiği gencin eline iş de verebilmeli, bunu başarabilmelidir. Hangi alanda elemana ihtiyacımız var, bunu iyi belirlemek, fakülte ve yüksekokulları buna göre açmak gerekiyor. 'Şu kadar yüksekokulumuz, şu kadar fakültemiz, şu kadar meslek yüksekokulumuz var' demek güzel de acaba bunlar Türkiye'nin ihtiyacı olan alanlara eleman yetiştiren yüksekokullar ve fakülteler midir? Bunun son derece önemli olduğunu biliyorum.''
Şahin, daha önce Devlet Bakanlığı, Baş
bakan Yardımcılığı,
Adalet Bakanlığı yaptığını, Devlet Personel Başkanlığı'nın da bir dönem kendi Bakanlığına bağlı olduğunu anlattı. Bu dönemdeki deneyimlerini iyi hatırladığını belirten Şahin, şöyle konuştu:
''Gayet iyi hatırlıyorum ki; Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında işsizlik geliyor. O bakımdan işsizliği çözmek için Türkiye'nin ekonomik gelişmesini sağlamamız, yeni iş alanları açmamız gerekir ama mutlaka gençlerimizi yetiştirirken, onları Türkiye'nin, hatta dünyanın ihtiyaç duyduğu alanlara göre yetiştirmenin önemli olduğunu düşünüyorum.''
Şahin, dünya çapında Türk bilim adamlarının
beyin göçüyle dünyanın çeşitli üniversitelerinde görev yaptığını, Türkiye'nin bu bilim adamlarının ülkeye dönmesini sağlaması gerektiğini de belirtti. Mehmet Ali Şahin, Türkiye'nin
beyin göçü veren değil, beyin göçü alan bir ülke olmasından yana olduklarını söyledi.
-VALİ ALTIPARMAK'IN KONUŞMASI-
Antalya
Valisi Ahmet Altıparmak, Antalya'nın beşeri sermayenin yüksek olduğu bir il olduğunu söyledi. Beşeri sermayede üniversitelerin katkısına değinen Altıparmak, Antalya'nın kozmopolit yapısı, turizmden gelen farklı kültürlerin yaşantısıyla da öğrencilere önemli bir imkan sağladığını vurguladı.
Vali Altıparmak, öğrencilerin sadece Türkiye'deki değil, dünyada aynı bölümü bitiren
yabancı öğrencilerle rekabet etmesi gerektiğine işaret ederek, ''Arkadaşlarımızın
hedeflerini bu yönde koyması ve bu hedefler doğrultusunda çalışması gerektiğini biliyoruz. Antalya, büyük fırsatlar sunuyor. Son dönemde yakalamış olduğu ciddi başarılarla Akdeniz Üniversitesi de Antalya'nın
marka tanınmışlığına katkı sağlıyor'' dedi.
-''ÖĞRETİM ÜYELERİ SUSKUN''-
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa
Akaydın da, Akdeniz Üniversitesi'nde 4 yılı rektörlük olmak üzere 28 yıl çalıştığını anlattı. Üniversite yerleşkesinin makilik, keçilerin otladığı bir alan olduğu yıllarını da bildiğine dikkati çeken Akaydın, Akdeniz Üniversitesi'nin bugün geldiği noktanın bir uygarlık projesi ve bir başarı öyküsü olduğunu anlattı.
Akaydın, Türkiye'de milli eğitim politikasının üniversitelerle bütünleştirilmesinde hala bazı eksiklikler olduğunu, üniversitelerde kurulacak yeni alanların hangisi olması gerektiğini belirlemek üzere bir ulusal eğitim politikası olmadığını savundu. ''Yeni kurulan üniversitenin rektörü hangi yeni programı açması gerektiğini el yordamıyla bulur, 2-3 yıl sonra kapatmak zorunda kalabilir'' diyen Akaydın, ''
Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde özellikle TÜSİAD'ın, sendikaların katkısıyla, YÖK işbirliğiyle yüksek öğretim politikası stratejisi hazırlanması zamanı gelip geçmektedir'' dedi.
Türkiye'de bugün diş hekimi, veteriner hekim, maden mühendisi yetiştirmeye ihtiyacı olmadığını, daha
ucuz olacak diğer bazı programların istihdam için daha çok imkan verebileceğini kaydeden Akaydın, üniversitelerde Ar-Ge çalışmalarının da geliştirilmesinin önemli olduğuna işaret etti.
Akaydın, salonda bulunan öğretim üyelerine de ''Lütfen konuşun'' diye seslendi. Öğretim üyelerinden siyasetçileri, yerel yöneticileri eleştirmelerini isteyen Akaydın, şöyle konuştu:
''Biz artık bir süredir öğretim üyesi suskun olan, konuşmayan bir ülke haline geldik. Uygun ortamda konuşun. Siyasetçiyi eleştirin, yerel yöneticileri de eleştirin. Buna ihtiyacımız var bizim. Bakın Türkiye Cumhuriyeti'nin referandumu geçti. Bakıyorum ekranlara, herkes konuşuyor da üniversitelerin hukuk fakülteleri hocaları içinde parmakla gösterilecek kadar az sayıda hoca konuşuyor. Halbuki bu çok önemli ülke geleceği için.
Öğrenciler, lütfen siyasete girin. Siyaseti hedef olarak alın. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nde hala ulusal çıkarları, ülke çıkarlarını önde tutan, parti çıkarlarını ondan sonra düşünen, ama kendi kişisel çıkarlarını çok çok sonra düşünen, birbirine hoşgörüyle sevgiyle bakan, toplumsal gerginlik yapmak için konuşmayan, ülke çıkarı için konuşan siyasetçiye ihtiyaç var. Bu ihtiyacı giderecek olan sizlersiniz. Hangi parti, siyasi görüş olursa olsun birbirinize tahammül ve tolerans göstererek...''
-''SÖYLEDİKLERİMİZE DEĞİL, YAPTIKLARIMIZA BAKMALIYIZ''-
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
İsrafil Kurtcephe, bilimi
rehber edinen, bilgi üretenin, hayatını her zaman değiştirdiğini söyledi. Aksi istikamette yaşayan toplumların da ilkellikten kurtulamadığını, diğerlerinin emrinde çalışan ilkel toplumlar olarak hayatlarını sonlandırdığına dikkati çeken Kurtcephe, ''O yüzdendir ki Ulu
Önder Atatürk 'Benim manevi mirasım bilim ve akıldır' diyerek gelecekte Türk toplumunun bilime vermesi gereken değere dikkati çekmiştir'' dedi.
Gelişmiş toplumların fazla laf değil, iş ürettiğini belirten Prof. Dr. Kurtcephe, şöyle devam etti:
''Biz çok şey söyledik. Söylediklerimize değil, yaptıklarımıza bakmamız gerektiğini aklımızın en uç noktasında tutmalıyız.
Çağdaş uygarlıklar seviyesinin üstüne çıkmak bizim milli idealimizdir. Atamızın bize gösterdiği en büyük hedeftir. Ona çıkmak, bu noktaya ulaşmak için bugünün moda deyimiyle Türkiye'nin 'Süper güç' olması gibi bir ideali benimsemesi gerekiyor. 'Büyük olalım' demekle büyük olunmayacaktır. Büyük olmak için büyük düşünmek, büyük işler yapmaya kalkışmak ve bunun için çok çalışmak gerekiyor. Bizi başarıya götürecek rehber, bilim ve aklımızdır.''
Konuşmaların ardından Akdeniz Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Ertuğrul Arpaç, ''Geleceğin
Teknolojisi: Nano Teknoloji'' konulu ilk dersi verdi. Arpaç, ilk dersinin ardından TBMM Başkanı Şahin'e tabanı Nano teknoloji kullanılarak kaplanmış ütü
hediye etti. Şahin de Prof. Arpaç'dan her yıl 5
patent alması için söz aldı.
-TÖREN PROTESTOLARLA BAŞLADI-
Açılış töreni öncesinde salona girmeye çalışan öğrenciler arasında bulunan, Teknik Bilimler
Meslek Yüksekokulu birinci
sınıf öğrencisi Özgür Özcan, üniversitenin güvenlik görevlilerince sıradan çıkarıldı.
İki güvenlik görevlisi tarafından kollarından tutularak tören salonundan uzaklaştırılmak istenen Özcan, ''Üniversitelerde gerici AKP'nin yeri yoktur, bunların
demokrasi anlayışı bu kadar'' diye tepki gösterdi. Özcan, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, kendisinin daha önce üniversite içinde çeşitli eylemlere katıldığını, kendisini tanıyan görevlilerin de içeri girmesini engellediğini öne sürdü. Görevlilerin salonda yer kalmadığını söylediğini belirten Özcan, uygulamanın demokratik olmadığını savundu.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in törenin yapılacağı salona girişi sırasında da Antalya Öğrenci Kolektifi üyesi bir grup üniversiteli
protesto gösterisi yaptı. ''AKP defol, üniversiteler bizimdir'' şeklinde sloganlar atan üniversiteliler, üniversitenin güvenlik görevlileri tarafından uzaklaştırıldılar.
Meclis başkanının çıkışında da bir grup öğrenci pankartlar açarak Şahin'i protesto etti.