Dinçer,
sendikasınca hazırlanan ''
OECD 2006 Yılı Eğitim Göstergeleri Işığında, Türkiye'de Eğitimin Karşılaştırılmalı Durumu'' adlı raporu sendika genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
Türkiye'de, öğretmenlerin yıllık toplam çalışma sürelerinin bin 808 saati bulduğunu ifade eden Dinçer, eğitim emekçilerinin çalışma saatlerinin, birçok OECD üyesi ülkenin oldukça üstünde olduğunu ifade etti.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer,
Milli Eğitim Bakanlığı'nca OECD'ye verilen istatistikler uyarınca Türkiye'de göreve yeni başlayan bir öğretmenin en düşük
ücretinin yıllık 16 bin 678 ABD
Doları olarak yansıtıldığını belirterek, ''bunun doğru olmadığını'' öne sürdü.
Türkiye'de öğretmenlerin ortalama 1000 YTL
maaş aldığını, bunun da yılda 12 bin YTL'ye denk geldiğini belirten Dinçer, 2 bin 500 YTL ek
ders alınsa bile bunun 14 bin 500 YTL'ye ancak ulaşabileceğini, dolayısıyla bakanlığın beyan ettiği ve Türk parası olarak 25 bin YTL'ye denk gelen öğretmen maaşlarına brüt olarak dahi ulaşılamadığını kaydetti. Dinçer, ''Türkiye'de öğretmenler diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha fazla çalışmakta ve daha düşük ücret almaktadırlar'' dedi.
-RAPORDAKİ SONUÇLAR-
Eğitim-Sen'in hazırladığı rapora göre,
ilköğretim öğretmenleri arasında saat ücreti açısından en yüksek ücreti 22 dolar ile
İspanyol öğretmenler alırken, Türkiye'deki öğretmenler sadece 9 dolar kazanabiliyor.
Rapora göre, ilköğretim kurumlarında öğrenci başına yapılan yıllık harcama miktarı Danimarka'da 7 bin 814 dolar olmasına karşın Türkiye'de 869 dolar düzeyinde kaldı.
Kamu ve özel eğitimin tüm düzeylerinde eğitim kurumları için yapılan harcamaların gayrisafi
yurt içi hasılaya oranı
Güney Kore'de yüzde 7,5 olurken, Türkiye'de yüzde 3,7 düzeyinde gerçekleşti.
Raporun ''Var olan koşullarda bir bireyin kaç yaşına kadar eğitim görmesi olanaklıdır?'' bölümünde yer alan bilgilere göre İsveç'te 20.3, Türkiye'de ise 12,6 yaşına kadar eğitim görülebiliyor.
15 yaş üstü nüfus içinde okur-yazar olmayanların oranı
Fransa,
Almanya,
Japonya,
İrlanda,
Polonya ve Rusya'da yüzde 1 düzeyinde olmasına karşın Türkiye'de oran 13.5 olarak belirlendi.
Genel nüfus içinde bilgisayar sahipliği oranı Almanya'da yüzde 56,2 iken bu oran Türkiye'de yüzde 5,8 oldu.