TÜSİAD tarafından hazırlatılan ''Eğitim ve Sürdürülebilir Büyüme:
Türkiye Deneyimi, Riskler ve Fırsatlar'' raporunun tanıtımı dolayısıyla düzenlenen seminerde konuşan
Sabancı, Türkiye ekonomisinin
büyüme yapısını eğitim göstergeleri çerçevesinde inceleyerek, önümüzdeki dönemde
politika uygulamalarına ışık tutmayı amaçlayan bu raporda, Türkiye'nin insan sermayesinin geliştirilmesi bakımından dünyadaki karşılaştırmalı konumunun yetersiz kaldığının gözüktüğünü ifade etti.
Sabancı, ''
Yatırım oranının artırılması ve verimlilik artışı ile insan sermayesi arasındaki bağın güçlendirilmesi durumunda Türkiye'nin 2006-
2020 döneminde potansiyel
büyüme oranı yıllık ortalamada yüzde 7'ye kadar ulaşabilecektir. Başka bir deyişle, kişi başına gelir düzeyimizin 2020 yılına kadar iki katından daha fazla artarak 10 bin dolara yaklaşması olanağı bulunmaktadır'' diye konuştu.
Sabancı, eğitim
sisteminde yapılması gereken reformları da şöyle sıraladı:
''Türkiye, kendisiyle aynı gelir düzeyine sahip olan ülkelerle karşılaştırıldığında okul öncesi eğitim programlarına katılan çocuk sayısında geri konumdadır.
Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve 6 yaş için zorunlu kılınması konusunda kapsamlı bir idari, hukuki, mali ve
teknik reforma ihtiyaç vardır. Artık zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmalı ve
müfredat yenileme çalışmaları da tüm okul kademelerine yaygınlaştırılmalıdır. Dar meslek alanları yerine geniş tabanlı
sektörel eğitimin verildiği, modüler yapısıyla esneklik özelliğine sahip ve çalışma
yaşamının ihtiyaçlarına
cevap verebilen bir mesleki ve teknik eğitim sistemi için çalışmalar hızlandırılmalıdır. Yüksek
öğretim sisteminde çeşitliliği vurgulayan, adem-i merkeziyetçi, kurumların yaratıcılığını ve kimliklerini ön plana çıkaran, üniversitelerin birbirleriyle
rekabet edebilmelerine fırsat tanıyan bir sistem tasarlanmalıdır.''
Türkiye'de yaşam boyu öğrenim hakkında henüz bir strateji geliştirilemediğini ifade eden TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, okullaşma oranları bakımından kızlar ile erkekler arasındaki farklılığın giderilmesi için devlet,
özel sektör ve
sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının kesintisiz şekilde sürdürülmesi, eğiticilerin eğitimi için daha fazla kaynak aktarılması gerektiğini kaydetti.