Çorum Hitit Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi bünyesinde organize edilen 14'ncü Din Eğitimi Anabilim Dalı Koordinasyon Toplantısı, Amasya'nın Hamamözü ilçesinde yapıldı. İlçede bulunan termal tesislerde gerçekleşen toplantıda 'Yüksek
öğretimde din
dersi öğretmeni yetiştirme', 'İlahiyat fakültesi programlarının yeni gelişmeler ışığında değerlendirilmesi', '4+4+4 yasası', 'Kur'an-ı Kerim ve Hazreti Peygamber(sas)'in hayatı', 'Yeni anayasada din eğitiminin yeri' adı altında farklı alanlarda yapılacak yenilikler ele alındı.
20 üniversiteden 50'ye yakın öğretim görevlisinin bilgi alışverişinde bulunduğu toplantıda konuşan Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Osman Eğri, alınacak kararların, ortaya konulacak sonuç bildirgesinin Türkiye'deki din eğitiminin geleceğine şekil vereceğini belirtti. Kendilerini cesaretlendiren gelişmelerin yaşandığını söyleyen Eğri,
din kültürü ve ahlak bilgisi dersi bölümlerinin ilahiyat fakültelerine nakledileceğini ve bundan sonra açılacak bölümlerin ise ilahiyat fakülteleri bünyesinde açılacağını belirtti.
Eğri şunları dile getirdi: ''Bunlar bizleri umutlandırdı. Pedagojik
formasyon derslerinin ilahiyat müfredatına dağıtılmış, serpiştirilmiş uygulaması tekrar acaba gündeme gelir mi diye bir beklenti içerisine girdik. Mezun olan öğrencilerimizden Türkiye'de karşılaştığımız herhangi bir görevde olabilir bu, bunların çok daha başarılı olduklarını gördük. İlahiyat fakültelerinin programlarında hayli değişiklikler oldu, bugüne kadar bunları da bugün gündeme alacağız. Bu anlamda farklı konular konuşulacak, teklifler olacak, bir çalıştay, bir
beyin fırtınası yapacağız. Farklı fikirler bir noktada buluşur veya buluşmaz, ama farklılıkları ile belki sonuç bildirgesine yansıyacak. Türkiye'nin din eğitimi, öğretimi geleceğini ilgilendiriyor. Bu anlamda yaşanan bir
takım sorunlar var, bunları da gündeme getireceğiz."
"VERİLEN DİN EĞİTİMİ HAYATIN İÇİNDEN PROBLEMLERE CEVAP VERMELİ"
Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Osman Eğri, vermiş oldukları din hizmetleri veya okullarda yaptıkları din eğitimlerinin hayatın içerisinden olması ve hayatta karşılaşacakları problemlere
cevap vermesi gerektiğini vurguladı. Eğri, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak o zaman hayati olur ve o zaman değer verilir ve önemsenir. Türkiye'de problemin asıl sebebi;
aile kurumunun tahrip olması neticesinde insanların yetiştirme yurduna veya huzurevine düşmesi, yani yaşlılara yönelik din hizmeti geliştirme zorunda kalışımızdır. Acaba sonuç olan bu problemi geriye dönük bakarak sebebi ortadan kaldırmaya yönelik, aile kurumunu canlandırmaya yönelik, sorunları engelleyici tedbirler alabilir miyiz, aile kurumunu ayakta tutabilecek din eğitimi müfredatında hangi değerlere önem vermeliyiz, burada alacağımız değerleri nasıl müfredata nasıl uygulayabiliriz; bunların çalışmalarını yapacak ve ortak bir karar almaya çalışacağız."
Türkiye'nin etrafında bulunan sorunlara da değinen Osman Eğri,
ilahiyat fakültesinde 'Birlikte Yaşama Kültürü' adı altında bir ders olduğunu ve geçmişten örneklerin olduğunu kaydetti.
Mevlana,
Hacı Bektaşı
Veli,
Yunus Emre, Ahi Evran-ı Veli örneklerini veren Eğri, bu insanların birlikte yaşama kültürünü canlı tutan kişiler olduğunu anlattı. Dönem itibari ile Türkiye'de
Alevi-
Sünni, Türk-
Kürt birlikte yaşamada sıkıntı çekilen bazı durumların olduğunu aktaran Eğri, müfredatta birlikte yaşmanın güzelliklerini anlatan çalışmaların yapılacağı bilgisini verdi. (CİHAN)