Ajansın konuştuğu Dilara adındaki bir kadın 5 yıl önce Dubai'ye yerleşme kararı aldığında Türk ekonomisinin canlı, kültürel etkinliklerin hareketli ve Batı ile ilişkilerin iyi olduğunu, bu yüzden çoğu arkadaşının Dubai'ye taşınmasını hata olarak gördüğünü anlattı.
Gerçek adını vermek istemeyen ve dijital pazarlama alanında uzman olan Dilara, "Ama bugün çoğu arkadaşım bana CV'lerini gönderiyor çünkü Türkiye'de kalmak istemiyorlar, özellikle de referandumdan sonra" ifadelerini kullandı:
"Önceki yıllarda dönmeyi düşündüğüm olmuştu ama Türkiye'deki olaylar fikrimi değiştirdi."
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden akademisyen Ulaş Sunata ise son yıllarda eğitimli gençlerin ülkeyi terk etme trendinin hızlandığını ve bu durumun ülkeye zarar verebilecek bir beyin göçü olduğunu söyledi:
"Bu, ülke için önemli bir sorun. Ama bunun tek etkisi sosyokültürel olmayacak, aynı zamanda ekonomik etkileri olacak.
"Ülkeyi terk etmeleri Türkiye için gerçek bir dezavantaj."
'Üç neden öne çıkıyor'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta İslam dünyasının beyin göçü sorunuyla karşı karşıya olduğundan şikayet etmiş, "En zeki öğrencilerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz" diye konuşmuştu.
Erdoğan, "Gençlerimiz kendi ülkelerinde, kendi üniversitelerinde parlak bir gelecek göremedikleri için giderek artan bir oranda Batı'ya yöneliyorlar" demişti.
AFP ise, Türkiye'yi terk eden veya terk etme planları bulunan onlarca kişiyle konuştuğunu ve başka ülkelere yerleşme gerekçelerinde üç nedenin öne çıktığını yazdı:
Üniversite mezunları için azalan iş imkanları,
İslami kökenli hükümet döneminde artan muhafazakarlık,
İnsan haklarının ve özgürlüklerin azalması.
2016'daki darbe girişiminin ardından ekonominin son çeyrekte yüzde 5,1 büyümesine rağmen genç işsizliğinin yüzde 20,6 ile yüksek bir oranda olduğunu belirten AFP, reformların durmasının gençler için belirsiz bir gelecek anlamına geldiğini yazdı.
AKP hükümeti, 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefini her fırsatta yineliyor.
'ADALETİN OLMADIĞI BİR ÜLKEDE NE İŞİM VAR?'
Adının gizli tutulması koşuluyla konuşan 33 yaşındaki bir İngilizce öğretmeni, "Başka yerlerde daha iyi imkanlar varken neden burada acı çekeyim ki? Adaletin olmadığı bir ülkede ne işim var?" ifadelerini kullandı. Eşi ve çocuklarıyla birlikte ülkeyi terk etmek için ilk adımlarını attığını söyleyen öğretmen, "Daha iyi yaşam standartlarını hak ediyoruz" dedi.
'Türkiye'de akademisyen olmak cesaret gerektirir'
140 bin kişinin işinden atıldığı veya açığa alındığı, 50 binden fazla kişinin de gözaltına alındığı aktarılan haberde, bu ortamın akademiyi de etkilediğine dikkat çekildi.
Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında 5500'den fazla akademisyenin kanun hükmünde kararnamelerle işinden atıldığını belirten AFP, doktorasını yapmak için gittiği Kanada'nın Montreal kentindeki eğitiminin ardından Türkiye'ye dönmemeye karar veren bir Türkle de konuştu.
Adını açıklamak istemeyen 28 yaşındaki kişi, "Bir akademisyen olarak siyasi düşüncelerinizi bir kere bile dile getirmek Türkiye'de sizi tehlikeye atar. Böyle bir durumda Türkiye'de akademisyen olmak cesaret gerektirir" dedi.
İletişim alanında doktora öğrencisi olan Merve de kısa süre içinde Budapeşte'deki partnerinin yanına taşınacağını söyledi. Merve hem kendisinin hem de partnerinin Türkiye'de akademik bir kariyer yürütmenin çok zor olduğunu düşündüğünü şu sözlerle aktardı:
"Herkes geleceğini düşünürken kararlar veriyor, ben de ayrılmaya karar verdim."
Akademisyen Sunata, ülkeyi terk etmeye en yatkın kesimlerin üniversite mezunları olduğunu şu ifadelerle açıkladı:
"Ülkeyi terk etmenin riskleri var ve bu risklerle yüzleşmeyi en fazla göze alabilecekler üniversite mezunları. Onların ayrılması, insan hakları gibi evrensel değerleri savunacak daha az insan kalmasına ve bu değerlerin zayıflamasına yol açıyor."
Öte yandan, habere göre yurtdışına gitmek her zaman kolay olmuyor.
'Umarım bir daha asla Türkiye'ye geri dönmek zorunda kalmam'
Türkiye'nin en prestijli üniversitelerinde uzun yıllar akademisyenlik yapan bir tarihçi, Fransa'ya gitmek için dört yıl boyunca belge hazırlaması ve iş araması gerektiğini söyledi.
AFP'nin sorularını telefondan yanıtlayan akademisyen, "Umarım bir daha asla Türkiye'ye geri dönmek zorunda kalmam" dedi.
Ajansın haberine göre, 16 Nisan'daki referandumda evet oyunun çok az farkla kazanması, umutların tamamen sönmemesini sağladı.
AFP'ye konuşan film yapımcısı "Her şey bir gecede değişmeyecek. Türkiye öngörülemez bir ülke, her şey çok hızlı değişebilir" ifadelerini kullandı.
Uzun yıllar boyunca arkadaşları yurtdışına çıkarken gitmeyi reddeden bir inşaat mühendisi ise sonunda ülkeden ayrılacak olmaktan ötürü üzüldüğünü söyledi:
"Ülkemi gerçekten seviyorum. Bu ülkeyi muhafazakarlara bırakmak istemiyorum. Kendimi kaçıyormuş gibi hissediyorum."