Yaklaşık 2 yıldır Ryanair, Easyjet ve TUI gibi
Avrupa kökenli
havayolu şirketlerinin Türk semalarında gözükmesiyle başlayacak her şey. Hatta Easyjet 29 Mayıs’ta ilk uçuşunu Basel’den
İstanbul’a gerçekleştirdi bile.
Türkiye’nin AB yolunda ilerleme çabaları havayolu açısından
ülkemizi en gözde pazarlardan biri haline getirdi. Avrupa’da birçok şirketin kapanmasına sebep olan ve “uçuş lüks olmak zorunda değildir” misyonuyla hareket eden bu kuruluşlar şimdiden Türk şirketlerinin de korkulu rüyası oldu. “1
Euro’ya uçuruyoruz” sloganıyla hareket eden bu şirketlere Türk
Hava Yolları (THY) ve diğer şirketler, geliştirdikleri yeni stratejiler ile
cevap vermeye hazırlanıyor. THY de dahil olmak üzere Türk kökenli şirketler 2005 yılında toplam 22 milyon civarında yolcu taşırken; sadece Easyjet ve Ryanair bir yılda 60 milyona yakın yolcu taşıdı.
Londra’dan Roma’ya uçuş 1 Euro
1985 yılında İrlanda’da kurulan Ryanair’ın sitesine girdiğinizde,
koltuk başına 0,49 Euro gibi
komik fiyatlardan başlayan
bilet satışıyla karşılaşıyorsunuz. Avrupa’da daha birçok şehre 1 Euro’dan daha
ucuza
seyahat edilebiliyor. Havaalanlarına ödemeniz gereken vergilerle birlikte bu 1 Euro’luk fiyat, 15-20 Euro arasında değişiyor. Yapmanız gereken tek şey havaalanı vergilerini ödemeniz ve seyahat için internetten kendinize yer ayırtmanız. Şirketler bütün bilet fiyatlarını aynı tarifelerden satmıyor; ama ortalama olarak normal bir havayolu şirketinin bilet fiyatlarından yüzde 80 daha ucuza bilet alınabiliyor. Avrupa’nın en kârlı havayolu şirketlerinden birisi olan Ryanair’in CEO’su Micheal O’Leary, Business 2.0 Dergisi nisan sayısında oldukça iddialı konuşuyor: “Yakın gelecekte yolcularımızın yarısından daha fazlasını bedavaya uçuracağız.” Easyjet Türkiye Ülke Müdürü Philippe Vignon, yıl sonuna kadar Türkiye’ye 75 bin yolcu taşımayı hedefliyor. Şirket 29 Mayıs’ta ilk uçuşunu Basel’den İstanbul’a gerçekleştirdi. Londra-İstanbul uçuşlarına ise 29 Haziran’da başlayacak olan Easyjet, 1995 yılında kurulmuş. 1996 yılı başlarında sadece iki Avrupa ülkesinde 4 noktaya uçuş yapan şirket, 2005’in
Kasım ayında 18 Avrupa ülkesinde tam 223 noktaya uçuşlar düzenler hale gelmiş.
2006’nın ilk iki ayında
kuş gribi,
papaz cinayeti,
karikatür krizi ve
İsviçre maçı gibi olaylardan dolayı ülkemize gelen ziyaretçi sayısında yüzde 7,4 lük bir azalma oldu. Buna rağmen yeni pazarların doğmasıyla birlikte, geçen yıl 5 milyon ziyaretçiye ulaşan İstanbul’un bu yılki beklentisi 6 milyonu aşmak. Easyjet ve TUI gibi şirketlerin Türkiye’ye girmesiyle birlikte turizm ve taşımacılıkta yeni gelir kapıları da açılmış olacak. Bu şirketler birer seyahat acentesi mantığıyla çalıştıkları için yolculara sundukları paket hizmetlerle uçtukları ülkelerdeki
otel,
apartman ve
araç kiralama şirketleriyle anlaşmalar yapıyor. Yüksek sayıda yolcu taşıdıklarından dolayı bu paketlerde çok uygun fiyatlar ortaya çıkıyor. Türkiye’de henüz turizm şirketleri bunun tam anlamıyla farkına varmış değil. Şirketlerin Türkiye uçuşlarının başlamasıyla birlikte otel ve kiralama şirketlerinde büyük potansiyel artışları yaşanacak. Easyjet’in internet sitesinde 23-26 Ağustos’ta Londra’dan İstanbul’a yapacağınız bir seyahatte konaklamak için seçebileceğiniz otel sayısı sadece altı olarak görünüyor. Aynı şekilde bir seyahati Roma’ya yapmanız halinde tam 82 otel alternatifi ile karşılaşıyorsunuz.
Uluslararası Oteller ve Restoranlar Birliği (IHRA) Yönetim Kurulu Üyesi Timur Bayındır, bir
yönetim kurulu toplantısında Easyjet başkanına Türkiye’ye uçma teklifinde bulunduklarını ve sonrasında şirketin seferler için harekete geçtiğini söyledi.
THY: Easyjet bizi etkilemez
Temel Kotil (Genel Müdür): THY, müşteri sınıfı olarak Easyjet ile kesişen bir şirket değil. Bu yıl açtığımız yeni hatlarla 131 noktaya tarifeli seferlerimiz var. Günde yaklaşık 500-550 kalkış gerçekleştiriyoruz. THY’nin
operasyon büyüklüğü düşünüldüğünde az sayıda uçuşla Türkiye’ye sefer düzenleyecek Easyjet’in pazara girmesinin bizi çok fazla etkileyeceğini düşünmüyoruz. Daha çok Easyjet’in fiyat stratejileriyle hareket eden işletmeleri etkilemesi söz konusu olabilir.
Atlasjet: Tedbirler alınmalı
Tuncay Doğaner (Genel Müdür): Easyjet, Türkiye uçuşlarına başlamadan önce geçen yıl Antalya’dan oteller satın aldı. Yani, bütün hazırlıklarını tamamladıktan sonra uçuşlara başlıyor. Türk şirketlerinin sun’î gündemleri bir kenara bırakarak acil tedbirler alması gerekiyor. Özel hava yollarının yaptığı aynı hatlara günde 5-6 sefer koymak
rekabet sayılmamalı. Rekabet kalite standartlarıyla ölçülmeli.
Pegasus: Rekabet iyidir
Sertaç Haybat (Genel Müdür): Havayolu sektörü liberalleştikçe ucuz tarifeli şirketlerin Türkiye’ye uçması çok normal. Bence bu olumlu bir gelişme, rekabet her zaman iyidir. Bizim bundan bir sıkıntımız yok. Bu şirketlerin pazara girmesinin bize iki türlü etkisi olacak. Birincisi, şirketler İstanbul
Sabiha Gökçen Havaalanı’nı kullanacak. İkincisi de maliyetlerle ilgili olan kısım.
Onur Air: Turist artışı olmaz
Şahabettin Bolukçu (Genel Müdür): Geçmişte de bazı şirketler Sabiha Gökçen’e uçuyordu. Daha önce direkt olmayan bu uçuşlar şimdi direkt oluyor. Türkiye pazarına yeni girecek havayolu şirketlerinin ülkeye turist taşıyacaklarını pek zannetmiyorum. Mevcut Türk kökenli veya
yabancı vatandaşların İstanbul’a ve diğer illere yaptıkları hareketi artıracağını düşünüyorum.
Fly Air: Yolcu kaybımız olur
Teoman Tosun (Genel Müdür): Easyjet gibi şirketlerin ucuz fiyatlarla koltuk satmaları bizim açımızdan çok büyük bir sorun teşkil etmiyor. Şu anda Easyjet’in pazara girmesi tabii ki bizi de etkileyecek. Yolcu sayımızda yüzde 3 gibi bir rakam kaybı bekliyoruz. Daha fazla olacağını tahmin etmiyoruz. Ama Easyjet seferlerini artırırsa ve başka şirketler de pazara girerlerse o zaman biz de maliyetlerimizi gözden geçirir ve projelerimizi devreye sokarız.
Nasıl kazanıyorlar?
* Uçak içerisine alınan el çantaları haricindeki her
bagaj için ayrıca
ücret alınıyor. Örneğin Ryanair, bavul başına 3,5 Euro ücret kesiyor. Easyjet’in henüz böyle bir uygulaması yok. 10 kg el, 20 kg uçağa verilmek üzere toplam 30 kg yük taşımaya izin veren şirketler, sınırların aşılması durumunda kg başına yüksek miktarlarda ücret talep ediyor.
* Bagaj yüklerini minimum tuttukları için bu şirketler yük taşımacılığı da yapıyor. Kargoları aynı
uçaklarda taşıyor ve bu yolla da işletmelerden para kazanıyorlar.
*Uçak içerisinde ikram yok ya da yapılan servisler (
fıstık, sandviç, kola, çikolata…) için ücret alınıyor. Buna su da dahil.
* Business Class hizmeti verilmiyor. Koltuklar arasındaki mesafeler minimum tutularak uçakların yolcu kapasiteleri artırılmış.
*Bilet satışlarının tamamına yakınını internetten yaptıkları için minimum sayıda
eleman çalıştırarak her türlü maliyeti çok düşük seviyelerde tutuyorlar.
*Şehirlerde en çok kullanılan havaalanlarının dışındaki havaalanlarına kalkış ve iniş yapıyorlar. Böylece havaalanı kullanım maliyetlerini en aza indirgemiş oluyorlar.
MUSTAFA GÜN-MURAT TEMİZ
ZAMAN / TURKUAZ