Milletvekili Oran, “Ülkeye güven azalıyor, dış kaynak muslukları kapanıyor, döviz hızla yükseliyor, maliyetler artıyor, risk büyüyor, AKP’nin ekonomide ülkeye faturası giderek kabarıyor” dedi.
İstanbul Milletvekili Umut Oran yaptığı yazılı açıklamada, ekonomi üst yönetimi ve Cumhurbaşkanı'ndan gelen açıklamalarla kurdaki her 1 kuruşluk artışın dış borç yükünü 4 milyar TL dolayında artırdığını bildirdi.
Önümüzdeki bir yıl içinde yapılacak geri ödemeye ise şimdiden 23.1 milyar TL kur farkı maliyetinin eklendiğini vurgulayan CHP’li Oran, “Hükümetin içi boş, temenni paketleri, ekonomide kötüye gidişi önlemekten çok uzakta… Plaketlerle minik tasarruflar yerine acilen ekonomi yönetim mantığının değiştirilmesi gerekmektedir. Türkiye demokrasi ve hukuktan uzaklaşıyor, ülkeye güven azalıyor, dış kaynak muslukları kapanıyor, kurlar yükseliyor, risk artıyor, fatura giderek büyüyor. İç ve dış nedenlerle ekonomide kontrol giderek kaybolurken, dövizdeki yükseliş Türkiye’nin dış borç stokunu şimdiden TL cinsinden net 58.4 milyar TL büyütmüş bulunuyor. Dolardaki her 1 kuruşluk artış, dış borç yükünü yaklaşık 4 milyar lira artırıyor” ifadelerini kullandı.
“KUR FARKI MALİYETI ŞİMDİLİK 58.4 MİLYAR TL”
Umut Oran açıklamasında, Türkiye’nin dış toplam dış borcunun; 130.6 milyar dolarının kısa, 271.1 milyar dolarının uzun vadeli olmak üzere toplam 401.7 milyar dolara ulaştığının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin, orijinal vadesine bakılmaksınız vadesine bir yıl ve daha az kalan dış borç miktarı yaklaşık 169 milyar dolar. Bu, kamu ve özel sektörüyle Türkiye’nin bir yıl içinde yapacağı dış borç geri ödemesi. Önümüzdeki bir yılda kamunun 24.7 milyar, Merkez Bankası’nın 1.5 milyar, özel sektörün ise 142.7 milyar dolar dış borç servisi bulunuyor.
Kurdaki hızlı yükseliş dış borç servisi için temin edilecek dövizi pahalandırıyor. Dış borç stokunun TL karşılığı 18 Kasım-18 Aralık arasında 58.4 milyar TL artarken, önümüzdeki bir yıl içinde yapılacak geri ödemenin TL karşılığı da kur farkından dolayı 23.1 milyar TL büyüdü. Bir yılda yapılacak geri ödemede özel sektöre gelen ek maliyet; 13 milyarı bankacılık ve finans, 6.5 milyarı da reel sektöre olmak üzere toplam 19.5 milyar TL. Buna göre hem bankalar hem de reel sektör ciddi kur riski altında bulunuyor. Dövizdeki hızlı yükseliş eğilimi kırılamazsa, iki kesimin de maliyetleri hızla büyüyecek, bunun etkisi bilançolara yansıyacak. Piyasada dövizin kıtlaşması ve aşırı pahalanması bu sektörlerdeki kuruluşların mali yapısı için tehdit oluşturuyor.”
“BU GİDİŞ, TÜRKİYE’YE BÜYÜK FATURALAR YÜKLEYECEK”
Fed’in gideceği faiz artırımının, küresel çapta kısa vadeli sermaye hareketlerinde ciddi bir kırılmaya yol açacağını vurgulayan CHP’li Oran, şöyle devam etti:
“ABD’nin bahar aylarında beklenen olası faiz artırımı, Türkiye gibi sıcak parasız yapamayan ekonomiler için adeta Demokles’in kılıcı niteliğinde. Önceki yıllarda Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere akan sıcak parayı ABD faiz artırımı ile geri çekecek. Bu da dövizde yeni bir hızlı yükseliş dalgası başlatacak, değerli TL’ye son verecek; ekonomimizde maliyetler ve riskler büyüyecek. Bu gidiş, Türkiye’ye büyük faturalar yükleyecek. Hükümetin ekonomi için açıkladığı içi boş, temenni paketleri ise yaklaşan krizi önlemekten çok uzakta… Plaketlerle minik tasarruflar yerine acilen ekonomi yönetim mantığının değiştirilmesi gerekmektedir. Ülkeye güven azalıyor, dış kaynak muslukları kapanıyor, döviz hızla yükseliyor, maliyetler artıyor, risk büyüyor, AKP’nin ekonomide ülkeye faturası giderek kabarıyor.”