İstanbul'daki
İETT arazisini 21
Mart 2007 tarihinde yapılan
ihalede 1 milyar 152 milyon liraya alan
Dubai Emiri Şeyh Maktum'un şirketi Sama Dubai, arazinin
satışıyla ilgili engellemelerle karşılaşınca yeni yatırım palanlarından İstanbul'u çıkardı. İhalenin yargıya taşınması nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ödeme yapmayan Sama Dubai, İstanbul'dan umudunu kesti.
Türkiye'ye ilk aşamada 30 milyar dolarlık 10 uzun vadeli yatırım yapmayı planlayan Sama Dubai, Türkiye'de kendilerine yönelik engellemeler yüzünden kaynaklarını başka bölgelere çevirdi.
Tunus hükümetiyle yaklaşık 14 milyar dolarlık bir
anlaşma yapan şeyh Maktum, baş
kent Tunus'un güneyinde 500 bin kişinin yaşayacağı dev bir şehir kuracak. Projesinin inşaatı 130 bin kişiye istihdam sağlayacak, yaklaşık 837 hektarlık alana kurulacak bu kent, Tunus'un gayri safi milli hasılasını da yüzde 12 yükseltecek.
Konuyla ilgili Yeni
Şafak'a konuşan Dubai Emiri Şeyh Maktum, kendileri için 1 milyar dolar gibi bir rakamı ödemenin sorun olmadığını ancak Türkiye'de bazı çevreler tarafından engellenmek istemelerinden rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
ÖNYARGILAR GİDERİLMELİ
Türkiye'de belli bir kesimin
Körfez sermayesine karşı olumsuz bir tavır içerisinde olduğunu anlatan
El Maktum, 'Türkiye'nin son 6-7 yılda kat ettiği başarıları takdirle karşılıyoruz. Türkiye ile ikili ilişkilerin geliştirilmesi için gayret sarfediyoruz.
Yatırımcılara karşı ön yargıların giderilmesi halinde Türkiye her zaman öncelikli yatırım hedeflerimiz arasındadır' diye konuştu.
İETT arazisi için dün ödeme yapmayan Şeyh Maktum, ödemenin yapılması gereken günlerde Türkiye'deki gazetelere tam sayfa ilan vererek, kurduğu
vakıf için 10 milyar dolar
bağış yaptığını duyurmuş ve bu ilanla ihale sürecinde yaşanan sorunun 'para meselesi olmadığı' mesajını vermişti.
ARAP SERMAYESİ DÜŞMAN MI?
Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Arap İşadamları Derneği Yönetim Kurulu üyesi Zafer Emirel, 'Danıştay'ın kararı Türkiye'ye gelmesi için çaba gösterilen Körfez sermayesini kötü etkileyecek. Bir adım ötemizdeki Arap sermayesine senelerce düşman kardeşleri oynattılar. 5 sene önce 1 milyar dolar olan Arap ülkelerine olan ihracatımız 20 milyar dolarlara yükseldi. İbre Arap ülkelerine döndü. Danıştayın aldığı bu karar sadece Sama Dubai'nin yatırımını engellemekle kalmadı, bu projenin ardından gelecek olan milyarlarca dolarlık çok büyük projelerinde önünü kesmiş oldu" dedi Dünya
Emlak Merkezi (WEC) Yönetim Kurulu Üyesi Nizamettin Aşa da, Mimarlar Odası'nın her şeyi
dava etmeyi alışkanlık haline getirdiğini belirterek, "İETT arazisi gibi emsal olabilecek projeleri dava etmelerini anlayamıyoruz" dedi.
İstanbul kaybetti
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş, “Danıştay'ın arazi hakkında yapılan imar planının yürütmesini durdurmasının ardından satış daha da çıkmaza girerken, kaybeden İstanbul oldu. Ekonomik
kriz ortamında şehrin çekeceği 5 milyar dolarlık yatırımın durmasının yanı sıra arazinin satışından elde edilecek 1 milyar 156 milyon TL'lik kaynağa göre
ulaşım yatırımları yapan Büyükşehir Belediyesi zor durumda kaldı. Kredi bulmaya kalksak bunun da belli bedelleri var. Bunlar maliyetleri arttırıcı şeyler. Bu maliyeti de bizim çocuklarımız ödeyecek” dedi. Topbaş, "Bu işe baştan çomak soktular. Satışı engellemeyi marifet sandılar. Şimdi gitsinler orada
piknik yapsınlar. Bu para belediyenin kasasına girseydi. Hem bu kriz ortamında yeni yatırımlarla piyasaya hareketlilik getirilecekti hem de personelimize ve iş yaptığımız firmalarımıza olan ödemelerimiz gecikmeyecekti. Eğer bu satıştan vazgeçersek bunun dünyaya yansıması kimsenin bize güvenmemesi olur. Yarın başka satışlar yapmak istersek dünya bizi farklı algılar. Paranın hassas olduğu
finans sektöründe Türkiye ve İstanbul'un güvenli bir
liman oldu- ğunu göstermek açısından bu satış önemli" dedi.
Yabancı ürkecek
Krea Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Hakan Kodal: “Bir sürü alanda istesenizde istemeseniz de imar tadilatları yapılıyor. Global sermaye açısından Türkiye'ye gelme cesaretini kıran bir karar. Bu tür davaların Türkiye'nin her yerinde olması gerekirken,
yabancı yatırımların olduğu yerlerde açılıyor olması da biraz manidar geliyor bana. Bu yatırım sembolik bir yatırımdı. arkası gelecekti. Bu bakımdan Türkiye'ye girecek olan ciddi bir kaynağı biz engellemiş olduk. Buraya gelmeyi düşünen global sermayeyi de ürküten gelişmeler bunlar. Keşke ihaleye çıkılmadan önce bu süreç kesinleşseydi.”
Yatırımcıya destek
Emaar Türkiye Genel Müdürü Ozan Balaban: “
Yargı süreci devam ederken bir yorumda bulunmak doğru değil. Kesin karar çıkınca değerlendirme yapmak daha doğru ama o araziyle ilgili değil ama genel anlamda yatırımcıların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben yatırımcının
yerli-yabancı diye ayrılmasını da doğru bulmuyorum.
İstihdam yaratacak her türlü yatırımcıya bizim destek olmamız lazım.”
YENİ ŞAFAK