Sadece 2005’te 20 yıllık
sermaye girişinin toplamını çekmeyi başaran ekonomi, performansını 2006’da da artırarak sürdürüyor. İlk 5 ayda
ülkeye gelen doğrudan sermaye yatırımları 8,1 milyar dolarlık bir toplama ulaşırken,
yabancılar sadece mayıs ayında 6,6 milyar dolarlık yatırıma
imza attı. Başı çeken sektörler ise telekomünikasyon ile toptan ve perakende olarak gerçekleşti. “Bunlar tarihî seviyeler,
Türkiye tarihinde bir
rekor” ifadelerini kullanan
Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Ali
Babacan’a göre söz konusu miktar bu yıl boyunca artarak en az 13,5 en çok da 24,3 milyar dolar civarında gerçekleşecek. Babacan, cari açığın finansmanı açısından da doğrudan yatırımların çok önemli ve sağlıklı bir rol oynadığına dikkat çekti. Babacan, yabancı sermayenin doğrudan yatırım miktarının, hiçbir zaman 1 milyar dolar seviyesini geçmediğine işaret ederek, “Sermayeyi çekmek için her türlü potansiyele sahip olunmasına rağmen, ekonomideki ve siyasetteki belirsizlikler bunu uzun yıllar boyunca engelledi.” şeklinde konuştu.
Babacan'ın yatırımların karakterindeki değişim için gösterdiği milat ise
Kasım 2002 seçimlerinin ardından kurulan tek parti iktidarı. Bakan, Türkiye'yi
tercih eden uluslararası firmaların, yatırım kararlarını alırken ekonomide elde edilen tarihî nitelikteki başarılara, kararlılıkla sürdürülen yapısal reformlara, uluslararası kuruluşlarla yürütülen iyi ilişkilere ve
Avrupa Birliği sürecinde atılan olumlu adımlara baktıklarını da sözlerine ekledi. Doğrudan yatırımların, miktar olarak katlanarak artmasının ötesinde, Türkiye ekonomisine ilişkin önemli bir gösterge olduğunun da altını çizen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kere
yabancı yatırımcı, Türkiye'de uzun vadeli istikrar ortamını görüyor.
Ekonomide sürdürülebilirlik görüyor. Uyguladığımız
ekonomik programa güvendiğini belli ediyor.
Yatırımcı, önümüzdeki 5 yıl, 10 yıl, hatta daha uzun vade içinde ekonomiye güvenmese sermayesini getirip buraya yatırmaz.”
Bu türlü yatırımlar sayesinde ekonominin dışa açık ve rekabetçi yapısının güçlendiğini vurgulayan Bakan, “Türkiye, son üç buçuk yılda, ekonomik potansiyelini açığa çıkarmak için eşsiz bir fırsat yakaladı. Ekonomimiz küresel bir güç olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Doğrudan yatırımlar, ekonomik boyutuyla olduğu kadar, iç
politika ve dış politikanın istikrarlı şekilde ilerlemesine de katkı sağlıyor.” yorumunda bulundu. Uluslararası yatırımları çekmenin, bugün her ülke için zorlu ve uzun bir süreç olduğuna temas eden Bakan, bu amaçla yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Yatırımcıya güven vermek, ülkenin potansiyellerini en iyi şekilde tanıtmak ve yatırımın önündeki her türlü engeli kaldırmak.” Babacan, “Sadece çevrenizdeki ülkelerle değil, küresel anlamda bir rekabetin içine girmek zorundasınız. İşte Türkiye bunu başardı.” dedi. Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik atılan adımlardan da bahseden Babacan, “Biliyorsunuz Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'muz, verimli şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye'deki yatırım ortamını tanıtmak amacıyla ‘Invest in
Turkey' adı altında bir internet portalını hizmete sunduk. Yine Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın yasası geçtiğimiz günlerde TBMM'den geçti. En önemlisi de Sayın Baş
bakan'ımızın başkanlığında Yatırım Danışma Konseyi'ni bu yıl üçüncü kez topladık. Bunun yanında makroekonomik iyileşmeler, yapısal reformlar ve
Avrupa Birliği süreci, yatırımları
teşvik eden unsurlar oldu.” ifadelerinde bulundu. Bakan, doğrudan uluslararası yatırımların, ‘istihdam,
üretim artışı ve öngörülebilirliği' güçlendirici katkısı bulunduğunu da sözlerine ekledi.
Babacan'ın, İstanbul'da yabancı basın mensuplarıyla düzenlediği toplantıda yaptığı sunumda yer alan verilere göre bu yıl Türkiye'ye
özelleştirmeler yoluyla girecek doğrudan yabancı yatırım en az 1,3 milyar dolar, en fazla da 5,5 milyar dolar düzeyinde olacak. Söz konusu özelleştirme gelirinin, Oger Telekom'un taksitle ödenmesi durumunda 1 milyar doları, peşin ödenmesi durumunda ise 5,2 milyar doları Türk Telekom'un bedelinden oluşacak. Babacan,
TMSF satışları dolayısıyla gelecek doğrudan yatırım tutarının ise en az 4,6 milyar dolar, en fazla da 5,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesini beklediklerini açıkladı. TMSF satışlarından elde edilen gelirin sadece 4,6 milyar doları mayısta devir işlemi tamamlanan Telsim'in satışından elde edildi. Bakan Babacan'ın verdiği bilgiye göre,
birleşme ve satın almalar yoluyla bu yıl Türkiye'ye gelecek doğrudan yabancı yatırımların ise en az 4,5 milyar dolar, en fazla da 8,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Birleşme ve satın almalar yoluyla gelecek doğrudan yabancı yatırımın da 2,8 milyar doları
Finansbank satışından kaynaklanıyor. 2006 yılında yabancıların Türkiye'den
gayrimenkul alımlarının ise en az 1,8 milyar dolar, en fazla da 2,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Özelleştirmeler ve birleşme ve satın almalar dışındaki hisse alımlarının ise bu yıl en az 1,3 milyar dolar, en fazla da 1,8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşeceği öngörülüyor.
Amerikalı
kozmetikçi Türkiye'de şirket kurdu
Amerikalı kozmetik üreticisi Estee Lauder, Türkiye'de tamamı kendisine ait bir şirket kurduğunu açıkladı. Estee Lauder'dan yapılan açıklamada, ELCA Kozmetik Limitet adı altında İstanbul'da kurulan şirketin 300 çalışanı ile birlikte 1 Temmuz'da çalışmaya başladığı belirtildi. Estee Lauder ürünlerinin Türkiye distribütörlüğünü yapan Vepa Velar'ın genel müdürlüğünü yapmış olan Ahmet Ramiz, ELCA Kozmetik genel müdürlüğü görevine getirildi.