Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bir taraftan ilk santrali kuracak Ruslarla altyapı görüşmelerini sürdürürken, diğer yandan da ikinci santrali kurmak isteyen
Güney Korelilerle müzakereleri yürütüyor. Bakanlık ayrıca, her iki
ülke ile de, santrallerde kullanılacak reaktör, ekipman ve benzeri malzemenin ileri teknoloji olması için görüşüyor. Ayrıca, santrallerin inşaat ve faaliyetleri sırasında oluşabilecek muhtemel
kazaların üçüncü kişilere verebileceği zararların karşılanması için de
kanun hazırlanıyor.
Santrallerin çevreye vereceği zararların karşılanması için Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
anlaşmalar, üçüncü kişilere verilecek zarar için 15 milyon dolar
sigorta mecburiyetini şart koşuyor.
Enerji Bakanlığı ise, bu konuda riskleri azaltmak için yeni hazırlanan '
Nükleer Santrallerin Hukuki Sorumluluğu Kanunu' taslağına göre Türkiye'de
nükleer santral kuracak şirketlerin sigorta yükümlülüğü 700 milyon Euro'ya yükseltiliyor. Taslağa göre, nükleer santrallerde muhtemel kaza durumunda üçüncü kişilerin uğrayabileceği zarardan şirket sorumlu olacak.
Tazminat öncelikle sigortadan karşılanacak. Ancak, sigorta tutarını aşan zararlardan doğrudan şirket sorumlu olacak.
Enerji Bakanlığı yetkilileri, "Muhtemel kazalara sigorta zırhı getiriliyor. Belirlenen oran dünya standardının çok üstünde." değerlendirmesini yaptı.
Rusya'nın nükleer teknolojide ABD kadar tecrübeli olduğunu vurgulayan
bakanlık yetkilileri, kurulacak santralin güvenli olup olmadığı endişesine ilişkin olarak ise, "Ukrayna'da meydana gelen kaza RBMK
tipi nükleer santralde meydana geldi. Bu tip santraller artık dünyada inşa edilmiyor. Bize önerilen VVER-1200 tipi nükleer santralin tasarımı bunlardan tamamıyla farklıdır." açıklamasını yaptı. Yetkililer, Rus tipi nükleer santrallerin normal
işletme sırasında çevreye saldıkları
radyasyon miktarının bölgedeki
doğal radyasyon seviyesinin yaklaşık yüzde 1'i kadar olduğunu kaydetti. Santrallerin
sera gazı salınımına yol açmamaları sebebiyle de avantajlı olduğunu vurguladı.
ZAMAN