Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (
BDDK) Başkanı
Tevfik Bilgin, bu yıl da
bankaların kar dağıtımında hep beraber dikkatli olacaklarını belirterek, ''Amacımız eldeki mevcudu öz kaynaklara ilave ederek, mevcudu daha da kuvvetlendirmektir. Yığınağa devam edeceğiz'' dedi.
Bilgin, ''9. Uluslararası Finans Zirvesi''nde yaptığı konuşmada, IMF verilerine göre Türk bankacılık
sektörünün 2011 yılının ilk yarısı itibariyle karlılığı önceki yıllara göre gerilemesine rağmen G20 ülkeleri arasında aktif karlılığı bakımından dördüncü, öz kaynak karlılığında
Arjantin ve
Brezilya'nın ardından üçüncü sırada,
sermaye yeterlilik rasyosu bakımından Brezilya,
Rusya ve Arjantin'in ardından dördüncü sırada yer aldığını, takibe dönüşüm oranının da G20 ülkelerinin birçoğundan çok daha iyi seviyede olduğunu söyledi.
Tevfik Bilgin, ''Bankacılık sisteminin şeffaflığı herhalde dünyada birinci sıradadır'' dedi.
Globalleşen dünyanın bir oyuncusu olarak çevredeki gelişmeleri yakından takip etme ve ihtiyatlı iyimserliğin devam ettirilmesi zorunluluğu bulunduğunun altını çizen Bilgin, şöyle devam etti:
''Bu noktada bu yıl da bankalarımızın kar dağıtımında hep beraber dikkatli olacağız. Amacımız eldeki mevcudu öz kaynaklara ilave ederek, mevcudu daha da kuvvetlendirmektir. Yığınağa devam edeceğiz. Toksik ürünlere izin vermeyeceğiz. Denetime devam edeceğiz. Batıdan farklı olarak uzaktan gözetim ile yerinden denetimi harmanlayıp, genel müdürlüklerde ve belli büyüklükteki şubelere kadar kapsamlı denetim yapacağız ve yapıyoruz.''
Sermaye yeterlilik rasyosu üzerindeki hassasiyetin devam ettiğine dikkati çeken Bilgin, belirledikleri üst sınırlara yaklaşan bankalara farklı uygulamalar getirdiklerini ifade etti.
-''Bankanın alacağı aksiyonu da takip edeceğiz''-
Batı ülkelerinin içinde bulunduğu belirsiz durumun Türk bankalarına yansımasına işaret eden Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Böyle dönemlerde bankacılarımız ve basına önemli görevler düşmektedir. Asılsız ve fısıltı haberleri lütfen dikkatle
analiz ediniz ve sisteme zarar vermeyiniz. Şubelerdeki müşteriler genelde diğer bankanın da müşterisi... Şubelerden, bu yönde aldığım birkaç duyum,
rakip banka tarafından bana iletilen, o bankanın en yüksek amirlerine bizzat iletilmiştir. Bundan sonra iletmekle kalmayıp ilgili personelin çalıştığı bankanın alacağı aksiyonu da takip edeceğiz.''
Herkesin bankalarla işlem yaptığını anlatan Bilgin, ''Bazı olaylarda haksız veya haklı olarak onlara kızıyoruz. Ben de telefona gelen
yerli yersiz
mesajlardan rahatsızım. Ben de
kredi kartına çok fahiş
ücret, yıllık
aidat alınmasından rahatsızım. Kriz dönemlerinde gereksiz yere bazı bankaların firmaların üstüne gitmesinden hepimiz rahatsısız. Bunları hep beraber dile getiriyoruz. Ama 8 senelik
başkanlık dönemimde en sert eleştirileri bankalarımıza yönelten kişi de şu anda konuşma yapan kişidir'' şeklinde konuştu.
Bilgin, bu ve buna benzer konularda
kanun ve alt
düzenlemeleri zaman zaman yürürlüğe koyduklarını ve bunları yapmaya da devam edeceklerini ifade ederek, ''Nasıl kredi kartı konusunda, ücret ve
komisyon konularında yaptıysak... Ancak şunu lütfen kabul edelim; bankalarımız son senelerde büyük değişim geçirmektedirler. Son
krizde de hepimizin gurur kaynağı olmuşlardır. Konuşmalarımıza hep güçlü bankacılık... şeklinde devam ediyoruz. Yeri geldiğinde bankalarımıza teşekkür etmek onlara motivasyon verecektir. Ben burada hepsine teşekkür ediyorum ve hepsinin alkışı hak ettiğini düşünüyorum'' şeklinde değerlendirme yaptı.
-''Tedirgin edecek yaklaşımlardan kaçınmak...''-
Bankacılık Kanununun en önemli maddelerinden birinin itibarın korunması maddesi olduğuna işaret eden Bilgin, bu görevin sadece gerçek veya tüzel kişilere değil, aynı zamanda kamuya da verildiğini, kanunda hiçbir ayrım olmadığını söyledi.
Kırılgan dönemlerde kurumların kendilerine gelen şikayet ve itirazları yerinde incelerken, bu hususu gözetmeleri ve gerekli ihtimamı göstermeleri gerektiğini düşündüklerine dikkati çeken Bilgin, ''Ortada bir şey yokken, bankaların veya bankacıların suçlu gibi algılanmasına neden olacak, bankaları veya bankacıları ve kamuoyunu tedirgin edecek yaklaşımlardan kaçınmak sanırım profesyonelliğin bir gereğidir. Bankacılık yapmış biri olarak şuna emin olmanızı isterim ki,
Türkiye'de rekabetin en şiddetli olduğu sektör bankacılık sektörüdür. Hiçbir banka, hiçbir genel müdür komşu genel müdürün daha iyi performans göstermesini, kendini geçmesini istemez'' yorumunu yaptı.
-''Lütfen basit cümlelerle bilgilendirin''-
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın'ın BDDK ile ilgili tespitlerine değinen Bilgin, şöyle konuştu:
''Bankalar Birliği öncülüğünde bankalarımıza da bir
çağrıda bulunmak istiyorum; lütfen vatandaşlarımıza medya vasıtasıyla bir kredi kartı operasyonunun nasıl çalıştığını, sıfırdan bu işi yapmak için ne kadar bilgisayar, ne kadar
maliyet gerektiğini, çağrı merkezlerinde kaç kişi çalıştığını vesair konularda, ücret ve komisyonlarda basit cümlelerle bilgilendirin. Banka ne iş yapar, nereden para kazanır, neden
havale ücreti, neden
kredi kartı aidatı alır, başka ülkelerde durum nasıldır? Bunu örneklerle vermekte yarar var.''
-''Personelin muhafaza edilmesinde aşırı hassasız''-
Diğer önemli bir konunun da sistemde sahipliği değişecek ve bunu ilan eden bankalarla ilgili olduğunu belirten Bilgin, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bankalar alınır, satılır. Buna sahipleri karar verir. Biz fiyata bakmayız. Sonuçta BDDK olarak, Bankalar Kanunu ve alt düzenlemelerdeki esasları
kontrol ederiz. BDDK elbette onay merci olarak bunları değerlendirecektir. Ama özellikle içinde bulunduğumuz bu dalgalanma döneminde krizi israf eden ülkelerdeki bankalar, Türkiye'deki iştiraklerini elden çıkarmayı düşünüyorlarsa, bu bankalara talip olanların satın alacakları bankalardaki personelin istihdamını muhafaza etmeleri konusunda aşırı hassasız. Türk bankacılığının en önemli avantajı, bugün satılan bankalarımızın önemli bir değeri olması ve müşteri bulabilmesi... İşte bu noktada alıcıların bazı maliyet hesaplarıyla
eleman sayısında
indirim ya da toplu eleman çıkarma gibi öngörülerin hiç hoş karşılanmayacağını sizlere iletmek istiyorum.''