Bank Asya yönetimine müdahale eden BDDK ve TMSF yetkilileri, yetki gasbının her aşamasında hukuku çiğnedi. Kurallara aykırı şekilde atanan yeni yönetimin uygulamaları da mevzuata aykırı. Ayrıca şu an belgeleri tamamlanan ortakların oranı yüzde 60’ı geçmesine rağmen BDDK, TMSF’den bu hisselerin yönetimini geri almayarak suç işliyor.
Bank Asya yönetimine yönelik 3 Şubat 2015’te gerçekleştirilen hukuksuz müdahalenin üzerinden 15 gün geçmesine rağmen, banka üzerinde BDDK ve TMSF’nin işgali devam ediyor. Türk bankacılık tarihine kara bir leke olarak geçecek el koyma hadisesi, birçok hukuksuzluk barındırıyor. 19 yıldır faaliyet yürüten Bank Asya, özellikle 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra siyasi iktidarın hedefi haline geldi. Bankacılık otoriteleri ve hukukçular, BDDK ve TMSF yetkilileri ve bürokratlarının, Bank Asya’ya yönelik görevlerini kötüye kullandığına dikkat çekiyor. Bank Asya’ya yönelik müdahalede yaşanan hukuksuzlukları şöyle sıralamak mümkün:
30 kişilik bir ekip bir yıldır denetliyordu
Bank Asya özellikle 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra kamu otoriteleri tarafından bir yıldan fazla süredir yaklaşık 30 kişilik bir ekiple denetleniyordu. Fakat bu süre içerisinde bankanın ortaklık yapısının ve organizasyon şemasının denetime elverişli olmadığına ilişkin bir tespit bulunamadı. 1996 yılından itibaren faaliyette bulunan ve BDDK kurulduktan sonra da sürekli denetim altında olan bankanın ortaklık yapısının bilinmemesi ve ortaklara ilişkin gerekli bilgilerin BDDK’da bulunmaması mümkün değil. Belgeler bu zamana kadar BDDK’da yoksa BDDK yetkililerinin görevi ihmal ettiği ortaya çıkıyor.
ORTAKLARLA İLGİLİ KARAR İÇİN DENETİM ŞART
3 Şubat 2015’te BDDK tarafından Bank Asya’nın yönetim kurulu aday belirleme yetkisine sahip olan hissedarlarının ortaklık haklarının kullanımı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 18’inci maddesinin 5’inci fıkrası uyarınca TMSF’ye devredildi. BDDK kararının gerekçesi ortaklardan istenen belgelerin kuruma verilen süre içerisinde gönderilmemesi olarak açıklandı. Kararda, bankanın ortaklık yapısının ve organizasyon yapısının denetime elverişli olmadığı ifade edildi. Oysa 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 18’inci maddesinin 5’inci fıkrasının organizasyon yapısı ile hiçbir ilgisi bulunmuyor. Kaldı ki bankanın organizasyon yapısı çok basit düzeyde her bankada olduğu şekilde. Ortaklık yapısının denetime elverişli olmaması hususu ise yine 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 18’inci maddesinin 5’inci fıkrası ile ilgili değil. Çünkü bu madde ortakların kurucularda aranan şartları kaybettiğinin denetim sonucunda tespitini şart koşuyor. BDDK herhangi bir denetim ve inceleme yapmadan denetime elverişli olmamasını gerekçe göstererek karar verdi. Kurul böyle bir kararı alabilmesi için kesin bir denetim tespiti olması gerekiyordu.
Belgelerin tamamlanmasına fırsat yok
BDDK tarafından 27 Kasım 2014’te Bank Asya’nın 185 adet A grubu hissedarlarından kuruluş aşamasında istenilen çok kapsamlı bilgi ve belgeler istendi. İstenilen bilgiler ilk etapta net ve anlaşılır değildi. Banka tarafından açıklayıcı bilgi talep edildi. İstenilen bilgilerin çok kapsamlı olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine banka tarafından 3 aylık ek süre talep edildi. Ancak BDDK yönetimi tarafından Ocak 2015 sonuna kadar süre verildi. Banka 10 Ocak 2015’te tekrardan ilave süre talep etmesine rağmen, BDDK bu talebe yaklaşık 10 gün sonra olumsuz cevap verdi. Fiilen bu durumda bankaya net bir şekilde ilave süre verilmeyeceği BDDK kararından yaklaşık 12 gün önce netleşti. İstenilen bilgilerin resmî prosedürlerin çok fazla olması, bazı belgelerin mahkeme onayına tabi olması, bazı belgelerin noterler tarafından onaylanmasından imtina edilmesi, SGK’dan alınacak belgelerde evraka ilişkin farklı uygulamalar olduğu, yeminli mali müşavir raporunun alınmasının zaman alması, farklı şehirlerde olan gayrimenkullere ilişkin bilgilerin tamamlanmasının uzun süre alması, bazı ortakların sağlık durumu vb. sebeplerle evrakların tamamlanması mümkün olmadı. BDDK’nın ortaklara ilişkin bankadan istemiş olduğu bilgi ve belgeleri, bizzat ortaklardan veya hukukî temsilcilerinden istemesi gerekirken, bunları banka tüzel kişiliğinden istemesi genel hukuk kuralları ve BDDK uygulamalarına aykırı. Hiçbir banka tüzel kişiliğinde banka ortaklarına ait BDDK’nın istemiş olduğu bilgi ve belgelerin bulunması mümkün değil.
Belge verilmemesinin yaptırımı para cezası
BDDK kararının gerekçesinde istenilen bilgi ve belgelerin kuruma ibraz edilmediği ifade edildi. Böyle bir işlemin Bankacılık Kanunu’ndaki karşılığı idarî para cezası veya adlî cezadır. İdarî cezalar Bankacılık Kanunu’nun 146. maddesinde, adlî cezalar ise 153. maddede düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeler var iken bilgi ve belgelerin ibraz edilmemesi gerekçesiyle ortakların mülkiyet haklarının sınırlandırılması Anayasa’ya ve Bankacılık Kanunu’na aykırıdır. Eğer BDDK bankalardan istemiş olduğu bilgi ve belgelerin gelmemesi veya geç gelmesi durumunda Bank Asya’ya yaptığı bu yaptırımları uygulayacak olursa sektörde TMSF yönetiminin devralmayacağı banka kalmayacaktır.
Belgesi eksik iki önemli ortak Torunlar, Sanko
Türkiye’nin halka açık önemli şirketlerinin Bank Asya’da hisseleri bulunuyor. Belgesini vermeyen iki önemli ortak Torunlar Holding’in ortaklarından Mehmet Torun ve Sanko Holding’in ortağı Abdülkadir Konukoğlu’dur. Kamuoyuna yapılan açıklamalarda bankanın ortaklık yapısının ve ortaklarının şeffaf olmadığı ifade edilmektedir. Ancak bu iki örnekte de olduğu gibi, bu kişiler SPK ve BDDK’nın denetimine tabi kuruluşlarda (Torunlar GYO, Sanko Leasing) hâkim ortak durumundadır.
TMSF hukuksuz, yetki gasbı yapmaktadır
Bankacılık kanununda banka ortaklarının yönetime ilişkin haklarının TMSF’ye devri 18. ve 71. maddeden dolayı devrin ayrı hükümlere tabi tutulduğu açıkça görülmektedir. Kanunun 107. ve 108. maddeleri de bu hususu teyit etmektedir. Bank Asya’da yapılan ise 18. maddeye dayalı olarak sadece kullanma yetkisi TMSF’ye verilmesine rağmen, sanki 71. maddeye göre temettü (kâr payları) hariç ortaklık hakları devredilmiş gibi davranılarak, yönetim ve denetim yetkilerinin TMSF tarafından kullanılmasıdır. Fon söz konusu yetkilerini aşarak Bank Asya sanki 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 71’inci maddesi uyarınca Fon’a devredilmiş bir banka gibi yönetim kurulu üyelerini görevden almış, yeni üyeler ve genel müdür atamıştır. Hatta kendi denetim elemanlarını bankaya sokarak bankanın her türlü bankacılık işlemlerini denetlemeye başlamıştır. Bu durum ise BDDK’nın bilgisi dahilinde gerçekleşmektedir. TMSF hukuksuz bir şekilde Bankacılık Kanunu’nun 109. maddesindeki yetkileri kullanmaktadır. BDDK yetkilileri ise hâlâ kendi gözetimi ve denetimi altında olan bir bankaya TMSF’nin yapmış olduğu ‘yetki gasbına’ rağmen yapılan bu işlemlere sessiz kalarak suç işliyor.
Geçici yönetim, TMSF yasasına göre hukuksuz
TMSF’nin yaptığı hukuksuz atamalar da Ticaret Sicili tarafından yine kanuna aykırı olarak tescil edildi. Ayrıca Bank Asya, Bankacılık Kanunu çerçevesinde TMSF’nin yönetimi ve denetiminde bir fon bankası değil. Ancak TMSF, Bank Asya sanki fon bankasıymış gibi yönetim kuruluna 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olan kendi personelinden 5 kişiyi atamıştır. Bu kişilerin atanmaları TMSF’nin kendi kanununa ve devlet memurları mevzuatına aykırıdır.
Yönetimi fondan almayan BDDK suç işliyor
3 Şubat 2015 tarihi itibarıyla (BDDK’nın karar aldığı tarih) istenilen belgelerin ortak bazında yüzde 58’i BDDK’ya teslim edilmesine karşın söz konusu durum BDDK kurul üyelerine iletilmediği iddia ediliyor. Ayrıca BDDK kararında belgelerin geldiğini ifade ettiği yüzde 37’lik kısmı TMSF’ye devretmeyerek hatta son gün gelen 8 ortağın belgelerini kontrol bile etmeden kabul ettiği ifade ediliyor. Ancak şu an belgeleri tamamlanan ortakların oranı yüzde 60’ı geçmesine rağmen BDDK, TMSF’den bu hisselerinin yönetimini geri almayarak kötü niyetli olduğunu ortaya koyuyor ve suç işliyor. BDDK mevcut durumda faaliyetteki hiçbir bankadan kurucuları hakkında bu şekilde detaylı bir bilgi talep etmedi. Türkiye’de binlerce ortağı olan yabancı bankalar ile bazı Türk ortaklı bankaların ortaklık yapısı şeffaf bir şekilde tespit edilemediği ve BDDK bu bankalar hakkında herhangi bir işlem tesis etmediği herkes tarafından biliniyor.
TMSF, sır niteliğindeki bilgileri kopyaladı
Bank Asya fon bankası statüsünde olmamasına rağmen, TMSF yetkilileri bankanın ticarî sır niteliğindeki bilgileri, bilgi işlem sistemindeki tüm verileri kopyaladı. TTK ve Bankacılık Kanunu çerçevesinde hiçbir ortağın da bankanın ve müşterilerin ticarî sır niteliğindeki bilgilerini bu şekilde alma yetkisi bulunmuyor. Bu hususta doğacak tüm hukukî ve ekonomik sonuçlardan, başta TMSF ve BDDK yetkilileri olmak üzere Fon’un usulsüz şekilde bankaya atamış olduğu Yönetim Kurulu üyeleri de sorumlu.
BDDK üyeleri, görevini kötüye kullandı
Bank Asya ortakları arasında bazı ortaklar hisselerini devretmek için BDDK’ya başvurmuş. Bu hisse devri kapsamında, devir alan ortakların (Forum İnşaat, Ortadoğu Tekstil, Sürat AŞ, Osman Can Pehlivan, Hasan Sayın ve onlarca ortak) tüm bilgi ve belgeleri halihazırda BDDK nezdinde bulunuyordu. Ancak BDDK’nın bu bilgileri malum kararı alırken dikkate almadığı ortaya çıktı. Eğer bu hissedarlara ilişkin bilgi ve belgeler dikkate alınmış olsaydı TMSF’nin kullanacağı ortaklık pay oranı yüzde 50’nin altına düşecek ve dolayısıyla Fon’un bankaya yönetimi değiştirmesi hiçbir şekilde mümkün olmayacaktı. BDDK kurul üyeleri ve bürokratları Fon’u bankaya sokabilmek için görevini kötüye kullandı ve bu ortaklara ilişkin bilgileri gizleyerek suç işledi.
ZAMAN