Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, dünya piyasalarında durgunluktan kaynaklanan
ekonomik kriz nedeniyle kötümserliğe kapılmaya gerek olmadığını söyledi. Şimşek, "Dünya piyasalarında bir
takım sıkıntılar var. O sıkıntıların bize yansıması sınırlı olacak. Etkilemeyecek demiyorum. Dışarıda
rüzgar varsa elbette bizi etkiler.
Türkiye güçlü bir yapıda." dedi.
Körfez ülkelerinde 5,5-6 trilyon dolar birikeceğini anlatan Bakan Şimşek, büyük bir cazibe merkezi olan Türkiye'nin bu fonlardan istifade edeceğine dikkat çekti.
Yabancı Sermaye Derneği (YASED)'nin 27. Olağan Genel
Kurul Toplantısı
Sabancı Center'da gerçekleştirildi. Toplantıya Devlet Bakanı Mehmet Şimşek onur konuğu olarak katıldı.
Şehitler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından kürsüye gelen YASED Başkanı Tahir
Uysal, ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Önümüzdeki dönemde belirsizlikler olduğuna işaret eden Uysal, dünyadaki ekonomik dalgalanmalara dikkat çekti.
Türkiye'nin, bu gelişmelerden, dolaylı da olsa etkilenebileceğine işaret eden Uysal, "Elbette Türkiye son yıllarda gerçekleştirdiği reformlar ve makroekonomik gelişimlerle farklı bir yapıya kavuşmuştur ve bu belirsizlik ortamlarına dayanıklılığı artmıştır. Ancak 2008 yılı hedefleri açısından reform süreçleri hızla devam etmeli.
Ekonomik büyümenin ve istikrarın korunması, yapısal reformlara hızla devam edilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi Türkiye'nin
rekabet gücünün artırılması için gereli önlemleri çeşitli platformlarda dile getiriyoruz." dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Bakan Mehmet Şimşek, tüm dünyayı etkileyen küresel durgunluktan Türkiye'nin çok fazla etkilenmediğini kaydetti.
Bakan Şimşek, şunları söyledi: ''Kötümserliğe gerek yok. Türkiye önümüzdeki yıllarda çok daha büyük cazibe merkezi olacak. Türkiye'nin
pazarı oldukça büyük. Önemli bir
genç nüfusumuz var. Coğrafi açıdan avantajlıyız. Türkiye hemen hemen
Almanya ve
Fransa toplamından büyüktür. Dünyada 17. büyük ekonomi. Büyük bir pazar ve cazibe merkezi. Türkiye'de iyi bir konumda olmak için Türkiye'de olmak lazım. Güçlü bir şekilde Türkiye'de olmak lazım. Türkiye konumu gereği dünyanın önemli bir kısmına ulaşabiliyor. Tüketicilere ve üreticilere kolaylıkla ulaşılabiliyor. Körfez ülkelerinde 5,5-6 trilyon dolarlık bir fon birikecek. Bölgenin tek başına kullanabileceği bir para değil. Türkiye'ye ilgi son derece yüksek. Türkiye gibi çok büyük bir ülke özellikle çeşitlilik arzeden bir ekonomiye sahip. Onun için Türkiye cazibesini devam ettirecek. Dünya piyasalarında bir takım sıkıntılar var. O sıkıntıların bize yansıması sınırlı olacak. Etkilemeyecek demiyorum. Dışarıda rüzgar varsa elbette bizi etkiler. Türkiye güçlü bir yapıda. Bir kere güçlü bir hükümet var. Bu bence çok önemli Siyasi istikrar çok kritik bir önem arzediyor. Bizim bankacılık sektörü sapasağlam. 2001-2002 döneminde epey bir stresten geçtik. Milli gelirimizin üçte birini harcayıp bankalarımızın
sermaye yapısını güçlendirdik. Şimdiki duruma bakıldığında bankalar çok güçlü. Karlılıklarına bakınca hepsi kar ediyor.
Problemli kredileri en fazla yüzde 3. neresinden bakarsanız bakın bankacılık sağlam.
Kamu maliyesi de iyi durumda. Geçen sene iki
seçim yapıldı. Ekonomide yavaşlama olmasına rağmen
bütçe açığı öngörülenin altında kaldı. Türkiye'de ciddi iyileşmeler de var. Kamu maliyesi gerçekten iyi bir tabana, sağlam temellere oturmuş durumda. Önümüz açık.
Reformları da yapacağız."
Kayıtdışı istihdamın hükümetin önünde duran bir sorun olduğunu anlatan Bakan Şimşek, sosyal güvenlik
reformu içerisinde bazı unsurlar bulunduğunu, bunların
kayıtdışını azaltmaya yönelik olduğunu dile getirdi.
Maaşların bankalar aracılığıyla ödenmesi, birleşmiş
beyanname uygulaması gibi düzenlemelerin kayıtdışının önüne geçilmesi için atılan adımlar oluğunu söyleyen Şimşek, böylece
Maliye Bakanlığı'nın denetimlerinin daha kolay olacağını belirtti.
Bakan Şimşek, kayıtdışının önüne geçilmesi için bazı yöntemler bulunduğunu belirterek, önümüzdeki dönemde kayıtdışılığı azaltmaya yönelik bir çaba içerisinde olacaklarını kaydetti. Bütçe imkanlarını oluşturup, bu imkanlarla
vergi yükünü azaltarak kayıtdışılığı daha az cazip hale getireceklerini belirten Şimşek, "Kayıtdışı bizim
gündemimizin birinci maddesi durumunda. Kayıtdışı ekonomi bir yılda oluşmadığı gibi bir yılda da ortadan kalkmıyor. Uzun vadeli bir müdahale gerektiriyor." diye konuştu.
Kayıtdışının azaltılabilmesi için
vergi düzenlemesi yapıldığını anımsatan Şimşek, "Biz aslında vergileri çok çok daha aşağı çekebilirdik. Kurumlar vergisi aşağı indirildi ve doğru, cesaretli bir adımdı. Sonuçları son derece sağlıklı olduğunu gösteriyor. Gelir vergisindeki oranları aşağı indirdik. Genel olarak bakıldığında bazı iş kollarında, sektörlerde vergi oranları bayağı yüksek. Buradaki problem şöyle. Bir yandan kamunun ciddi bir kaynak ihtiyacı varken bir yandan da bu vergilerin aşağı çekilmesi lazım. Bunu nasıl sağlıklı yaparız, bunun çabası içerisindeyiz. Önümüzdeki reformlar ve atılacak adımlarla vergi yükünü daha da aşağı çekecek adımlar atacağız." şeklinde konuştu.
Teşvik uygulamasını da ele alan Bakan Şimşek, şu haliyle teşviği alanın da memnun olmadığını, almayanın da olmadığını belirtti. Teşvik için yeni bir çalışma yaptıklarını belirten Bakan Şimşek, "Bu çalışmada bölgesel ve sektörel bazda ne yaparız ona bakıyoruz." dedi.
Bölgeler arası gelişmişlik farkının çok fazla olduğuna dikkat çeten Şimşek, "
Hakkari,
Şırnak gibi yerlere yüzde 100
teşvik verilebilir." şeklinde konuştu. Belki kademelendirerek bölgesel teşvik sisteminin uygulanabileceğini belirten Şimşek,
batı ülkelerinde bunun uygulandığını dile getirdi. Şimşek, bu örneklere bakarak bir takım çalışmalar olacağını söyledi. Sektörel bazda da farklılaştırmayı ortaya koymak gerektiğini anlatan Şimşek, bu konuyu da ele alacaklarını kaydetti.
İstihdamı artırmak için de bir paket üzerinde çalıştıklarını belirten Bakan Şimşek, şöyle devam etti: "Yakında
bakanlar kurulunda tartışyacağız. Son aşamaya geldi. esnekliği artırıcı unsurlar da var. Özellikli
işgücü piyasasında nitelik açığını kapatmaya yönelik düzenlemeler var. İdari ve mali yükleri aşağı çekecek bir takım tedbirler var. Kapsamlı bir paket. Bazı unsurları tartışmaya da açık tabiki. Kendi aramızda tartıştıktan sonra ilgili kesimlere konuyu açacağız. Bu reformu da yılın ilk yarısında bitirmeye çalıyacağız."
AB sürecinin çok kritik olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, burada önemli olanın, Türkiye'nin birinci
sınıf demokrasi, birinci sınıf özgürlüklere sahip olmasıyla ilgili olduğuna işaret etti.
Mehmet Şimşek, şöyle devam etti: "Ekonomik ve siyasi ve sosyal transformasyon sürecidir. Biz AB'nin gerekliliklerini yerine getirirsek ha girmişiz ha girmemişiz o ikinci konu. O aşamada AB üyeleri bizim kendileri için bir fırsat olduğumuzu göreceklerdir.Onlar bizim girmemiz için çaba sarfedeceklerdir. Biz de kararlılığı görüyorum. 2007 için çok şey söyleniyor. Ama greçekten bir ilerleme var. 6 fasıl açıldı. Bazı fasıllarda tamamen hazırız. Bazıları için siyasi mülahazalar var. Gözden geçirmeler yapıldı çoğunda. Ne yapacağımızı ortaya koyduk. Türkiye'nin 2013 yılına kadar ne yapacağı belirlendi. Haftalık toplahtımızda AB önemli gündem maddesidir. Bizde siyasi irade var. Bi süreçte son derece kararlıyız."
CİHAN