Ankara'da konuşulanlara göre bu
mektup,
Başbakan Erdoğan, Başbakan Yadımcısı Ali
Babacan ve tüm AKP milletvekillerine gönderildi. Etkisi büyük olan bu mektubun kimin tarafından kaleme alındığı ise hala esrarırını koruyor. İşte o mektubun tam metni....
İlgili Makama
ANKARA
Türkiye Cumhuriyetimizin dev kurumlarından biri olan
Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, hiç şüphesiz
ülkemiz
finans sektörünün vizyon ve misyonuyla en büyük ve köklü
bankasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankasının en temel misyonlarından biri; hükümetimizin tarım ve hayvancılık politikalarını takip ederek, kaynakları yerinde rasyonel ve verimli bir şekilde uygun kişi ve
bölgelere tahsis etmektir.Fakat üzülerek gözlemlemekteyiz ki Ziraat Bankası Genel Müdürü sekiz yıllık görev sürecinde, her yıl sonunda süslü cümlelerle Ziraat Bankası’nın
rekor üstüne rekor kırdığını söylemektedir. (zaten Hükümetimizin makro
ekonomik dengeleri kurmada ve ekonomiyi yönetmedeki başarısı neticesinde finans sektöründeki bütün kurumlar kar etmiştir.).
Oysa ki Ziraat Bankası devasa aktif büyüklüğü ve operasyonel maliyetlerinin yüksekliği göz önüne alındığında etkin ve verimli çalıştırılamamaktadır.Ziraat Bankası’nın başarısı misyonuna paralel olarak hükümetin tarım politikalarına uyumlu ve destekleyici
Tarım Bakanlığına proje de sunarak ne kadar katkı sağladığıdır.2002’den bu yana hükümetimizin ülke genelinde devrimsel nitelikte olağanüstü başarılara
imza atmasına nispetle, tarım ve hayvancılıkta o derece başarılı olunamamıştır.İşte bu noktada Ziraat Bankası’nın ne kadar önemli rol oynayıp oynamadığı
test edilebilir.
Özellikle sübvansiyonlu tarımsal yatırım
kredilerinde, ülkemizin yapısına uygun standart proje ve kapasiteler belirlemede,
yetki ve kaynakların kullanımında hükümetin almış olduğu kararların tersine, bölgesel ayrımlara gidilerek bazı iller yatırım üssü haline getirilirken;
Karadeniz ve Doğu
Anadolu gibi bölgelerimiz
ihmal edilmiştir.
Bankanın
personel yapısı ve donanımı yenilenmediğinden ,özellikle
teknik konularda (tarımsal) ülkemizin ihtiyaçlarına
cevap veremez hale getirilmiştir.Bu dönemde de kurumun üst düzeyine getirilen genel müdür önceki hükümetler döneminden gelen Senih Boyacıgil’i baş genel müdür yardımcılığına ve daire başkanı Levent Öztürk’ün (tarımsal) yönlendirmesiyle idare etmektedir.Özellikle bu kişileri etkin konuma getirmesi düşündürücüdür.
Tarımsal kredilerde ise sevk idareyi ülkemizin tarımsal yapısını bilmeyen, çalıştığı konumu temsil edemeyen belirli bir meslek grubuna bırakmıştır.Üst düzey idaresinde belirli kişi ve meslek grubuna saltanat bürokrasisi oluşturulmuştur.İktidara y
akın tecrübeli kişiler idareden uzak tutularak;genel müdürümüzün uzun süre hükümete
muhalif aynı kişileri ve belli bir meslek grubunu kendisine yakın tutarak kendi hemşerileriyle yakın
işbirliği içerisinde çalışmakta olması ve konumu endişe verici bir hal almıştır.
Günümüzde bankacılık teknolojik imkanlarla yapılmaktadır.Diğer
rakip bankalarla karşılaştırıldığında, bu teknolojik araçların bankacılıkta en önemlisi olan bilgisayarların,bankamız incelendiğinde hala daha son derece zayıf, demode olmuş ve banka bünyesinde kullanıldığı görülmektedir.
Bankacılıkta müşteri memnuniyeti hayati öneme haizdir.Bu sebeple hızlı ve yeni bilgisayarların kullanılması kaçınılmazdır.
Dolayısıyla banka kaynaklarının , bankamız ve ülke menfaatlerine etkin ve rasyonel kullanımı büyük önem arz etmektedir.Diğer kamu bankalarına baktığımızda; örneğin Halkbankası incelendiğinde teknolojik alt yapısını yenilemede ve teknolojiyi kullanmada Ziraat Bankası’ndan ne kadar ileride olduğu görülebilir.Örneğin ATM makinelerinde para yatırma bölmeleri,
dokunmatik ekranlar,kartsız işlemler hızlı ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
Bankanın bütün birimlerinde (genel müdürlük,bölge müdürlükleri ve şubeler ) son
sistem bilgisayarlar kullanmaktadır.Ayrıca devasa Ziraat Bankası’nın bağımsız bir kredi kartı yoktur.İş bankasının Maximum kredi kartı kullanılmaktadır.Uzun süredir görevde olmasına rağmen C.Akın Çağlar’ın dönemi incelendiğinde hala daha bilgisayar donanımı bütünüyle yenilenmemiş gerek genel müdürlük gerekse bölge müdürlükleri ve şubelerde çağın gerisinde kalmış,kapasitesi ve işlem hızı son derece yavaş, müşteri memnuniyeti ve
hizmet kalitesini düşüren bilgisayarların kullanıldığı görülmektedir.
Hal böyle olunca Ziraat Bankası’nın yakın bir tarihte
İstanbul Kadıköy İskelesinde insansız şube VTM makinesini , basına da
afişe ederek açması (aldığımız duyumlara göre ,bu makinenin maliyetinin 20 trilyon civarında olması ), ayrıca bankanın genel müd
ürünün aynı VTM makinesini kısa bir süre sonra Sivas’ta açması bankanın kaynaklarının ne kadar irrasyonel kullanıldığını göstermektedir..Burada ne yapılmak istendiğini takdirlerinize bırakıyoruz.
Bankamız Genel Müdürü göreve geldiği günlerde İstanbul’dan getirdiği Elif Erül’ü(Doğan Haber Grubundan getirildi) ,
tanıtım ve
iletişim daire başkanlığına atamıştır.1 yıl sonra aynı şahıs yapılan ilk genel kurulla beraber genel müdür yardımcılığına getirilmiştir.Bankamızın bir
takım işleri yapma ve hizmet alımları
ihaleleri , satın alma ve inşaat daire başkanlığı tarafından yürütülmektedir.Fakat bazı hizmet alımları (bankanın afiş,
broşür basımı işleri,banka kumbarası ,takvim , ajanda yaptırılması,
fuar ve ürün tanıtımında kullanılan stantların yaptırılması vs.) , her nasılsa tanıtım ve iletişim daire başkanlığı kararında yapılmakta(Bu daire başkanlığı diğer başkanlıklardan farklı olarak özel bir koridorla şifreli kapıyla Genel müdürün makamına bağlanmaktadır ki bu daire başkanlığının C. Akın Çağlar döneminde yaptığı iş ve işlemler ustaca incelenirse çok şeylere ulaşılacağı kanaatindeyim), fakat işin sorumluluk ve ihale kısmı satın alma ve inşaat daire başkanlığı uhde ve sorumluluğunda gösterilmekle birlikte , kararı tanıtım ve iletişim daire başkanlığı vermektedir.Bu yapının incelenmesini takdirlerinize sunuyorum.
Genel müdürün kardeşi Bülent Çağlar, Aktive Line Finans Dergisi’nin sahibidir.Bülent Çağlar’ın iş hayatında bankamızla ilişkileri ne düzeydedir incelenmesini takdirlerinize bırakıyorum (zaman zaman genel müdürlüğe gelip , tanıtım ve iletişimden sorumlu genel müdür yardımcısı Elif Erül ile görüştüklerini gördüm.).Ayrıca genel müdürün yakın arkadaşı duyumunu aldığımız, Sivas’ta oto galericiliği yapan Mehmet Er’in ( Er Holding’in sahibi),
Antalya’ya gelerek inşaat işlerine başlaması ve yaptırdığı bir binada Ziraat Bankasının hem Güzeloba Şubesi, hem de ticari bankacılık şubesinin kiralanması , bu şubeler için ayda 14.000 TL kira bedeli alınması ve 2 yıllık kiranın da peşin olarak şahsa ödenmesi incelenmelidir.Aynı şahıs bankamızın hizmet alımlarından olan 300 adet
Toyota aracın satın alınmasına aracılık etmiştir(Ziraat Bankasının trilyonluk hizmet alımlarının detaylı incelenmesi ve bu hizmet alımlarının kimler tarafından hangi yöntemle yapıldığının incelenmesini takdirlerinize sunuyorum).Bu şahsın genel müdürümüzle ilişkilerinin incelenmesini bilgilerinize arz ediyorum.
2010 nisan ayında Antalya
Kemer Şubemizde , trilyonlarca kredisini ödeyememe durumuna düşen bir müşterinin , haczedilen varlıklarından biri de C280 otomatik vites,bal rengi
Mercedes jeepini genel müdür Ankara’ya istemiş ve genel müdürlüğün uhdesinde kullanılmasını talep etmiştir.Oysa ki bu aracı hacizde düşük bedelle bile satılarak karşılığında elde edilen para banka kaynaklarına ilave edilmeliydi.Bu aracın akıbetinin şu anda ne olduğu,nerde nasıl kullanıldığı incelenmelidir.
Bankamızın teftiş kurulu başkanlığının bankanın çıkarları için mi kullanıldığı yoksa hangi misyonla hareket ettirildiği ayrıca incelenmelidir.
Hükümetimizin , başta Sayın Başbakanımız , kabinedeki kurmayları , genel merkezdeki kurmayları ve dev parti grubuyla; fakir fukaranın , garip gurebanın menfaatlerine uygun kaynakların ne kadar hassas ve titiz kullanıldığı herkes tarafından bilinmektedir.Bu kurumun başında ki genel müdürün görev yaptığı dönemin masaya yatırılmasını saygılarımla yüce makamlarınıza arz ederim.
Finansgündem