Bankaların 'kumara yakın' uygulamaları

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, "kumara yakın" oranlarda, 1'e 10, 1'e 15 kazandıran türev ürünlerine tamamen karşı olduklarını açıkladı

Bankaların 'kumara yakın' uygulamaları

Bilgin, 3. Türkiye Yapısal Sermaye Piyasaları Zirvesinde yaptığı konuşmada, bankacılıkta türev ürünlerin her geçen gün arttığını, türev ürün kullanımında özellikle özel ve yabancı bankaların önde olduğunu ifade etti. 2004 sonunda türev ürünler toplamının 39 milyar YTL, 2005 sonunda 66 milyar YTL, 2006 sonunda 107 milyar YTL, 2007 sonunda ise 160 milyar YTL olduğunu belirten Bilgin, üç bankanın, türev ürünlerin yüzde 40'ını yaptığını, 10 bankanın yüzde 74'ünü gerçekleştirdiğini, 13'ünün ise hiç bir türev ürün yapmadığını anlattı. Günümüzde hem dünya hem Türk bankacılığında türev ürünler olmadan bankacılığın yapılamayacağını, otorite olarak türev ürünlere karşı olmadıklarını ifade eden Bilgin, şöyle konuştu: "Türev, riski bertaraf etmede kullanılması gereken bir enstrüman. Ancak biz şuna karşıyız. Kumara yakın türev ürünlere, 1'e 10, 1'e 15 kazandıran... Biz bunlara tamamen karşıyız. Ve bunları yakaladığımız zaman, otoritenin başkanı olarak şunu net söylüyorum, o bankalarımız hakkında iyi düşüncelerimiz anında değişir. Eğer bunların karşı tarafları Londra, New York'ta ise onlar hakkında düşüncelerimiz de değişir. Onların Türkiye'de iş yapmalarını çok yakın izleriz. Bunları gerekirse deşifre ederiz. Ben, bu ülkede kumara yakın türev ürün yaptırmamakta çok niyetliyim. Bankacılar da sanırım bu niyetimi anlayışla karşılayacaktır." Bankacılığa da "önleyici hekimlik" gerekli Tevfik Bilgin, likidite yönetmeliğine de işaret ederek, "Hatta son bir değişiklikle bu günlerde Resmi Gazetede yayınlanacak. Bankalarımız, pasifteki mevduat, bankalara borçlar gibi çok nakit kalemler karşılığında çok nakit aktif kalemler tutmaya başlayacak. Likidite yönetmeliğine ek olarak... Şu anda oranımız yüzde 5. 3 ay sonra yüzde 7'ye çekiyoruz. Bu dönemlerde hassas dengeler içinde yapmamız gereken bir değişiklik" diye konuştu. Türk bankacılık sisteminin kaydettiği gelişmelerin altını çizen Bilgin, "Biz, globalleşmiş bir dünyada kendimizi globalleşmiş ekonomilerden uzak bir ekonomi olarak görmüyoruz. Bankacılıkta hele hiç görmüyoruz. Tamamen sınırlarımız açık. Dış etkilere bire bir açık bir bankacılık sistemimiz var. Ama bu dönemde, özellikle şiddetli dalgalanma olmadan, önleyici hekimlik dediğimiz tedbirlerin önceden alınması önemli" dedi. Kriz dönemlerinde genellikle otoritelerin hareket edeceği bir şey kalmadığını, bu nedenle de kriz öncesinde tedbir almanın önemli olduğunu vurgulayan Bilgin, şöyle devam etti: "Biz şunu yapıyoruz; eğer bir banka çok hızlı büyüyorsa, marjinal firmalara gittiyse, risk yönetimi anlayışında sorunlar varsa, eğer imzalar tek kişi tarafından atılıyorsa, bizim mevzuatımıza uyumda bir yavaşlık görüyorsak, o bankanın sermaye yeterlilik rasyosunu yüzde 13 de yüzde 14 de yapabiliriz. Ama bunu siz bilmezsiniz, o banka bilir. Dolayısıyla biz şunu yapıyoruz; Aynı alanda yarışan 50 bankanın rekabeti bozucu davranışlarını engellemeye çalışıyoruz. Önemli olan oyunu kurallarına göre oynamak. Eğer kural dışına çıkan varsa, bunu yavaş yavaş cezalandırmak, bunlar gizli olduğu için sadece bankanın yetkilileri bilir." Kasım 2005'te bankaların sermaye yeterlilik rasyosunu yüzde 12'ye çektiklerini anımsatan Bilgin, şu anda yüzde 12'nin altında hiç bir bankanın olmadığını, tüm bankaların yüzde 12'ye uyduğunu söyledi. Bilgin, zamanı geldiğinde söz konusu rasyonun gerekirse aşağı çekilebileceğini, ancak buna BDDK'nın karar vereceğini kaydetti. Kriz elbette etkiler, önemli olan şiddeti Bilgin, bankacılığın diğer sektörlerden farklı olarak ekonominin en ortasında, en riskli sektör olduğunu ifade ederek, "Dolayısıyla, sağımızda, solumuzda herhangi bir dalgalanma elbette bankalarımızı etkileyecektir ama önemli olan, bunun şiddeti ne kadar olacaktır?" dedi. Bankaların özellikle 2001'de alınan dersten sonra açık pozisyon konusunda çok dikkatli davrandıklarını vurgulayan Bilgin, "2001'deki en büyük, en yumuşak karnımız açık pozisyondu" dedi. Şu anda, bankacılık sektöründe şeffaflığın en uç noktada olduğunu ve bundan gurur duyduğunu dile getiren Bilgin, "31 Aralık 2007 itibariyle bizim bildiğimiz bilançolarla sizin bildiğiniz bilançolar arasında hemen hemen hiç fark yok" dedi. BDDK Başkanı Bilgin, bankaların risk konusunda da çok dikkatli davrandıklarını, adeta "riskleri koklayan bir eğilim içinde olduklarını" söyledi. Türk bankacılık sisteminin, kuvvetli sermaye yapısı ve aktif kalitesine sahip olduğunu, karlılığının ve kredilerdeki büyümesinin devam ettiğini vurgulayan Bilgin, şunları kaydetti: "Bu 4 gelişme, Türk bankacılık sisteminin herhangi bir mikro veya makro şoka karşı direncini artırmıştır. Biz, değerli bankacılarımızla beraber şunun iddiasındayız. Biz, dünyadaki global dalgalanmanın farkındayız. Bankacılığımız bu günlerde, bunun bulaşıcılık etkisini en aza indirmekte çok önemli bir rol üstlenmekte." Yeni bir milli gelir revizyonu yapıldığını da hatırlatan Bilgin, bankacılık aktif toplamının GSMH'ye oranı olan yüzde 93'ün yeni revizyonda yüzde 70 olduğunu belirtti. Bilgin, "Bu hem iyi hem kötü. Kötü; piyasa daha sığ. Derinlik kazanmamış. İyi; daha çok fazla potansiyeli var. Bu ülke, bankacılık anlamında hala bakir bir ülke" diye konuştu. Sabit faiz sayesinde subprime bizde risk değil Çok özel bir yönetmelik olan likidite yönetmeliğinin söz konusu olduğunu ifade eden Bilgin, tüm bankaların buna uyduğunu, ihlal eden banka bulunmadığını söyledi. Konut kredilerine işaret eden Bilgin, Türkiye'nin konut kredilerine geç girmesinden dolayı şanslı olduğunu, sektörde 2007 sonu itibariyle sadece 600 bin kişinin konut kredisi kullandığını kaydetti. Bilgin, "Bizde subprime yok. Konut kredilerinin hemen hemen hepsi sabit faizle. Halkımız, özellikle bireysel kredilerini ödeme konusunda çok hassas. Şu andaki sabit faizden dolayı biz bu alanda herhangi bir risk görmüyoruz" dedi. BDDK Başkanı Bilgin, ancak, bundan sonra Türk bankacılık sisteminin en önemli enstrümanlarından biri olacağından hareketle tüm otoritelerin bu kredilerin kullandırılması, büyüme trendi ve bu alandaki iş yapış şekillerinde hassasiyetle denetim ve düzenleme üzerinde durmaları gerektiğini vurguladı. Bilgin, dolayısıyla konut kredileri alanında çok dikkatli olmak gerektiğine dikkat çekti. Bankaların sendikasyon ve seküritizasyon kredilerine de değinen Bilgin, Türk bankacılık sisteminde bu kredilerin toplamının şu anda 26 milyar dolar olduğunu, sendikasyon kredilerilerinde, yenilenme anlamında bir sorun görmediklerini, ancak maliyetlerin biraz artabileceğini ifade etti. 2001 yılının tersine Türk bankacılık sisteminin çok farklı konumda olduğunu, artıları ve eksileri bulunduğunu dile getiren Bilgin, krediler çok hızlı büyüdüğü için kredi riskine çok hızlı dikkat edilmesi gerektiğini, kredilerdeki dönüşlerin çok iyi takip edilmesi gerektiğini kaydetti. Tevfik Bilgin, "Türk bankacılık sistemi, bölgesinde bir yıldızdır. Bu yıldız, bundan sonra da parlamaya devam edecek" dedi. REFERANS
<< Önceki Haber Bankaların 'kumara yakın' uygulamaları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER