Baş ekonomistten vatandaşa uyarı

Vakıfbank Başekonomisti Serkan Özcan Türk lirasında yaşanan değer kaybının geçici olduğunu belirterek vatandaşa dolar ve avroyu finansal entrüman görmemesini istedi.

Baş ekonomistten vatandaşa uyarı

Vakıfbank Başekonomisti Serkan Özcan, uzun vadeli bir perspektifle bakıldığında Türk lirasında yaşanan değer kaybının geçici olduğunu belirterek, ''Vatandaşlarımız doları, avroyu böyle geçici dönemlerdeki ani hareketlerden dolayı, güzel, kaliteli, hoş bir finansal enstrümanmış gibi görmesinler'' dedi. Türk lirasındaki değer kaybına ilişkin A.A muhabirine bilgi veren Özcan, 2008 ve 2009'da yaşanan kriz nedeniyle Avrupa ve Amerika'da para arzının büyüdüğünü, bu aşırı para arzı ve finansal rahatlamanın, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere ciddi bir fon akışına yol açtığını hatırlattı. Özcan, döviz fiyatlarında, avro-dolar paritesi etkisine dikkati çekerek, ''Bugün geldiğimiz noktada paniğe kapılmaya gerek olup olmadığını sorgulamak açısından şu soruyu kendimize sormamız lazım, 'Türkiye'ye ilişkin makro ekonomik ve finansal herhangi bir gösterge, bize bugün TL'nin bu kadar değer kaybetmesini gerektirecek bir şeyi açıklıyor mu?' Makro tarafta, enflasyon, dış ticaret, büyüme, Hazine'nin borç yapısı, kamunun borç yapısı, vergi gelirleri, bütçenin durumu gibi veriler, diğer yandan da da mali, finansal tarafta bugün faizlerin bulunduğu seviyeler, Hazine'nin borçlanmadaki oranları gibi verileri alt alta koyduğumda bakıyorum, bana bugün bulunduğumuz nokta aslında çok da doğru bir nokta gibi gelmiyor. Bugün bulunduğumuz noktanın geçici olduğuna inanıyorum. Bu inancım Merkez Bankasının da sunduğu perspektifle uyuşuyor. Türkiye ekonomisinin temelleri, TL'nin bu kadar değer kaybetmesini açıklamıyor'' diye konuştu. Finansal piyasalarda, geçici dönemlerde böyle hareketlerin olabileceğini beklediklerini dile getiren Özcan, ''Ancak bizim gibi özellikle bu ülkenin varlıklarına yatırım yapan kurumlar, yatırımcılar, bankalar için uzun vadeli projeksiyonlar daha önemlidir. Günlük oyunculardan daha farklıdır algılamamız. O algılama üzerinden düşündüğümde, uzun vadeli projeksiyonla bakmanın hala doğru olduğunu ve bunun geçici bir dönem olduğunu düşünüyorum'' görüşünü aktardı. -''Neden TL'de çok ciddi bir değer kaybıyla karşı karşıyayız?''- Özcan, ''Madem makro temellerimiz bu kadar iyiydi, madem her şey yolunda. Neden TL'de çok ciddi bir değer kaybıyla karşı karşıyayız?'' sorusunu da şöyle cevapladı: ''2003-2004 öncesi Türkiye dünya ile entegre bir ekonomi değildi. Dünya ekonomisine entegre olmayan, kendi içinde sorunlarından yorulmuş ve yaptığı hiçbir politika dünya ekonomisi ve finansının gerçekleriyle uyuşmayan bir Türkiye'den, 2003-2004 sonrası, bankacılık sisteminde yabancı bankaların rol aldığı, hisse senedi piyasasında yabancıların ağırlığının yerlilerden daha fazla olduğu, bono piyasasında özellikle son dönemde yabancıların ilgisinin çok ciddi biçimde arttığı, makro dengeleri yerinde, çok ciddi sabit sermaye yatırımı çekmiş, daha kısa vadeli yatırım çekmiş bir ülkeye dönüştük. Bunun sonucunda da bir global entegrasyon havası oluştu. Türkiye bugün global dünyaya daha entegre bir ekonomi olduğu ve daha büyük olduğu için, bu büyüklüğün sonucunda, dışardaki olumsuz havadan etkilenme katsayımızda da bir miktar artış oldu. Bu artışlar özellikle piyasaların panikte olduğu zamanlarda olur. Çok normaldir. Makul karşılamak lazım. Kötü algılamanın yerine, Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran ne gibi üstünlükleri olduğunu görmek lazım. Biraz daha ölçüyle bakmamız lazım. Türkiye'de finansal piyasalar 2008-2009 krizinde de çok olumsuz etkilendi. Ancak makro ekonomik istikrar ve sağlam duruş, 2009 sonrası Türkiye'nin çok daha parlak bir ülke, Türk lirasının da çok daha makul bir para birimi olduğunu herkese gösterdi. Bugünkü durum da aslında çok farklı değil. Farklı olan şey şu; bugün, 2008-2009'da yaşadığımız durumdan çok daha ciddi, çok daha büyük ve çok daha derin, çözümü de bence çok daha zor ve maliyetli bir global yapıyla karşı karşıyayız.'' Türk insanının Türk lirasına güvenmesi, Türk lirasıyla yaşamayı alışkanlık haline getirmesi gerektiğini vurgulayan Özcan, şu tavsiyelerde bulundu: ''Vatandaşlarımız, doları, Avro'yu böyle geçici dönemlerdeki ani hareketlerden dolayı, güzel, kaliteli, hoş bir finansal enstrümanmış gibi görmesinler. Spekülatif işlemleri profesyonel destek almadan mümkün mertebe yapmasınlar. İhracat ve ithalatla uğraştığı için ihtiyaç içinde olan ya da döviz kazanan insanlar için de en önemli not, özellikle volatilitenin ve global taraftaki sıkıntının bu kadar büyük olduğu dönemde bir miktar daha ihtiyatı artırmalarını, riski minimize eden enstrümanları kullanmaya yönelmelerini tavsiye ediyorum.'' AA
<< Önceki Haber Baş ekonomistten vatandaşa uyarı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER