Benzin Türklere 2.74 YTL’ye yurtdışına 45 YKr’ye satılıyor
Rafineri çıkış
fiyatı 45 Yeni Kuruş olan bu benzinin, pompa
satış fiyatı 2.74 YTL. Başka bir anlatımla, Tüpraş’ın litresi 45 Yeni Kuruşa sattığı benzini,
İstanbul’daki vatandaş 2.74 YTL’ye alıyor.
Türkiye’de üretilen benzinin yüzde 50’si (yurt içinde satılamadığı için) yurtdışına örneğin ABD’ye satılıyor. Yurtdışındaki alıcıya Türkiye teslim fiyatı ise 45 Yeni Kuruş!..
VERGİSİ YÜZDE 425 OLDU
Tablo-I’de de görüldüğü gibi, 8 Temmuz’da benzinden alınan
vergilerin
rafineri çıkış fiyatına oranı yüzde 180 idi. Bu oran 17
Aralık itibariyle yüzde 409’a fırlamıştı.
24 Aralık 2008 itibariyle, alınan vergilerin, benzinin rafineri çıkış fiyatına oranı, yüzde 425’e çıktı!..
Bu oran motorinde sırasıyla yüzde 103 ve yüzde 197 idi. 24 Aralık 2008 itibariyle de yüzde 208 oldu.
BENZİN OLAYI ÖNEMLİ
Tablo-II’den de fark edileceği gibi, Türkiye’de benzin tüketimi her yıl azalıyor buna karşılık motorin ve Oto LPG tüketimi artıyor.
Motorin ve Oto LPG’ye olan talep artışı, bunların vergileri ve fiyatının benzinden düşük olmasından kaynaklanıyor. Böyle olunca, Türkiye’de üretilen ve 2.74 YTL’ye satılamayan benzinin yarısı 45 Yeni Kuruşa
yabancı ülkelere satılıyor.
Dönüp bakıyoruz;
İngiltere,
İsveç,
İspanya,
Romanya,
Polonya,
İrlanda,
Macaristan,
Yunanistan,
Bulgaristan,
Avusturya ve daha birçok ülkede, benzinin satış fiyatı, motorinden daha düşük.
ÇÖZÜM NE?
Çözüm çok basit.
Benzinin ÖTV’si indirilsin. Örneğin; benzin vergiler dahil 2 YTL’ye satılırsa, yurtdışına 45 Yeni Kuruşa satılan benzin, Türkiye’de daha yüksek fiyata değerlendirilir. Böylece Devletin vergi gelirleri de artar.
Türkiye’de tüketilen LPG’nin yüzde 80’i, motorinin ise yüzde 47’si
ithal ediliyor. Önerimize uyulursa, yurtdışına fazla dövizimiz gitmez. Yabancı ülkelere 45 Yeni Kuruşa satılan benzin, Türkiye’de bundan daha yüksek ama bugünkünden daha düşük bir fiyata satılır. Ayrıca
çevre kirliliği de azalır.
Sonuçta hem devlet hem de vatandaş kazanır...
Kanada’dan bir okuyucu mektubu
TÜRKİYE’deki vergi sistemine ve özellikle de benzin fiyatlarındaki ayarlamalara bir türlü aklım ermiyor.
Birkaç ay evvel Türkiye’ye tatile gitmeden önce Kanada’da, benzin fiyatlarında petrolün varilinin yüz küsur dolara çıkmasıyla büyük bir artış olmuş, litresi 1.20 dolar civarına erişmişti (Türkiye’de o zamanlar benzin 3 Kanada dolarına yakındı).
Millet ayağa kalktı benzin fiyatının bütün ekonomiye, maliyetlere yansıyacağını ve
rekabet güçlerini kaybedeceklerini söylediler. Kısa bir süre içinde hükümet halkını dinleyerek fiyatları indirdi ve benzin bir dolar civarına geldi.
Dün
akşam Kanada’ya döndüğümde benzin fiyatının (petrolün fiyat düşmesiyle orantılı olarak) düşerek 67 sent civarına geldiğini hayretle gördüm.
Halbuki Türkiye’deki siyasiler, petrol fiyatının üçte bire düşmüş olmasına rağmen halkın "Neden hala benzin vs. çok yükseklerde" feryatlarına, "Bu fiyat düşüşü bize ancak 3-4 ay sonra yansır" dediler. Millet daha fazla ısrar edince de yüzde bir kaç nispetinde indirdiler.
Şimdi düşünüyorum, petrol arttığı zaman hükümet anında benzine zam koyarken, petrol düştüğünde nasıl oluyor da hükümet sözcüleri "Bu bize 3-4 ay sonra yansır" diyorlar?
Bizler hakikaten bu kadar saf mıyız?
TARIK KARSLI
(Ottawa, Kanada)
Hürriyet