Genel beklenti FED Başkanı Ben Bernanke'nin çeyrek puanlık bir indirimle
faiz oranını yüzde 2'ye çekeceği yönünde.
Mart ayındaki 75 baz puanlık
kesinti kararında bile 2 kişinin
fire verdiği 10 kişilik FOMC Kurulu'nun bugün alacağı karar dışında yapacağı resmi açıklamanın içeriği ve tonu ise küresel faiz politikasına yepyeni bir yön verecek.
Piyasaların kafasındaki asıl soru FED'in
gıda fiyatlarının da etkisiyle iyice artan enflasyon karşısında faiz artırma sürecine ne zaman gireceği yönünde. Kriz başladı başlayalı elindeki tüm silahları kullanan, piyasaya 915 milyar dolardan fazla para süren FED için artık faiz artırım zamanının geldiği savunuluyor. En yaygın görüş FED'in bugün son indirimini yapacağı ve enflasyon kaygıları ile 2008 sonrasında faiz artırıma başlayacağı yönünde. ABD'de enflasyon geçen sene için yüzde 3,7 oldu.
Euro bölgesi enflasyonu ise mart ayında yüzde 3,5 ile 1997 yılından bu yanaki en yüksek seviyesine ulaştı. Fransa'da enflasyon yüzde 3,2 ile 12 yılın zirvesinde.
Referans'a konuşan 4Cast Gelişmekte olan Piyasalar analisti Nicholas Kennedy'ye göre FED'den hemen bir faiz artırımı beklemek için
erken. "
ABD ekonomisi piyasa beklentilerinin altında performans göstermeye devam ederse faiz artırımı 2009 ortasına kadar gelmez" diyen Kennedy bundan sonra faiz politikasında "daha nötr bir süreç"e girileceğini savunuyor.
Euro/dolar paritesi dönüm noktasına giriyor
FED'in ekonomiyi canlandırmak amacıyla gittiği faiz indirimleri doların euro karşısında ciddi bir kan kaybı yaşamasına neden oldu.
Doların kan kaybı ile ABD hazine tahvillerine ve sabit getirili menkul kıymetlerine olan talep de azalınca bu kez hem ABD'nin hem de küresel ekonominin karşısına yepyeni bir canavar çıktı: Gıda enflasyonu. Bir dönem en güvenli yatırım aracı olan dolar ve ABD
Hazine tahvilleri cazip olmaktan çıkınca aralarında hedge fonların da bulunduğu küresel yatırımcı tarımsal emtia piyasalarına yüklendi. Gıda fiyatlarında özellikle pirinçteki yükselişle dikkat çeken artışlar ise varili 120 dolara yaklaşan petrolden sonra ikinci bir ciddi enflasyon unsuru haline geldi. Yani FED kaş yapayım derken göz çıkardı, faiz indirimleri ile hem tarımsal emtia balonunu hem de enflasyonu şişirdi. Şimdi doları ipten almak da, emtia balonundaki anormal şişkinliği indirmek de FED'in elinde.
Emtia balonunun arkasındaki asıl sebep olarak gösterilen faiz indirimlerinin son bulacağına dair bugün FED'den gelecek bir sinyal ise hem doların euro karşısında toparlanmasını sağlayacak hem de dolardan kaçışla körüklenen pirinç gibi tarımsal emtia fiyatları biraz soluk alabilecek. Dolar şimdiden değer kazanmaya başladı bile. Dün FED'in
faiz indiriminde sona geldiği beklentileri ile euro/dolar paritesi 1,56 seviyesine kadar geriledi. Bu seviye nisan ayından bu yana görülen en düşük seviye. Paritenin düşüşünde ise FOMC'nin faiz indiriminde duracağı beklentisi dışında AB Komisyonu'ndan gelen düşük
büyüme beklentileri rakamları etkili oldu. Buna göre AB ekonomisindeki büyüme 2009'da yüzde 2 düzeyinden yüzde 1,8'e kadar gerileyecek. Euro bölgesindeki büyüme ise yüzde 1,7'de yüzde 1,5'e düşecek. Kennedy'ye göre ise euro/dolar paritesinde ABD'deki yavaşlamadan çok
Avrupa ekonomisindeki yavaşlamanın fiyatlanmaya başlayacağı bir dönüm noktasına yaklaşılıyor.
Japonya da bugün faizde duracak
Reuters'ın emtia endeksi CRB ise FED'in süpriz faiz indirdiği 22 Ocak tarihinden bu yana fiyatların yüzde 18 arttığını gösteriyor. Reuters haber ajansına konuşan
Societe Generale analisti Andrew Lapthorne'a göre merkez bankaları
finans sektörüne faiz indirimleri ile likidite pompalamaya devam ettikçe emtia fiyatları daha da artacak. Bu noktada FED kadar diğer büyüm merkez bankalarının alacağı tavır da önem taşıyor. Bugün sadece FED değil Japonya
Merkez Bankası (BoJ) da faiz kararını açıklayacak. Yüzde 0,50 ile gelişmiş ekonomiler arasındaki en düşük faiz oranına sahip olan Japonya'nın ise enflasyon oranının son 10 yılın zirvesine çıkması ile faizde durması bekleniyor. Marketwatch'da yer alan habere göre mart ayında yüzde 1,2 yükselerek
rekor kıran enflasyon piyasalar üzerinde BoJ'un da sıkı para politikasına gideceği beklentilerini artırıyor. Vadeli piyasalarda alınan pozisyonlar üzerinden
Credit Suisse tarafından yapılan hesaplamaya göre önümüzdeki 12 ay içinde faiz artırımı geleceği beklentisi geçen cuma 34 baz puan ile fiyatlandı. Bir önceki gün bu puan 17'ydi.
Piyasalar daha olumlu tepki vermeye başladı
Piyasalarda son dönemde yaşanan olumlu havanın gereğinden fazla FED'e mal edildiğini iddia eden Kennedy, "
Hisse senetleri piyasası toparlandı,
kredi riski spreadleri daraldı ancak bunu halen başarılı müdahalelerin sonucundan çok bir 'düzeltme' olarak nitelendiriyoruz" diye konuştu.
Emlak piyasasındaki çöküşün halen tam olarak hissedilmediğini,
krizin şirket kazançlarına tam yansımadığını vurgulayan Kennedy "Kriz bitmedi, daha işin başındayız" dedi.
ABD'de son aylarda dolarla birlikte iyice kan kaybeden yüksek getirili tahviller son 5 yıl içndeki en iyi ayını yaşıyor. S&P 500 endeksi ise FED Bear Stearns'ün JP Morgan'a satışına madden
destek çıktığından bu yana yüzde 8,4 değer kazandı. Uzmanlara göre bu gelişmeler piyasaların FED'in hamlelerine olumlu
yanıt vermeye başladığı anlamına geliyor. ABD'li şirketler ise sadece geçen hafta 45.3 milyar dolar ile şu ana kadarki en büyük haftalık tahvil satışını gerçekleştirdi. Bloomberg'de yer alan habere göre, yüksek riskli tahviller son 5 ay içindeki en iyi performansını sergilerken aynı dönemde mortgage piyasasına dayalı yatırım araçları getiri anlamında 2008 başından bu yana ilk kez hazine tahvillerini solladı. Ancak 3 aylık hazine tahvilleri ile Libor oranı arasındaki spread farkı, yani risk alma iştahı ise bu yılın başında 0,78'ken şu anda 1,54 civarında. Uzmanlara göre bu fark piyasalarda tam anlamıyla bir rahatlama olmadığının işareti.
Gelişen piyasalar da faiz artırımını tartışıyor
Gelişmekte olan piyasa hisseleri halen gerçek değerlerinin 15.9 katı üzerinden işlem görüyor ve gelişmiş piyasa hisselerine göre çok daha pahalılar. Gelişmiş piyasa hisseleri ise değerlerinin 14 katı üzerinde fiyatlanıyor.
Türkiye gibi yüksek cari açığı olan gelişmekte olan piyasalar gerek küresel kriz gerekse yüksek enflasyon endişesi ile faiz artırımı sürecine yaklaşıyor.
Kapatma davası fiyatlanmadı
İzlanda,
Romanya,
Polonya faiz artırımlarına gitti. Türkiye ise henüz beklemede. FED'in faiz indirimi son olur, yeni bir faiz artırımı sürecine girerse bu durum gelişen piyasalar üzerindeki faiz artırım baskısını güçlendirebilir. Nicholas Kennedy'ye göre özellikle Türkiye gibi yüksek cari açığı olan piyasalar için hala riskler mevcut. "Türkiye için
ekonomik büyümeye yönelik aşağı yönlü riskler ile enflasyonist baskılar daha fazla hissediliyor" diyen Kennedy, AK Parti'nin kapatılması davasının halen
yabancı yatırımcı tarafından fiyatlanmadığını savunuyor.
FED'in bugün faizi çeyrek puan indirip yüzde 2'ye çekmesi bekleniyor. ABD ekonomisi zayıf kaldığı sürece faiz artırımı 2009 ortasına kadar gelmez. FED...
REFERANS