Türkiye İhracatçılar Meclisi (
TİM) Başkanı Mehmet
Büyükekşi, İhracat Eğilim Anketi'nden sonra 2010 yılında 250 bin kişilik istihdam artış sözü verdiklerini belirterek, ''2010 yılında yaklaşık 310 bin istihdam sağlayarak sözümüzü tuttuk. Bu yılın anketlerinden sonra, 200 bin yeni istihdam sözü veriyoruz'' dedi.
Dış
Ticaret Merkezi'nde gerçekleştirilen TİM'in 18. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Büyükekşi, Türkiye coğrafyasına çalınan ''ihracat mayası''nın tuttuğunu, ihracat yapmayan ilin kalmadığını dile getirerek, 1 milyar dolar ihracat yapan tam 14 il bulunduğunu, bu yılın sonunda 16 ilin 1 milyar dolardan fazla ihracat yapacağını anlattı.
Türkiye'nin ihracatı öğrendiğini, benimsediğini, ihracatla büyüyüp, geliştiğini ve dünyaya açıldığını vurgulayan Büyükekşi, ''İhracatımız aş ve iş getirdi. İhracatımız istihdam artışının arkasındaki güçlerden birisi oldu. İhracat Eğilim Anketimizden sonra 2010 yılında 250 bin kişilik istihdam artış sözü verdik. Yaklaşık 310 bin istihdam sağlayarak sözümüzü tuttuk. Bu yılın anketlerinden sonra, 200 bin yeni istihdam sözü veriyoruz'' dedi.
Mehmet Büyükekşi, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler tüm dünyada kaygıyla izlenirken, Türkiye'nin bir
seçim dönemi yaşadığını,
demokrasi ve seçim kültürüyle bölgesine örnek olduğunu söyledi.
''YENİ ANAYASAYA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ''
Geçen 10 yıllık süreçte, Türkiye demokrasisini derinleştirir ve geliştirirken, öte yandan milletin siyasi öz güveninin arttığını belirten Büyükekşi, şunları söyledi:
''
Anayasa referandumu ve son seçimlerle birlikte Türkiye korkularını atmış,
vesayet mekanizmalarına son vermiş normalleşme ve
sivilleşme sürecini büyük ölçüde tamamlamıştır.
Şimdi artık önümüzde yeni bir anayasa yapma hedefi var. Eğer Türkiye
2023 yılı hedefleri doğrultusunda dünyanın 10. büyük ekonomisi ve önemli merkez ülkelerinden biri olacaksa, demokraside attığı adımlara yenilerini eklemesi gerekiyor.
Bunun için sivil, insan haklarına saygılı ve özgürlükleri daha da genişleten, tüm Türkiye'yi kucaklayan bir anayasaya acilen ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.
Çünkü
ekonomik gelişme, demokrasi ile at başı giden bir süreçtir.
Ekonomi, demokrasi ve bireysel özgürlüklerin
egemen olduğu bir ortamda, serpilir, gelişir, büyür.
Bu yüzden ülkemizde barışı, kardeşliği, birlikteliği tesis edecek, ayrım yapmaksızın tüm kesimleri kucaklayacak, demokrasi ve insan haklarına saygılı, herkesin bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duymasını sağlayacak sivil bir anayasaya ihtiyacımız var.
İktidardan tüm muhalefete, sivil
toplum örgütlerinden, üniversitelere dek, Türkiye'nin uzlaşmayla sivil bir anayasaya kavuşması, ekonomik gelişmemize de büyük katkı sağlayacaktır.
Kendi içinde birlik olmuş bir Türkiye, hem bulunduğu coğrafyada merkezi bir güç olarak daha fazla öne çıkar, hem de, daha da güçlenen ekonomisiyle, dünya sahnesinde çok daha önemli bir aktör olur. Geçen yılki anayasa değişikliğini destekledik. Dolayısıyla bu yeni anayasa sürecine de gerekli her türlü desteği ve öneriyi vermeye hazırız.''
Büyükekşi, ihracatçıların 2023 ihracat vizyonunun paylaşılmasından, sahiplenilmesinden büyük bir gurur ve onur duyduklarını dile getirerek, seçim sonrası dönemde de tüm partilerin Mecliste aynı
Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu'nda olduğu gibi, yeni anayasa konusunda
işbirliği yapacaklarından umutlu olmak istediklerini vurguladı.
Büyükekşi, TİM'in ihracata dayalı reel
büyüme modelinin geliştirme sürecinin zihinsel liderlerinden olduğunu ifade ederek, ''Öte yandan, bunun en fazla arkasında duracak sivil toplum örgütü TİM'dir. Biz doğru teşhisten ve doğru çözümden yanayız.
O yüzden daha çok reel ve yapısal reformlara yönelme çabalarını destekliyoruz. Biz TİM olarak daha önce söylenmeyeni söylüyoruz. Daha önce yapılmayanı yapıyoruz. Hep daha iyisinin olabileceğine inanıyoruz'' diye konuştu.
Kendilerinin 2023 İhracat
Stratejisi çalışmasını yaptıklarını, 2023 vizyonunu, strateji haritasını, hedeflerini, başarı ölçütlerini belirlediklerini ifade eden Büyükekşi, bu çalışmayı Cumhurbaşkanı'na da sunacaklarını ifade etti.
Türkiye'de ilk defa özel sektörün bu seviyede büyük bir strateji çalışması yaptığını, şimdi yeni dönemin ekonomik programı için de bir çalışma yaptıklarını anlatan Büyükekşi, bu çalışmayı da yeni hükümete sunacaklarını ve yeni dönemin gündemi olmasını talep edecekleri dile getirdi.
''DÜŞLEDİĞİMİZ TÜRKİYE...'
Mehmet Büyükekşi, yeni dönemde, ihracata ve rekabetçi
üretim yapısına dayalı, arz yanlısı büyüme modeline geçişi önerdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
''Düşlediğimiz Türkiye, ihracatı ve ihracata dayalı üretimi cazip kılan ve destekl
emek için özel uygulamalar yapan bir Türkiye'dir.
Düşlediğimiz Türkiye, ekonomi politikalarında yönlendirici ve seçici olan bir Türkiye'dir. Düşlediğimiz Türkiye, İthalatı, üretim ve ihracattan daha cazip kılan koşulları tersine çeviren Türkiye'dir.
Düşlediğimiz Türkiye, piyasa koşullarının yarattığı kazançları üretim ve ihracatın desteklenmesi için kullanan Türkiye'dir. Düşlediğimiz Türkiye, sıcak parayı değil, üretim ve ihracat için gelen
yabancı sermayeyi gerçek anlamda
teşvik eden Türkiye'dir.
Düşlediğimiz Türkiye, enerji piyasasında etkinlik sağlayan Türkiye'dir. Düşlediğimiz Türkiye, esnek emek piyasasını çalışan ve üreten için etkinleştiren Türkiye'dir. Düşlediğimiz Türkiye, ölçek ekonomisini destekleyecek bir teşvik politikasını yaratan Türkiye'dir.
Düşlediğimiz Türkiye,
Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerini tamamlamış ve AB üyesi olmuş bir Türkiye'dir.''
AA