Enflasyon sepetinin içinde yeralan hazır
giyim ve
ayakkabı gibi birçok
üründe
fiyat artışından ziyade fiyat düşüşleri söz konusu.
Elektronikten, perakendeye,
tekstilden oyuncağa kadar
ucuz fiyatları ile birçok
sektörün
rekabet gücüne
darbe vuran Çin enflasyonun ise dizginleyicisi oldu.
ABD ve
Kanada gibi birçok
ülkede enflasyon üzerindeki
baskısı tartışılan Çin, bu konu ile de
Türkiye'nin gündemine girdi.
Merkez Bankası'nın hazırladığı raporlarda "Enflasyon üzerindeki Çin Malları Etkisi" başlığı ile kendine yer bulan Çin, üreticiler üzerinde de fiyatları aşağıda tutma baskısı yapıyor.
Birçok uzman, ucuz Çin mallarının etkisinin enflasyonun düşüşüne olumlu etkisi olduğunu savunurken, rakamlar da bunu açıkça gösteriyor. Enflasyon sepetinin içinde yeralan
hazır giyim ve ayakkabı gibi birçok üründe fiyat artışından ziyade fiyat düşüşleri söz konusu. Örneğin 2004 yılında
yerli bir markanın ürettiği tişörtü 19 YTL'den satın alan
tüketici, aynı tişörtü bugün 11 YTL'den satın alabiliyor. Aynı durum Çin'den
ithalatı en fazla yapılan ürün olan ayakkabıda da geçerli. 4 yıldır fiyatların yerinde saydığı sektörde perakende artış oranları enflasyon oranının altında seyrediyor.
Fiyatların bu denli düşük seyretmesinde ucuz Çin malları ile rekabet etmek zorunda kalan yerli üreticilerin, kâr marjlarını oldukça düşürmek zorunda kalmaları da önemli bir neden olarak gösteriliyor. Sektör temsilcileri ise kısmen de olsa ucuz Çin mallarının enflasyonu düşürücü etkisini kabul etsede yerli sanayinin ölmesi açısından ileride büyük bir tehlikeye dikkat çekiyor.
İthalattaki Çin payı artıyor
Son aylarda dile getirilmeye başlanan "Enflasyon üzerindeki Çin Malları Etkisi"ne Merkez Bankası'nın yılbaşında açıkladığı "Enflasyon Raporu'nda da vurgulanıyor.
"Enflasyon Raporu"nda, 1990'ların ortalarından bu yana ithalat fiyatlarının
yurtiçi tüketici fiyatları üzerindeki etkisinin daha belirgin bir hal aldığı saptamasına yer veriliyor. Raporda şu ifadelere yer veriliyor: "Büyüyen bir ekonomi olarak Çin'in yarattığı etki tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de farkedilmekte. Toplam ithalatımız içinde Çin'in payında 2000 yılından bu yana istikrarlı bir artış gözlenmektedir. Son 10 yıllık süreçte Çin ve
Hindistan gibi düşük maliyetli ekonomilerde yapılan ticaretin enflasyonu
kontrol altında tutma konusunda etkili olduğu düşünülmektedir."
Çin, ithalat rakamlarında
Rusya ve Almanya'dan sonra üçüncü sırada bulunuyor. Türkiye'nin 2006 yılında Çin'den yaptığı ithalat rakamı 9 milyar 669 milyon dolara ulaştı. Bu rakam 2007 yılının ilk 8 ayında ise 8 milyar 132 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu ülkeden yapılan ithal ürünler arasında ise makina ve
ulaşım araçları, motosiklet,
büro makinaları,
oyuncak, yapı malzemeleri, seramik,
haberleşme cihazları, elektrikli makina ve cihaz, ayakkabı, dokumacılık ürünleri, hazır giyim ve
demir-çelik ürünleri yeralıyor. Bu sektörler arasında çanta, saraciye, oyuncak ve demir dışı
metal cevherleri sektörlerinde Çin'den yapılan ithalatın payı 2006 yılında yüzde 90'lara ulaşmış durumda.
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Ali Murat Kızıltaş Çin mallarının enflasyon üzerindeki olumlu etkisi olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı da olan Kızıltaş, olaya iki açıdan bakmak gerektiğini savunuyor. Çin mallarının enflasyonu kontrol altında tutma konusunda etkili olduğu 'yönündeki görüşleri' doğru fakat eksik' olarak değerlendiren Kızıltaş, şöyle devam ediyor: "Uzakdoğu'dan ucuz fiyatlarla birçok ürün Türkiye'ye gönderiliyor. Fiyatları çok ucuz olan bu ürünler aşırı değerli YTL ve düşük dolar faktörünün devreye girmesi ile göreceli olarak daha da ucuz hale geliyor. O nedenle fiyatların düşmesinde sadece Çin mallarının değil, Merkez Bankası'nın uyguladığı politikaların da etkisi var."
Firmalar düşük kârla çalışıyor
Ucuz Çin mallarının iç piyasaya yansıması ile yerli
firmaların daha az kar ve hatta karsız olarak ürün satmak zorunda kaldıklarına dikkat çeken Kızıltaş, "Bu noktada Merkez Bankası'nın vermesi gereken ciddi bir karar var. Şimdi Çin mallarının piyasaya etkisi olumluymuş gibi gözükse de bir süre sonra Uzakdoğu'dan gelen bu ürünlerle rekabet edecek yerli firmalar kalmayacak. Bu da işsizliğin artmasına neden olacak. Yani ileride bu düşük fiyatların da bir anlamı kalmayacak. Enflasyonun düşmesini hepimiz istiyoruz. Perakende sektöründe de bu
destekleniyor. Ama baktığınız zaman bu dengenin iyi sağlanmış olması lazım. Özellikle bizim temsil ettiğimiz organize perakende
emek yoğun sektörlerde birisi. Bu sektörlerde tedarikcilerin azalmaya başlaması ciddi
işgücü kaybına neden olacak. Ayakkabı sektöründe kapanan firma sayısı bugün yüzde 40'lara ulaştı" diye konuştu.
Son 4 yılda perakende cephesinde yaşanan fiyat artışlarının enflasyonun altında kaldığına da değinen Kızıltaş, "Bir ürünü nerdeyse 4 yıl önceki fiyattan satın alabiliyorsunuz. Kendi şirketim açısından aylık fiyat ortalamalarına baktığımda perakende birim fiyatının 2006'ya göre yüzde 10-15 daha aşağıda olduğunu görüyorum" dedi.
Kızıltaş, Çin'den yapılan ayakkabı ithalatının ise 500 milyon doları geçtiğini hatırlatarak, 2007 yılında bu rakamın yüzde 7 artacağını söylüyor.
3 yıl daha bu etkiyi görürüz
Çin mallarının enflasyon üzerindeki etkisinin sadece Türkiye'ye özgü bir şey olmadığını belirten Fortisbank Başekonomisti
Haluk Bürümcekçi, 3 yıl içinde bu etkinin azalacağını söylüyor. Bürümcekçi, "Çin'de de ücretlerde toparlanma var. Artık eskisi kadar ucuz değil. Zaman içinde bu etki azalacaktır, en az 3 yıl sonra bu etkinin görüleceğini sanmıyorum. Geçmişteki katkı kadar ileride de enflasyona katkısı devam edecek. Çünkü Çin mallarını girdi olarak kullanan sektörlerin maliyetleri düşecek. Çin mallarının perakendeye de yansıması oluyordur. Bu satıcının elinde olan bir şey. Talebin düşük olduğu dönemlerde bu olumlu etki devam edemez. Şu anda enflasyon üzerinde talebin de katkısı vardır" diye konuştu.
Bu etkinin uzun sürmeyeceğini düşünenler arasında
Denizbank Ekonomisti Şevin Ekinci de yeralıyor. Ekinci, "Çin'de de yakın zamanda
faiz indirime gidildi. Bunun da bize ve dünya piyasalarında yansıması çok uzun zaman almaz. Çin de artık yurt dışına yatırımlara açıldı. Oradaki
büyüme ve enflasyon da beklentilerin üstünde geliyor" açıklamasını yaptı.
"Çin'den gelen malların enflasyon üzerindeki olumlu etkisini görmekten ziyade bu yönü dikkate alınmalı" diyen Prof. Dr. Halil Seyidoğlu, Çin'i dünya piyasalarında damping yapan bir ülke olarak tanımlıyor.
Seyidoğlu, Çin'in sanayideki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, "Çin çok düşük fiyatla piyasaya mal sürüyor. Türk sanayii üzerine çok olumsuz etkileri var. Nitekim antidamping soruşturmalarına baktığımızda çoğunun Çin malları ile ilgili olduğunu görüyoruz. Çin tekstil alanında çok büyük bir tehdit olarak ortaya çıktı. Haksız rekabet karşısında Türk sanayicisi eziliyor" diye konuştu.
Etkisi Türkiye ile sınırlı değil
Çin'den yapılan ithalattan etkilenen sektörlerin başında ise ayakkabı ve hazır giyim sektörü geliyor. Ucuz Çin mallarının enflasyondaki düşüşü desteklediği yönündeki görüşe katılan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş, "Çin malları sadece Türkiye'de değil, dünyadaki bütün mal ve ürünlerde bir düşüş sağlıyor. Bu da Çin'in
üretim hacminin çok geniş bir boyutta olmasından kaynaklanıyor. Tabi fiyatlarda yaşanan bu düşüşte enflasyon üzerinde olumlu etki yapıyor" dedi.
Dünyadaki
ekonomik konjonktürün Türkiye'nin uyguladığı ekonomik programlara önemli destek sağladığına da işaret eden Nakkaş, fiyatlarda yaşanan gerilemeyi şöyle anlatıyor: "4 yıldır ürünlerde bir artışımız söz konusu değil. 2003 yılında satın aldığınız bir tişörtü bugün daha ucuza almak mümkün. Fiyatların düşmesinde Çin faktörü oldukça etkili. Fakat girdi maliyetlerine bakacak olursak burada yaşanan artış hem enflasyonun, hem de kurların çok üzerinde oldu."
Bu nedenle son 4 yılda Türk hazır giyim sektörünün rekabetçi yapısını yüzde 42 oranında yitirdiğini belirten Nakkaş, kendi rekabetçi yapıları nedeniyle ayakta durduklarını ama bunun da artık erozyona uğradığına dikkat çekiyor.
Enflasyonu düşürücü etkisinin bitecek
Uzmanlar ucuz Çin mallarının enflasyonu düşürücü etkisinin artık devam etmeyeceği görüşünde birleşiyor. IMF, raporlarında Çin'in
Amerika'nın enflasyonuna düşüşten ziyade "ılımlı" bir etkisinin olduğunu söylüyor. FED'in yaptığı çalışmalar da bu sonucu veriyor. Bu görüşe göre ise, Çin ekonomisindeki ücretlerin artışı ucuz işgücünü arzını düşürüyor bu da "made in china" madde fiyatlarını artırıyor. Bu da genel olarak fiyatları artırıyor ve enflasyonu düşürmek yerine enflasyonist bir baskı yaratıyor.
Para piyasalarında maestro olarak kabul edilen FED'in eski başkanı Alan Greenspan de, Çin mallarının Amerika ve Avrupa'da enflasyonu düşürücü bir etki yarattığını ancak bunun geçici olduğunu söylüyor. Çin mallarının fiyatlarının yükselmeye başladığını belirten Greenspan bunun da fiyatları yükselten bir etki yarattığının altını çiziyor.
Kanada'ya katkısı yüzde 0,1'lik düşüş
Ancak bu durum zaman içinde kendini gösterecek olsa da, gelişmiş ülkelerin bu durumdan fayda sağladığı açık. Örneğin, Kanadalı ekonomist Louis Morel, yaptığı araştırmada, Çin mallarının, Kanada ekonomisinde 5 yıl içinde enflasyonda yüzde 0,1'lik bir düşüş gösterdiğini ortaya koyuyor. Morel'in araştırmasına göre, 1992 yılında Çin'den
ihraç ettiği tekstil ürünleri oranı yüzde 18 iken, bu rakam 2006 yılında yüzde 50'ye ulaştı. Aynı yıllarda yüzde 4 olan
mobilya ihracı, yüzde 30'a çıktı.
Cihaz ihracatı ise yüzde 2'den yüzde 17'e ulaştı. Böylece ucuz Çin mallarının ülkeye gelişi enflasyonu da yüzde 0,1 oranında düşürdü. 0,1 çok düşük bir oran görünmemesine karşılık, milyarlarca doların Kanadalıların cebinde kalması anlaına geliyor.
Louis Morel, enflasyondaki yüzde 0,1'lik düşüşün iki temel nedeni olduğunu söylüyor: Birincisi son yıllarda Çin'den ithal edilen malların oranındaki hızlı artış. İkincisi de bu ürünlerin fiyatlarının hem yerli üretici fiyatlarından hem de Kanada'nın ithalat yaptığı diğer ülkelerin fiyatlarından çok daha düşük olması. Morel, bu durumun Çin'in ithalatta önemli pay oynamaya devam ettikçe süreceğini söylüyor