Dün itibarıyla yüzde 4 düşen Borsa'daki kaybın 7 milyar doları aştığı hesaplanırken, yükselen
faizlerin faturası da netleşmeye başladı. Uzmanlar, piyasada ağırlıkta bulunan yabancıların bekle-gör politikasının dalgalanmanın henüz krize dönüşmemesinde etkili olduğunu belirtirken, Hazine'den sorumlu
Devlet Bakanı Ali
Babacan'dan da benzer bir açıklama geldi. Babacan, ortaya çıkan tabloyu, "Piyasanın tepkisi, ilk tepki ve oldukça hafif. Yüzde 1 gibi bir faiz artışı var. Şu an için ölçü değil. Evet bunun da bir maliyeti vardır.
Türkiye'ye bir puanlık faiz artışının bütçeye yıllık yaklaşık 2 milyar YTL'lik (1,5 milyar dolar) yükü vardır." şeklinde değerlendirdi.
Aynı zamanda
Avrupa Birliği (AB) ile görüşmeleri yürüten başmüzakerecilik görevini de yürüten Babacan, NTV-CNBC-e ortak yayınına katılarak, gündemi değerlendirdi. Hazine'den sorumlu bakanın
Genelkurmay'ın açıklamasının piyasalara etkisiyle ilgili görüşleri ise şöyle: "Siyasetin getirdiği risk primi zaten hesaplarımızın içindeydi, cuma akşamına kadar. Ancak bu siyasi risk primi üzerine bir de
siyaset dışı risk primi eklendi. Biz bunun bedelini ödemeye başladık. Türkiye, cuma akşamına göre daha fakir bir ülkedir.
Cuma akşamına göre Türkiye'deki varlıkların değeri düşmüştür."
Ekonominin temellerinin sağlam olduğunu belirten Babacan,
siyasi istikrar üstüne kurulmuş bu temelin yeni risklerle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Cuma günü yaşanan gelişmelerin ardından piyasalarda bir bekle-gör havası oluştuğunu kaydeden Babacan, bununla birlikte sınırlı da olsa bir etkinin görüldüğünü söyledi ve "Demokrasimizin düzgün işliyor olması,
ekonomik gelişmelerin temel belirleyicisi olacak." ifadelerini kullandı. Erken
seçim senaryolarının ekonomiye etkisiyle ilgili, "Her türlü seçim senaryosuna hazırız." karşılığını veren Babacan, seçim tarihinin ekonomi açısından belirleyici olmayacağı görüşünde.
Döviz kurundaki muhtemel dalgalanmalara ilişkin olarak da Türkiye'de serbest kur politikasının uygulandığını,
Merkez Bankası'nın aşırı dalgalanmalarda müdahale hakkının 'mahfuz' bulunduğunu aktardı.
'Türkiye'ye konduramadılar'
Babacan, ekonominin temellerinin siyasi istikrar üzerine oturtulduğunu, bunun altından çekildiğinde her şeyin yerle bir olacağını tekrarlayarak,
demokrasi ve hukuk çerçevesi dışına çıkılmaması gerektiğini vurguladı. Genelkurmay açıklamasını kimsenin beklemediğini kaydeden Babacan, "Belli standartları yakalamış Türkiye'de 'böyle bir şey olamaz' deniyordu. Dolayısıyla bu açıklama dünya piyasalarının Türkiye'ye konduramadığı bir gelişmeydi." dedi. Türkiye'nin yönünü AB'ye çevirdiğini ve bu hedefe yürümenin önemli olduğuna işaret ed
erken, bu yönün kaybedilmesi halinde ekonominin sağlam temellerinin altının 'oyulacağına' işaret etti: "Zaman sağduyu zamanı."
Niyet mektubu IMF'ye gitti, yeni
kredi yolda
Hükümet,
stand-by düzenlemesinin altıncı gözden geçirmesine ilişkin niyet mektubunu Uluslararası Para Fonu'na (IMF) gönderdi. Fon yönetimi, bu ay içinde toplanarak 1,1 milyar dolarlık kredi diliminin serbest bırakılmasını görüşecek.
Mart ayı içinde sürdürülen altıncı gözden geçirme çalışmaları sonrasında 3,8 milyarlık bölümü genel bütçeden, 980 milyonluk bölümü de KİT'lerden olmak üzere toplam 4,8 milyar yeni liralık tasarruf tedbiri alınması kararlaştırılmıştı. Hükümet sosyal güvenlik reformunun yürürlük tarihinin ise 2008'e ertelendiğini duyurmuştu