Türkiye 1980’lerde yaptığı milli petrol şirketini parçalama hatasından dönme arayışında. Dünyadaki yeni yönelimler ve bölgemizde ortaya çıkan fırsatlar, Türkiye’nin yeniden dikey entegre yapıda bir devlet petrol şirketine sahip olması arayışlarını beraberinde getirdi.
Botaş -TPAO
birleşmesi en akılcı
senaryo olarak değerlendiriliyor.
Dünya Bankası’nın verimlilik gerekçesiyle istediği parçalanmanın 1980’li yıllarda gerçekleştirilmesiyle Türkiye milli bir petrol şirketinden mahrum kalmış, bu durum 1990’lı yıllarda Orta
Asya ve
Kafkasya cumhuriyetlerinin ortaya çıkmasıyla oluşan yeni duruma Türkiye’nin son derece hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştı.
DÜNYADA ÖRNEĞİ ÇOK
Yıllar önce yapılan yanlıştan dönülmesi ve TPAO ile BOTAŞ’ın birleştirilmesi ile dev bir milli petrol şirketine kavuşulması gündemde.
Hükümet içinde ve bürokraside bu radikal adım tartışılıyor. Birleşme olursa, bütün büyük şirketlerin organizasyon şemasında yer alan dikey entegre yapı Türkiye’de de uygulanacak. Veriler, dünyanın en büyük 50 petrol şirketinin yüzde 48’inin devlet şirketi olduğunu, en büyük 25 devlet şirketinin yüzde 92’sinin ise entegre yapıda olduğunu ortaya koyuyor.
SATIN ALMALAR YAŞANDI
Son aylarda büyük devlet ve özel petrol şirketlerinin satın almalarla iyice büyüdüğünü gösteriyor.
Fransa’da devlet şirketi Gas de France, çıkarılan özel bir
düzenlemeyle Suez şirketini satın aldı. Avusturyalı OMV, Macar Mol şirketinin hisselerini topladı.
Rusya’da devlet bütün gücüyle
Gazprom’un arkasında yer aldı. Gazprom bir çok özel şirketi satın alarak Rus devletinin uluslararası alandaki en önemli gücü haline dönüştü. Türkiye ise bu gelişmeler karşısında zayıf düşmüş, petrol sektörünün bir çok özelliğini hafızasından çıkarmış şirketlerle mücadele etmek zorunda kaldı.
CİRO KATLANACAK
Hesaplamalara göre, bu yıl BOTAŞ 11 milyar dolar, TPAO ise 3 milyar dolar ciro yapacak. Eğer birleşme olur ve dikey entegre yapıya geçilirse, hem bu cironun katlanacağı, hem de Türkiye’nin
Orta Asya ve Kafkasya’da büyük bir dış
politika oyuncusuna kavuşacağı belirtiliyor. Böyle bir şirketin uluslararası piyasada fon yaratma kapasitesinin de mevcut şirketlerin birkaç katı olacağına dikkat çekiliyor.
EKONOMİYE BÜYÜK KATKISI OLACAK
Kaynaklar, özellikle AB karşısında böyle büyük bir milli petrol şirketine ihtiyaç bulunduğunu,
Ortadoğu ülkelerinde ortaya çıkan yeni fırsatların da ancak böyle bir şirket yapısıyla değerlendirilebileceğini, yeni şirketin
arama üretim, iletim, rafinaj ve
ürün dağıtımı alanında faaliyet göstererek ekonomiye büyük katkı sağlayabileceğini ifade ediyorlar. Bu oluşumun serbestleşme ve özelleştirmeye karşı bir
model olmadığı, ancak petrol sektörünün özelliği ve uluslararası gelişmelerin konjonktürü sebebiyle zorunlu bir düzenleme olarak görülmesi gerektiği dile getiriliyor.
BUGÜN