Bu bolluk yüzünden Türk parasının döviz karşısında değerlenmesi bir türlü önlenemiyor.
İhracatçılar da haklı olarak Türk parasının değerlenmesinden şikâyet ediyor.
Doların 1 lira 50
kuruşun altına inmesini istemiyorlar. Ama
Amerikan Doları 1 lira 45 kuruş civarında dolaşmaya başladı bile.
İhracatçılar Türk parasının
rekabet gücü kazanması için
Merkez Bankası’nın döviz alımlarını günlük 50 milyon dolardan, 100 veya 200 milyon dolara çıkarmasını istiyorlar.
Merkez Bankası bu isteği yerine getirir mi?
Belki getirebilir. Ama Merkez’in döviz rezervleri geçen yılın aynı dönemine göre yükseldi. Daha fazla döviz alırsa, bunun
Türkiye ekonomisine bir katkısı olmayacak. O da gidip ABD
Hazine bonosu alacak.
İhracatçılara gelince... Onlar, Merkez’in daha fazla döviz alarak piyasadaki Türk parası miktarını arttırmasının iyi olacağını ileri sürüyorlar. “Böyle bir yol izlendiği takdirde,
faiz indirimleri ve
mevduat munzam karşılık azaltmalarından daha etkili olabilir” diyorlar.
Anlayacağınız ‘döviz bolluğundan’ Merkez Bankası da sıkışmış durumda... Geçen yılın ekim ayında Merkez Bankası’nın döviz rezervleri 72 milyar dolar tutuyordu, şimdi 74,3 milyar dolara çıktı. Yaşanan
ekonomik krize rağmen Merkez Bankası’nın döviz rezervleri artıyor.
Döviz mevduatı hesapları cephesinde de aynı eğilim yaşanıyor. Vatandaşın yurtiçi ve yurtdışı bankalardaki döviz mevduat hesapları artıyor. 2009’un şubat ayında, yurtiçi ve yurtdışı bankalardaki döviz mevduat hesapları 115,7 milyar dolardan 100,6 milyar dolara gerilemişti. Şimdi tekrar 120,5 milyar dolara yükseldi.
Bu da gösteriyor ki, vatandaş, yüksek fiyattan dövizini sattı, ucuza döviz alıp yerine koydu. Yani krizde dünyanın pek çok ülkesinde insanlar para kaybederken Türkiye’de krizden vatandaşlar para kazandılar.
Ayrıca ‘ödenemeyecek’ denen özel
sektör borçları sorun çıkmadan ödeniyor. Hatta
özel sektör yeni dış
kredi bulmakta oldukça da başarılı gözüküyor. Reel sektörün kısa vadeli dış kredilerinde
küçük de olsa artış var. Reel sektör dış kredileri 2009’un temmuz ayında 20,5 milyar dolar tutarındayken ağustosta 20,6 milyar dolara yükseldi. Demek ki dış kredi bulmakta zorlanmayan bir özel teşebbüs var. Kamunun kısa vadeli dış borçları ise 3,2 milyar dolardan 2,7 milyar dolara geriledi. Yani devlet döviz bol olduğu için kısa vadeli borçlarını ödeyip kapatıyor.
Peki, tam bir yıl önce “Türkiye döviz bulamayacak ve batacak” diye ortalığı velveleye verenler, vatandaşı paniğe sürükleyenler şimdi neredeler? Herhalde Türkiye ekonomisini kötülemek için döviz bolluğuna da bir mazeret bulurlar. Ama artık gerçekler ortaya çıktı. Onları dinleyenler, şöyle durup bir düşünüyorlar!
SÜLEYMAN YAŞAR-TARAF