Sivil
toplum kuruluşu AKAD'ın hazırladığı rapora göre
bölgede her yıl yüzde 10'luk
büyüme sağlanırsa
milli gelir 15 bin doları bulur. Bunun için kamu-özel
sektör-
sivil toplum işbirliğine dayanan bir büyüme modeli benimsenmesi
tavsiye ediliyor.
Doğu ve Güney
doğu verilen teşviklerle hızla kalkınıyor. Bölgede 2001-2011 yılları arasında 11 bin yeni
fabrika kuruldu. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'nun
ekonomik durumunu ortaya koymak için hazırlanan rapora göre gerekli yatırımlar yapılırsa bölgede milli gelir 15 bin doları bulur.
Bir sivil toplum girişimi olan Anadolu'da Kalkınma Devri'nin (AKAD) hazırladığı "geçimlik ekonomiden
girişimci ekonomiye" başlıklı çalışmaya göre bu fabrikalara ev sahipliği yapan
Şanlıurfa,
Diyarbakır,
Siirt,
Şırnak,
Batman,
Mardin, Muş,
Hakkâri, Van ve
Bitlis,
Türkiye ihracatının lokomotifi olacak.
Araştırmaya konu olan şehirlerin şu an için 'ne öldüren ne de güldüren' bir geçimlik ekonomiye sahip olduğunun belirtildiği çalışmada, bu illerin her yıl yüzde 10 büyümesi halinde, bölge halkının gelirleri 5'e katlanacak.
İstihdam ise yüzde 50 artacak. Böylece Türkiye'nin
2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi daha ulaşılır hale gelecek ve Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Mezopotamya,
İran ve Kafkaslar'da ticaret mekanları olacak.
Haziran 2011'de çalışmalarına başlayan AKAD'ın bölgedeki ikili görüşmelere dayandırarak yaptığı çalışmaya göre bölge nüfusunun yüzde 42'si yeşil kartlı.
Bu oran Türkiye'de yüzde 13 civarında. Ayrıca 10 ildeki tarım dışı istihdam yüzde 21,9'da kalmış. Bu oran Türkiye için yüzde 32 civarında. 7,2 milyon vatandaşın bulunduğu bu 10 ilde şu an kişi başına düşen milli gelir 3 bin 265 dolar.
Bölge, bu haliyle Fas,
El Salvador ve
Fiji ile aynı geliri elde ediyor. Uzmanlara göre bu tablo, Türkiye'nin giderek daha fazla üstlendiği küresel oyunculuk rolünü ve bölgesel liderlik iddiasını sıkıntıya sokabilir.
Çünkü bölgedeki milli gelir Türkiye ortalamasının ancak yüzde 40'ına denk geliyor ve bu durum, büyük şehirlere göçe ve bölgedeki üretimin durgun kalmasına sebep oluyor.
"Bunlara rağmen bölgedeki kişi başı gelir 2023'te 15 bin dolara ulaşabilir." denilen araştırmada, bunun için gerekenin sadece her yıl düzenli olarak yüzde 10 büyümek olduğu belirtiliyor.
Bunun için gerekenler ise
yardım veya
bağış değil sürdürülebilir
kalkınma temelli bir büyüme modelini benimsemek. Büyük altyapı projelerinden ziyade girişimcilik odaklı vizyon izlemek. Devletten yardım bekleyen değil, kamu-
özel sektör-sivil toplum işbirliğine dayanan bir modeli benimsemek.
Kısa vadeli pansuman olacak tedbirler sunan değil, bölgeyi Mezopotamya, İran ve Kafkaslar'ın cazibe merkezi yapmayı hedefleyen politikalar gütmek. Bunlar uygulanırsa bölge, 2023'te AB üyesi ülkelerden
Romanya büyüklüğünde bir ekonomiye sahip olacak ve nüfusu 7,2 milyondan 10 milyona çıkacak. Keza, bölgedeki 2,5 milyar dolar olan
dış ticaret hacmi de 2023'te en az 30 milyar dolara ulaşacak.
Ekonomik büyüme yeni istihdam imkânları oluşturarak yeşil kartlı insan sayısını önemli ölçüde düşürecek, söz konusu rakamı 3 milyondan (nüfusun yüzde 42'si) yaklaşık 1 milyona indirecek.
Organize ve rekabetçi piyasa ekonomisiyle eklemlenen bölge,
kayıt dışı oranını yüzde 70'lerden, yüzde 50'nin altına düşürecek. Daha fazla girişimci beraberinde daha fazla
marka oluşturacak.
Bölge şu an Türkiye'deki tescilli markaların yalnızca yüzde 1,3'ünü oluşturuyor ve en büyük 500 sanayi kuruluşundan sadece 2'sine ev sahipliği yapıyor. Hedeflere ulaşılması halinde bölge Türkiye'deki markaların en az yüzde 5'ine, en büyük 500 sanayi kuruluşundan en az 20'sine ev sahipliği yapar hale gelecek..
ZAMAN