Aradan geçen 5,5 yıllık sürede kurlar TL karşısında 7 kez yüksek oranda değer kazandı.
Mayıstan itibaren görülen dalgalanma tedirginlik oluştursa da sıkıntı kolay atlatıldı.
Gelişmeleri Zaman’a değerlendiren
Merkez Bankası Başkanı
Durmuş Yılmaz, son çalkantıda vatandaşın dövize bakışının kritik rol oynadığını düşünüyor. Vatandaşın kendilerine güvenip kurdaki artışı
satış fırsatı olarak değerlendirdiğini belirten Yılmaz, “Eğer vatandaş döviz büfesine koşsaydı işimiz daha zor olurdu.” diyor.
Öngördükleri herhangi bir
fiyat seviyesi bulunmadığının altını çizen Yılmaz, kur riskinin tamamen piyasaların üzerinde olduğunu dile getiriyor. Paranın patronu, şirketler ve vatandaşları ise uyarıyor: “
Döviz geliriniz olmadığı sürece dövizle borçlanmayın.”
ABD
Merkez Bankası'nın
faiz oranlarını artıracağı tedirginliğiyle piyasalarda yaşanan dalgalanmanın şiddetini, hükümet ve Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlerin yanında vatandaşın dövize mesafeli yaklaşması da azalttı. Kurlardaki yükselişi satış fırsatı olarak değerlendiren vatandaş, döviz almak için büfeler ve bankalara
akın etmeyince
tırmanış da sınırlı kaldı. Mayıs başında 1,3 YTL'li seviyelerde bulunan dolar, 1,75'e kadar çıksa da tekrar 1,5 yeni liranın altına geriledi. Son çalkantıda vatandaşın dövize bakışının kritik rol oynadığını vurgulayan Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, "Vatandaş bize güvendi, döviz kurlarındaki yükselişi satış fırsatı olarak değerlendirdi. Vatandaş eğer
yabancı yatırımcı gibi ‘dolarizasyon geri geliyor' düşüncesiyle döviz büfesi veya bankalara koşsaydı işimiz daha zor olurdu." diyor. Vatandaşın alış yerine satış tarafında bulunmasının Merkez Bankası'nın elini güçlendirdiğini aktaran Yılmaz'a göre, piyasadan çıkan 7-8 milyar doların tamamı MB tarafından karşılanmadı, yabancılar vatandaşın sattığı dövizi aldı.
Vatandaşın dövize karşı mesafeli durmasını daha önce yaşadığı tecrübelere dayandıran paranın patronu, Türk halkında dövize karşı hassasiyet oluştuğunu dile getirirken,
Alman halkının daha önce yaşadığı enflasyon korkusunu örnek veriyor: "Almanlar iki defa hiperenflasyon yaşadı; ilki 1923, ikincisi
2. Dünya Savaşı sonrası. Dolayısıyla Alman halkının yüreğinde enflasyon korkusu iyice yer etmiştir. Bunun için Alman Merkez Bankası anti enflasyonist ve
bağımsızlık bakımından dünyada örnek bankalardan biridir." Dövizin sadece alternatif yatırım aracı olarak kullanılmadığını, muamele saikiyle de kullanıldığına dikkat çeken Yılmaz,
Türkiye'de evlerin dövizle kiralandığını ve alışverişlerin dövizle yapıldığını aktarıyor. Merkez Bankası Başkanı'na göre yüksek fiyattan döviz alıp zarar eden vatandaş artık hassas davranıyor.
Hem reel
sektöre hem de vatandaşa ‘Döviz geliriniz olmadığı sürece dövizle borçlanmayın.' uyarısında bulunan Yılmaz, illa da dövizle borçlanacakların ise kuru vadeli piyasalarda
sigorta ettirmelerini öneriyor. "Eğer imalatçıysanız ve iç piyasaya mal satıyorsanız, döviz geliriniz olmadığı halde dövizle borçlandıysanız günün birinde kur yükseldiğinde açık pozisyona düşebilirsiniz." ifadesini kullanan Yılmaz, 6 ay veya 1 yıllık süreyle dövizle borçlananların bu süre için vadeli işlemler borsasında kontrat yaptırmasını
tavsiye ediyor: "Bu sayede 6 ay sonraki kur bugünden bilinir; yükselse de, düşse de reel sektör bundan olumsuz etkilenmez." Dalgalı kur rejiminde öngördükleri bir fiyat seviyesinin olmadığını söyleyen Yılmaz, "Kur riski tamamen piyasaların üzerindedir." diyor. Kısa vadeli faiz oranlarına ilişkin karar alırken orta vadeli enflasyon beklentilerini göz önünde bulundurduklarını ifade eden Yılmaz, bir aylık enflasyon artış veya azalışına göre
faiz kararı almadıklarını vurguluyor. Son yapılan çeyrek puanlık faiz artırımına ilişkin eleştirilere ise katılmıyor.
Herkes Bernanke'yi dinlemek zorunda
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, dünya piyasalarının seyrini belirleyen
ABD Merkez Bankası (FED)'nın başkanı Ben Bernanke'nin söylediklerinin önemli olduğunu belirterek, "Herkes onu dinlemek zorunda." diyor. Uluslararası mali piyasaların birbirine entegre olduğuna dikkat çeken Yılmaz, ABD ekonomisinin dünya ekonomisi üzerindeki etkisinin büyük olduğunu, faiz artırım kararlarının da herkesi etkilediğini kaydediyor. Bernanke'nin de FED başkanı olduğu için söylediklerinin önemli hale geldiğini aktaran Yılmaz, "Dolayısıyla o ekonomiyi yöneten Merkez Bankası başkanının da söylediği çok önemli oluyor. Bernanke'nin açıklamaları herkes için önem taşıyor." diye konuşuyor.
Kira artışları enflasyonu olumsuz etkiliyor
Enflasyonda 2006 yılı sonu için belirlenen yüzde 5 hedefinin tutmayacağı kesinleşti. Merkez Bankası'nın yüzde 9,1 ila 10,5 aralığına revize ettiği enflasyonun hedefinden sapmasında en büyük etkenlerden biri kira fiyatlarındaki artış. Türkiye
İstatistik Kurumu'na göre son bir yılda kiralar genelikle enflasyon oranının üstünde seyretti. Haziran ayında
tüketici fiyatları artışı beklentilerin tersine yüzde 0,34'te kalırken, kiraların ağırlığı oluşturduğu konut harcamaları yüzde 2,18 artmıştı. Kiraların enflasyon üzerinde oluşturduğu riskin devam ettiğini kaydeden Yılmaz, yüksek oranlı seyrin yılın ikinci çeyreğinde de sürdüğünü aktarıyor.
Zaman