Ekonominin siyaset ayağında son günlerde içten içe devam eden savaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Taşcı'yı hedef alan sert açıklamalarıyla iyice su üstüne çıktı.
Ankara kulislerinden sağlam bilgiler almasıyla bilinen Gazeteci yazar Ömer Şahin, .ankarareview.com sitesinde yayınlanan yazısında, Ankara'da kapalı kapılar ardında yaşanan çekişmeyi ve Erdoğan'ın 2015 planını deşifre etti.
Yazısında ekonomide Ali Babacan döneminin kapanmak üzere olduğunu ileri süren Şahin, Babacan ile özdeşleşen modeli ‘küreselci’ ve ‘rant ekonomisi’ olarak görenlerin ‘milli ‘ ve ‘üretim ekonomisi‘ni esas alan yeni bir model önerdiğini belirtti.
İşte Ömer Şahin'in gündemi sarsacak o yazısı...
"Alo Merkez! 2015’de ekonominin kaptanı kim olacak?
AK Parti bir hafta içerisinde ikinci kez kendi içine döndü.
Yüce Divan oylamasından tahminin ötesinde “fire” çıktı. O tartışmanın alevi henüz sönmedi.
Küllerinden alev alan yeni bir ateş daha var ki kor’ olup bazı elleri yakabilir!
“Merkez Bankası” odaklı ve görünürde “faiz” gerekçeli tartışmaya ne demeli?
Neler oluyor?
Olaya seçilmiş,kudretli bir Cumhurbaşkanı ile bürokrat arasında yaşanan anlaşmazlık olarak bakmak ne kadar doğru?
Tartışmanın, anlaşmazlığın arka planında neler var?
Tarafları kimlerdir? Fotoğrafın bütününde ne görünüyor?
*** ***** *****
Ekonomiden fazla anladığım söylenmez . Siyaset yorumcusuyum ve aşağıda yazacağım satırlar bir dizi insanla yapılan görüşmeye dayanıyor.
Yazının o gözle okunmasında yarar var.
AK Parti’nin siyasi tarihini ve politik uygulamalarını iki döneme ayırmak yanlış olmaz.
“Çıraklık-Kalfalık” denen 2011 yılına kadar olan dönemde AB, Maastrich kriterleri belirleyiciydi.
Küresel piyasalarla uyumlu, Kemal Derviş‘in programının devam sayılacak programla yola devam edildi.
Ali Babacan belki deneyimsizdi ama ekonominin dümeninde çok başarılı bir dönem geçirdi. Bu performans onu “Küresel aktör” ler arasına soktu.
O zamanlar “faiz lobisi” ve “dış güçler” söylemi yoktu.
2011 sonrası siyasi söylem, dış politika kadar ekonomiye bakışın değiştiğini görüyoruz.
AK Parti’de ekonomiye dönük ” 2 tarz-ı siyaset” oluştu.
Ali Babacan‘la özdeşleşen modeli ‘küreselci’ ve ‘rant ekonomisi’ olarak görenler ‘milli ‘ ve ‘üretim ekonomisi‘ni esas alan yeni model öneriyorlar.
Kim bu isimler?
Berat Albayrak burada önemli bir aktör. Cumhurbaşkanı’nın damadı olmasının yanısıra ekonomi bilgisiyle etkin olduğu söyleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut bu ekolün sözcüsü konumunda. Albayrak ile birebir örtüştüğü bilinen bir gerçek.
Siyaset dışından bu isimlere bazı akademisyenler ile AK Parti’ye yakın ekonomi kuruluşlarını da ekleyebiliriz.
AK Parti içerisinde bu tezin en yüksek sesle savunucusu Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi. Selefi Zafer Çağlayan’da benzer düşünüyordu
Başbakan Yardmcısı Prof.Dr.Numan Kurtulmuş ile 10 yıl boyunca partinin ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcılığını yapan Ankara milletvekili Bülent Gedikli gibi çok sayıda isim de aynı düşünce içerisinde.
En önemlisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın desteği…
Bu ekip sadece ‘model‘ değişimi istemiyor. Ali Babacan‘ın kurduğu kadronun tasfiyesini de bekliyor.
Ali Babacan yalnız mı? Hayır! Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in ekonomi anlayışının Babacan’dan farksız olduğu söylenebilir.
Babacan, Şimşek, Erdem Başçı,Merkez Bankası ve Hazine Bürokrasisi aynı kulvarda.
Parti içinde senkronize isimler var ama sesleri çıkmıyor.Söyledikleri şu: “Parti ve istikrar zarar görmesin”
Bu ekibin gücü 12 yıllık performans ile iç ve dış piyasalardaki kredibiliteleri.
*** **** ******
Başbakan Ahmet Davutoğlu tartışmanın neresinde?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesine bir dönelim..
Ali Babacan, Merkez Bankası, Hazine bürokrasisi hedef tahtasında kaldı uzun süre.
Sadece “faiz” politikasından dolayı değildi eleştiriler. “paralel yapıyla” yeterince mücadele etmedikleri gerekçesiyle tefe konuyorlardı.
Yiğit Bulut’un Ali Babacan‘a dönük TV’de söylediği o sözleri de hatırlayalım.
İşte o günlerde Ali Babacan’ın düşüncesi Eylül ayında kenara çekilmekti. Ankara’da kendi adını taşıyan Dedesinden miras şirketinde makam odası bile hazırdı.
Yola birlikte çıktıkları Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı IMF’e gidiyordu. Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın da ABD’de bir üniversiteye hoca olacağı, bavul hazırlığında olduğu konuşuluyordu.
Ali Babacan‘ı burada durduran bazı gelişmeler oldu.
Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olması bir numaralı faktördü. Çünkü, Babacan ile Davutoğlu arasında güven ilişkisi vardı.
Siyaseti yakından takip edenler bilir ki Babacan ile Davutoğlu arasında karşılıklı güvene dayanan bir ilişki vardır. “Fıtrat” larının uyduğu söylenir.
Davutoğlu, Babacan ile uzun uzadıya görüştü. Kendisine “özgür çalışma” alanı da oluşturuldu.
Babacan hükümette kalmıştı . Hem de Erdoğan yönetiminden daha güçlü bir şekilde.
O günlerde iç ve dış piyasanın Babacan’ı “güven unusuru“ gören yaklaşımının bir anlamda O’nu “vazgeçilmez” kıldığını da unutmayalım.
Henüz Hazine Müsteşarlığı, BDDK gibi kurumlara atama yapıl(a) madığını biliyoruz.
Bunun da sebebi şu: Her istediği olmuyor belki ama Babacan‘a rağmen atama da yapılmıyor ekonomi bürokrasisine.
Davutoğlu Babacan’a olabildiğince özgür alan açtı. Şu ana değin “uyum” sorunu yaşamadılar. İkisi açısından herşey yolunda görülüyor.
*** **** *****
Şimdi büyük fotoğrafa bakalım.
Burada açık hedef Erdem Başçı ise asıl hedef Ali Babacan olamaz mı?
Niyesine gelince…
Yaşananlara bir de ” 2015 yılında ekonominin kaptanı kim olacak?“ gözüyle bakmalı.
AK Parti içerisinde “73’lükler” olarak adı çıkanlar var. Yani, 3 dönem kuralı gereği milletvekili adayı olamayacak isimler.
Bunlardan birisi de Ali Babacan.
Milletvekili olamamak kabineye girmeye engel değil
Ankara’da yüksek sesle uzun zamandır cevabı aranan sorulardan bir tanesi de şu: Ali Babacan bu sefer dışardan yeniden atanır mı?
Bu soruya şu anda “evet” ya da “hayır” diyemesek de Davutoğlu’nun bu formüle yakın durduğu söyleniyor.
Ali Babacan‘ın 2015 sonrası devam seçeneği halen masada.
Bu seçeneği devre dışı bırakmak isteyenler de az değil. Siyasette normaldir.
Bazı ön hamleler yapılıyor. 2015’e yeni ekonomi modeli ve yeni kadrolarla girmenin alt yapısı hazırlanıyor
Hazine Müsteşarlığı‘nı bir anlamda “lağvetme“, ağırlıklı olarak Ekonomi Bakanlığı‘na bağlama gibi…
Babacan‘ın alternatifi olarak görülen isimler kimler?
Babacan olmazsa ekonomi dümeninin emanet edileceği “güvenilir kaptan” olarak Prof.Dr.Numan Kurtulmuş’un adı ön plana çıkıyor.
Erdoğan’ın tercihinin de Numan Hoca olacağı söylentisi çok yaygın.
Not: Demokrasi ve sandığa saygısızlık olmasın. Bütün bu yorumlar 2015 seçimlerini AK Parti’nin kazanacağı ve tek başına geleceği olasılığı üzerine yapılıyor."