Şirketler ve vatandaştan oluşan
kredi müşterisi sayısı geçen yıl eylül ayı sonu itibarıyla 40 milyon 980 bine,
bankalara olan
kredi borcu 475 milyar liraya yükseldi.
ATO'nun,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (
TCMB) ve
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (
BDDK) verilerine dayanarak yaptığı yazılı açıklamaya göre,
Eylül 2010 sonu itibarıyla, vatandaşların
tüketici kredisi,
taşıt kredisi, konut kredisi, kredi kartı borçları ile şirketlerin bankalardan sağladıkları kredilerin toplamını oluşturan nakdi krediler, bir yılda yüzde 48,3 artarak 469,4 milyar liraya çıktı.
TÜKETİM İÇİN KREDİ İŞLETME KREDİLERİNE YAKLAŞTI
Özel ve
kamu bankaları olmak üzere tüm bankacılık sektörünün kullandırdığı kredi,
yurt dışından sağlanan kredilerle birlikte geçen yıl eylül sonu itibarıyla 475 milyar 659 milyon liraya ulaştı.
Bankacılık sektörü kredileri içinde, tüketicilerin kullandığı konut, otomobil ve ihtiyaç kredilerinden oluşan toplam tüketici kredilerinin tutarı, iş kurmak ya da
işletmeye
sermaye sağlamak amacıyla kullanılan işletme kredilerine yaklaştı. Aynı dönemde kullanılan tüketici kredileri 116 milyar 850 milyon liraya ulaşırken, işletme kredileri tutarı 118 milyar 828 milyon lira oldu.
İhracat kredilerinin 31 milyar 534 milyon liraya ulaştığı söz konusu dönemde, diğer yatırım kredileri 23 milyar 973 milyon lira, diğer krediler 141 milyar 569 milyon lirayı buldu.
Vatandaşların kredi kartı borçları ise 42 milyar 906 milyon liraya yükseldi.
KREDİ BORCU MİLLİ GELİRİN YÜZDE 44'Ü
Geçen yıl eylül ayı sonu itibarıyla bankaların kullandırdığı kredi 2008 yılına göre yüzde 23,8 artış gösterse de Türkiye'de banka kredilerinin milli gelire oranı AB ülkelerine kıyasla düşük seviyede seyrediyor. Aynı dönemde banka kredileri 1 trilyon 60 milyar 499 milyon liralık gayrisafi yurt içi hasılanın (
GSYH) yüzde 44'ünü oluşturdu. Bu oran, GSYH'nin 950 milyar 534 milyon lira olduğu 2008 yılında yüzde 38,7 seviyesinde bulunuyordu.
Avrupa Merkez Bankasının (ECB) verilerine göre, AB ülkelerinden Slovenya'da toplam kredilerin tutarı milli gelirle aynı seviyede iken,
Belçika,
Estonya,
Letonya,
İtalya,
Fransa,
Almanya,
Avusturya,
İsveç,
Portekiz,
İspanya,
Hollanda,
Danimarka,
İrlanda,
İngiltere,
Kıbrıs ve Malta'da bankaların kullandırdığı kredilerin miktarı GSYH'lerinin üzerine çıkmış durumda.
NÜFUSUN YARISINDAN FAZLASI BORÇLU
BDDK verilerine göre, Eylül 2010 sonu itibarıyla, kişi ve şirketlerden oluşan bankaların kredi müşterisi sayısının 40 milyon 980 bine yükseldiği belirtilen ATO açıklamasında, Adrese Dayalı
Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, Türkiye nüfusunun 72 milyon 561 bin kişi olduğu dikkate alındığında ve her bir kredi borçlusu bir kişi sayıldığında nüfusun yüzde 56,5'inin bankalara borçlu olduğunun ortaya çıktığı kaydedildi.
Bankaların kredi müşterisi sayısı 2006 yılı sonunda 29 milyon 177 bin iken, 2007'de 27 milyon 712 kişiye düştüğü ifade edilen açıklamaya göre, küresel krizin etkilerinin görülmeye başlamasıyla birlikte 2008 yılında kredi müşterisi sayısı artarak, 34 milyon 194 bin kişiye, 2009 yılında da 38 milyon 181 bin kişiye yükseldi.
Bankaların kredi kartı müşterisi sayısı ise Eylül 2010 sonu itibarıyla 27 milyon 356 bin kişi oldu.
EN BORÇLU İSTANBUL, EN AZ BORÇLU MUŞ
Nakdi kredilerin il bazında dağılımına bakıldığında, en borçlu il
İstanbul oldu. İstanbul'un, bankalara olan kredi borcu, 193 milyar 236 milyon lirayla toplam nakdi kredilerin yüzde 41'ine karşılık geldi. İstanbulluların kullandığı kredi miktarı Eylül 2009 sonuna göre de yüzde 52,3 arttı. 12 milyon 915 bin kişinin yaşadığı İstanbul'da kişi başına düşen borç 14 bin 962 lira oldu.
Bankalara en çok borcu bulunan ikinci il ise
Ankara olarak
kayıtlara geçti. Ankaralıların kredi borcu Eylül 2010 sonu itibarıyla 59 milyar 931 milyon liraya yükselirken, 4 milyon 650 bin nüfuslu Ankara'da kişi başına 12 bin 886 lira kredi borcu düştü.
Bankalardan kullanılan nakdi krediler sıralamasında kişi başına 8 bin liralık borçla
Antalya üçüncü sırada yer aldı. Antalya'yı kişi başına 7 bin 857 liralık borçla
Kocaeli, 6 bin 657 liralık borçla
İzmir, 5 bin 597 liralık borçla Denizli, 5 bin 574 liralık borçla
Muğla, 5 bin 532 liralık borçla
Bursa, 5 bin 446 liralık borçla
Hatay, 5 bin 297 liralık borçla
Zonguldak izledi.
Kişi başına en az kredi borcu bulunan il ise 635 lirayla Muş oldu. Muş'u 696 lira ile Hakkâri, 747 lira ile
Ağrı izledi. Kişi başına en az kredi borcu bulunan diğer iller bin 113 lirayla Van, bin 130 lirayla
Şırnak, bin 224 lirayla
Bitlis, bin 261 lirayla
Bingöl, bin 289 lirayla
Mardin, bin 301 lirayla
Batman ve bin 312 lirayla
Şanlıurfa sıralandı.
Eylül 2010 sonu itibarıyla kredi borcu en fazla artan il
Siirt oldu. Önceki yılın aynı döneminde, kişi başına 577 lira olan Siirt'in borcu yüzde 209,2 artarak bin 784'e yükseldi.
Borcu 2009 yılına oranla yüzde 24,9 artan Ankara ise 81 il arasında kredi borcu en az artan il oldu.
HAKKARİLİ EV, MUŞLU ARABA ALDI
Tüketici kredilerini oluşturan konut, otomobil ve ihtiyaç kredilerinde yıllık artışta değişik iller liderlik koltuğuna oturdu.
Konut kredilerinde en fazla artış yüzde 391,4 ile Hakkari'de oldu. Eylül 2009 sonu itibarıyla 3 milyon 46 bin liralık
konut kredisi kullanılan ilde, bir yıl sonra kredi tutarı 14 milyon 968'e yükseldi. Konut kredilerinde en çok artış olan diğer iller ise yüzde 234 ile Muş, yüzde 168,4 ile Şırnak, yüzde 145,5 ile Bingöl oldu.
Otomobil kredisinde ise en fazla artış yüzde 511,8 ile Muş'ta görüldü. 846 bin liralık kredisi bulunan Muş, otomobil almak için bankalardan geçen yıl eylül ayı sonu itibarıyla 5 milyon 176 bin lira kredi kullandı. Hakkâri'nin kullandığı taşıt kredisi yüzde 380,5 artarken, Bitlis'in artışı yüzde 141,4 oldu.
İhtiyaç kredilerindeki artışta lider il ise
Aksaray. Eylül 2009'da 91 bin 814 liralık ihtiyaç kredisi kullanılan şehirde, bir yıl sonra bu rakam 157 bin 878 liraya yükseldi. Aksaray'ı yüzde 55,3'lük artışla
Karaman takip etti.
''SICAK PARA KREDİ OLDU''
Açıklamada, görüşlerine yer verilen ATO Başkanı
Sinan Aygün, hisse senedi, iç borçlanma kağıtları,
mevduat olarak Türkiye'de bulunan
yabancı kaynaklı sıcak paranın Eylül 2010 itibarıyla 118 milyar dolara yükseldiğini, kredilerin kaynağının sıcak para olduğunu ifade etti.
Aygün, şunları kaydetti:
''Eylül 2010 itibarıyla sıcak para bir önceki yıla oranla yüzde 44 artmış. Bankacılık sistemine kar amacıyla giren bu sıcak para, kredilere kaynak olarak kullanılıyor. Yurt içi yerleşik kesimlerin mevduat miktarı ise Eylül 2009'da 474 milyar 262 milyon liradan 553 milyar 216 milyon liraya çıkarak yüzde 16,6 artmış. Türkiye'de kredilerin milli gelire oranı, AB ülkelerinden düşük seviyede. Bu oranın yükselmesinde yani kredilerin artmasında bir sakınca yok ancak dış borçla, yani her an çekip gidecek sıcak parayla değil mevduatla artması gerekiyor.''
Bankacılık sisteminde yaşanan gelişmelerin Türkiye'deki geleneksel
aile ilişkilerinde de değişime yol açtığına dikkati çeken Aygün, ''Bankalar, ev,
araba almak, geçimini sağlamak, çocuğunu okula göndermek, tatile gitmek, işini sürdürmek, yatırım yapmak isteyenler gibi talep eden kesimlere göre kredi seçeneklerini artırınca artık isteyen herkes yapmak istediği işi krediyle yapar hale geldi. Doğal olarak yeni durumda eş dosttan borç isteme dönemi de bitti'' dedi.
AA