Bakan
Ergün,
Türkiye İstatistik Kurumu (
TÜİK) tarafından açıklanan 2011 yılı
Ağustos ayı
Sanayi Üretim Endeksini değerlendirdi.
2011 Ağustos ayında Sanayi Üretim Endeksi'nin, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3.8 oranında arttığını kaydeden Ergün, Türkiye'nin, bu yılın ilk yarısında dünyada Çin ile birlikte en hızlı büyüyen iki ekonomiden biri olduğunu hatırlattı. Ergün, yılın ikinci yarısında ise
büyüme sürecinin yine devam edeceği, ancak daha ılımlı bir seyir izleyeceğinin beklendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Hatta hükümet olarak, cari açık riskini azaltmak için ekonominin hararetini azaltacak bazı önlemleri de almıştık. Ağustos ayı sanayi
üretim endeksi, ekonominin planlarımızla ve tahminlerimizle uyumlu bir gidişat içinde olduğunu göstermektedir. Bu yıl sonunda hem yüzde 7;nin üzerinde büyüme hedefimize ulaşmış olacağız, hem de cari açığı azaltmış olacağız.
Gelişmiş piyasalarda resesyon korkularının dolaştığı günlerde, ağustos ayı üretiminin geçen yıla göre artması, ekonomimizin sağlam bir altyapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bizim ılımlı büyüme diye bahsettiğimiz rakamlar, henüz birçok
Avrupa ülkesi için hayal gibidir.''
Bakan Ergün, dünya ekonomisinde belirsizlikler devam ederken, Türkiye ekonomisine ilişkin olumlu haberlerin gelmeye devam ettiğini belirterek, son olarak, Standard and Poors'un, Türkiye;nin yerel para cinsinden notunu yatırım yapılabilir seviyeye çıkardığını hatırlattı. Aynı süreçte, önce
Moody;s'in İtalya'nın
kredi notunu üç kademe düşürdüğünü, ardından Fitch'in, yine İtalya'nın ve İspanya'nın notunda
indirim yaptığını kaydeden Ergün, Avrupa ekonomilerinde
bütçe açıkları ve kamu borçlarından kaynaklanan ciddi risklerin bulunduğuna işaret etti.
Esas büyük riskin,
ekonomik göstergelerden ziyade siyasilerden kaynaklandığını belirten Ergün, siyasilerin, ne yazık ki mevcut şartları düzeltecek iradeden yoksun göründüklerini söyledi.
Bakan Ergün, Türkiye'nin olaylar karşısında hızlı ve proaktif davranabilme yeteneğiyle, Avrupa piyasalarındaki belirsizliklerden en az seviyede etkilendiğini belirterek, önümüzdeki süreçte de büyüme eğilimini koruyacak olan Türkiye'nin, gerek sınai ve ekonomik altyapısıyla, gerek de siyasi yapısıyla Avrupa ekonomilerinden olumlu yönde ayrışmaya devam edeceğini bildirdi.