Avrupa Birliği, Türk üreticilerden et ve süt
ürünleri alınmasına izin vermezken, büyük
çiftlik sahibi birçok Avrupalı ise
Türkiye’de yatırım için yollar arıyor. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan, özellikle
Almanya,
Danimarka,
Hollanda ve
Fransa, ABD ve
Güney Amerika’da faaliyet gösteren bazı firmaların yatırım şartlarını araştırdığını anlattı. Bahçıvan, “Kâr elde edebileceklerine inandıkları an yatırım yapacaklar. Şu an çok sayıda yatırımcı;
arsa,
ortaklık,
maliyet gibi noktalar üzerinde kafa yoruyor. Yabancı sermayenin gelmesi
sektöre bir vizyon, kalite ve verimlilik katkısı sağlayacaktır.” dedi. Avrupa’nın yeni yatırımlara doyduğunu belirten Bahçıvan, girişimcilerin eski demirperde
ülkeleri, Orta
Asya ve
Ortadoğu gibi bölgelerde yatırım fırsatları aradığını, Türkiye’nin de gözde ülkeler arasında yer aldığını belirtti. İlk etapta süt üreticilerinin, daha ileriki aşamada ise et sanayicilerinin
üretim tesisleri açmak için geleceği öngörüsünde bulunan Bahçıvan, bürokratik engellerin kaldırılarak uygun yatırım ortamının sağlanmasının ise şart olduğunu vurguladı.
Erdal Bahçıvan,
yabancı yatırımcıların iç
pazardaki
hayvansal
gıda fiyatlarını da aşağı çekeceğini ileri sürdü.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki süt fiyatları ile Türkiye’deki fiyatların aynı olduğuna değinen Bahçıvan, “Ancak onların sütleri protein ve yağ açısından çok daha zengin. Yani biz onlara göre sütü daha pahalı tüketiyoruz. Ette ise baz alınacak değerler Amerika kıtasındaki ülkelerdir. Bu bölgede üretim yapan ülkelere göre ise eti 3 kat daha pahalı tüketiyoruz.” diye konuştu. Türkiye’de et ve süt üretiminde
kayıt dışının çok fazla olduğuna da değinen Bahçıvan, “10 milyon ton süt üretiminin neredeyse yarısı kayıt dışında. 15 yıl önce de aynı miktarlar telaffuz ediliyordu.” ifadelerini kullandı. Bahçıvan, ette ise durumun daha vahim olduğunu kaydetti. Setbir Başkanı’nın verdiği bilgilere göre et üretim verileri, kayıt dışındaki belirsizlik nedeniyle 600 bin ile 1 milyon ton arasında gidip geliyor. Türkiye’deki süt üretiminin yüzde yüz artırılmasının hedeflendiğini belirten Bahçıvan, bu sağlanamazsa ihracatçı üretici ülke olmaktan çıkıp, pazar ülke haline gelineceğini öne sürdü.
Bu arada AB’nin et ve süt alanında en üst örgütü kabul edilen Avrupa Süt Ürünleri Derneği, Avrupa Et Sanayicileri Derneği ve Avrupa Canlı Hayvan ve Et Ticareti Derneği, Setbir’in üyeliğini onayladı. AB’nin canlı hayvan, et ve süt politikalarına yön veren bu kuruluşların Türkiye’nin denkliğini kabul etmesi, dış pazarlara açılamayan sektöre moral verdi. Erdal Bahçıvan, AB üyelik müzakerelerinde en zorlu geçecek sektörlerin et ve süt olduğunu belirterek bu süreçte
sivil toplum kuruluşlarının büyük öneme sahip olduğunu vurguladı. Bahçıvan, derneklere üye olmakla Türkiye’nin, et ve süt
ihraç edemediği AB’ye, şu aşamada birlik olarak girmeyi başardıklarını ifade ederek, “Yabancı üreticiler, Türkiye’deki ürün kalitesi, ambalaj ve hijyenin birçok AB ülkesinden iyi olduğunu
itiraf ediyor. Bu, önyargıların değişmesi açısından katkı sağlayacaktır. Türkiye
peynir,
ayran, yoğurt gibi ürünleri AB’ye ihraç edebilecek durumda.’’ diye konuştu. Birlik’in Genel Sekreteri Melek Us da, üyelikle birlikte birçok Avrupalıyla ortak çalışma imkanı bulduklarını ifade ederek, bunlardan birinin de Konya’nın küflü peyniri gibi geleneksel Türk yiyeceklerinin AB standartlarında üretilmesi olduğunu kaydetti. Us, bu çalışma için AB fonlarından 400 bin
Euro alınacağını bildirdi.