- AK Parti Hükümeti, faizlerdeki rekor artışta faturayı Merkez Bankası’na çıkardı.
- Merkez Bankası’nın, faiz kararına dayanak olan “fiyat istikrarı” ilkesini değiştirmek için gizli bir çalışma başlatıldı
- Çalışmaya göre, Banka para politikası “fiyat istikrarına” göre değil “ekonomik istikrara” göre belirlenecek.
- Böylece banka enflasyondan önce ekonomik büyümeyi gözetecek politikalar izleyecek.
Söz konusu değişiklik, TCMB’yi ABD’deki Fed’in uygulamalarına yaklaştırırken, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) uygulamalarından uzaklaştıracak. Fed politiklarında ana kural olarak büyümeyi gözetirken, ECB de tıpkı TCMB gibi fiyat istikrarı yani enflasyonu öncelik alan yasayla yönetiliyor. Piyasaların bu değişikliğe nasıl bir tavır takınacağı ise merak konusu.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, İran ziyareti dönüşünde yaptığı, “Döviz için B ve C planımız var” açıklaması, gözlerin Merkez Bankası’nın aldığı tarihi faiz kararı ile döviz dalgalanması için hazırlanan B ve C planlarına çevrilmesine yol açtı. Ekonomi kulislerinde konuyla ilgili bir çok alternatif konuşuluyor. Taraf Gazetesi'nin haberine göre Merkez Bankası’nın faiz kararı ve alternatif planlarla ilgili Ankara’da konuşulanlar şöyle:
HURDA TEŞVİĞİ GÜNDEMDE
Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirdiği döviz kurlarındaki artışa yönelik de bir dizi çalışma başlatıldı. Erdoğan’ın B ve C planı olarak adlandırdığı paketlerde, “yastık altındaki kaynakların ekonomiye kazandırılmasını” sağlayacak yeni bir varlık barışı, sadece yerli otomobilleri kapsayan hurda teşviği, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye gelişini sağlayacak vergi teşviğinin” yer alması bekleniyor. Bu düzenlemelerin, jet hızıyla önümüzdeki haftalarda yürürlüğe konularak, ekonomideki durgunluğun önlenmesi de amaçlanıyor.
KANUN DEĞİŞECEK
Ekonomi kulislerinde B ve C planlarının dışında, Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapılacağına yönelik de iddialar dolaşıyor. Sır gibi saklanan düzenlemeye göre, hükümet Merkez Bankası’nın yasasında yer alan “temel amaç fiyat istikrarını korumak” ilkesini değiştirmek istiyor. Bunun yerine, ekonomik istikrar getirilecek. Yani Merkez Bankası, faiz ve döviz kararlarını alırken sadece fiyat istikrarını değil, aynı zamanda ekonomik istikrarı da düşünecek. Bu da Merkez Bankası’nın bağımsızlığına önemli ölçüde darbe vuracak.
ÇALIŞMAYI PARTİ YÜRÜTÜYOR
Merkez Bankası Kanunu’nda yapılacak değişiklikle ilgili çalışmaların partinin ekonomi kurmayları tarafından yürütüldüğü öğrenildi. Dolayısıyla, düzenlemeden ekonomi yönetiminin de haberi yok. Merkez Bankası’yla ilgili “operasyonun” bir gece yarısı torba yasaların birisine ekleneceği tahmin ediliyor. Düzenleme konusundaki AKP’nin tutumunu ise piyasalarda yaşanacak gelişmeler belirleyecek.
KARARIN PERDE ARKASI: “2001’deki gibi kriz çıkar” korkusu ikna etti
Taraf Gazetesi'nin ekonomi bürokratlarından edindiği bilgiye göre, Merkez Bankası’nın tarihi faiz arttırma kararı için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüldü. Merkez öncelikle, faiz arttırma konusunda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı ikna etti. Ardından da, Babacan ve banka yönetimi, Başbakan Erdoğan’a gitti. İran ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada, “faiz arttırılmasına” karşı olduğunu vurgulayan Erdoğan, ekonomi yönetimi ile yaptığı görüşmelerde de alternatifler aranmasını istedi. Ancak ekonomi yönetimi, önlem alınmazsa Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı Şubat Krizi’nin bir benzerini daha yaşayacağını kaydetti. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan, “kerhen karara” onay verdi. Dolayısıyla, Merkez Bankası faiz arttırma kararını, “tek başına” yani hükümetten habersiz almadı.