Bayraktar,
Ramazanda en uygun
fiyatla satın alınabilecek
ürün grubunun yine yaş
sebze ve
meyve olduğunu vurguladı.
Bayraktar, Birlik Merkezi'nde yaptığı basın toplantısında,
Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle
gıda piyasalarında hareketlilik başladığını, gıda piyasalarında yaşanan bu hareketliliğinin bazı spekülatörlerin iştahını kabarttığını söyledi.
30 Temmuz'dan bu yana son bir haftadaki fiyat değişimine bakıldığında, mark
et fiyatlarında 10 üründe fiyat değişimi yaşanmadığını, buna karşılık 10 üründe azalma, 9 üründe ise
fiyat artışı olduğunu belirten Bayraktar, üretici fiyatlarında da söz konusu zaman diliminde 15 ürünün fiyatının değişmediğini, 6 üründe azalma, 6 ürünün fiyatında ise artış yaşandığını ifade etti.
''ÜRETİCİ VE MARKET FİYAT FARKI YÜZDE 322'LERE ULAŞTI''
Son bir haftadaki market ve üretici fiyatları birlikte değerlendirildiğinde
karpuz, yeşil
mercimek, kuru
kayısı,
dana ve
kuzu etinde üretici fiyatının değişmediğini, market fiyatlarının ise arttığının görüldüğünü belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
''
Domates ve şeftalide ise üretici fiyatları düşerken, market fiyatları artış göstermiştir.
Yeşil fasulye, soğan ve armutta ise marketlerdeki fiyat düşüşü üreticiden daha az olmuştur. Üretici fiyatlarındaki düşüş marketlere yansımamıştır.
Ramazan öncesinde üretici ve market fiyatları arasındaki farkı incelediğimizde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının yüzde 322'lere ulaştığı görülmektedir. Ürün grupları itibariyle baktığımızda ise bu oranın yaş sebze ve meyvede yüzde 322,5, kurutulmuş ürünlerde yüzde 279,1, baklagillerde yüzde 269,4, pirinçte yüzde 166,5'lere ve
hayvansal ürünlerde yüzde 203'lere kadar çıktığı görülmektedir. Üretici ve market fiyat farkının en fazla olduğu ilk beş ürün ise yüzde 322,5 ile
salatalık, yüzde 294,5 ile
patlıcan, yüzde 288,1 ile limon, yüzde 279,1 ile kuru
incir ve yüzde 274,6 ile yeşil fasulyedir.''
GEÇEN YIL RAMAZAN AYINA GÖRE KARŞILAŞTIRMA
Bayraktar, marketlerde ve üreticide geçen yıl Ramazan öncesine göre, fiyatı en çok artan ürünlerin limon, dana eti, fındık,
kuzu eti ve kuru kayısı olduğunu, fiyatı en çok düşen ürünün ise patates olduğunu ifade etti.
Geçen yıl Ramazan ayı öncesine göre fiyat değişimine bakıldığında, market fiyatlarında, sadece şeftalide fiyat değişimi görülmediğini, 13 üründe azalma, 15 ürünün fiyatında ise artış olduğunu belirten Bayraktar, bu artışın, limonda yüzde 76,7, dana etinde yüzde 41,7, fındıkta yüzde 25,4, kuzu etinde yüzde 25,1, kuru kayısıda yüzde 18,2 kuru
üzümde yüzde 15,6 sütte yüzde 15,2, kuru incirde yüzde 12, salatalıkta yüzde 10,9,
tavuk etinde yüzde 6,7 olarak kaydedildiğini söyledi.
Bayraktar, geçen yıl Ramazan ayı ile karşılaştırıldığında yine sadece şeftalide fiyat değişimi görülmediğini, 11 ürünün fiyatında azalma, 15 ürünün fiyatında ise artış yaşandığını belirterek, geçen yıl Ramazan öncesine göre, üretici ve market fiyatları birlikte değerlendirdiğinde, fiyatı en çok artan ürünlerin dana ve kuzu eti, limon, fındık ve kuru kayısı olduğunu ifade etti.
''YAŞ SEBZE VE MEYVEDE FİYAT ARTIŞI BEKLEMİYORUZ''
Ramazan ayında en uygun fiyatla satın alınabilecek ürün grubunun yine yaş sebze ve meyve olduğunu belirten Bayraktar, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayının sebze ve meyvenin kaliteli, bol ve
ucuz olduğu bir mevsime denk geldiğini söyledi.
Bayraktar, geçen yılla karşılaştırıldığında, kurutulmuş ürünlerde (kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve fındık) geçen yıla göre marketlerde ortalama yüzde 18 fiyat artışı görüldüğünü kaydetti.
''ET FİYATLARININ ARTIŞINDA ÜRETİCİNİN VEBALİ YOK''
Yumurta, süt ve et market fiyatlarının geçen yıl Ramazan öncesine göre artış gösterdiğini anlatan Bayraktar, hayvansal ürünlerde en fazla artışın kuzu ve dana etinde görüldüğünü söyledi.
Türkiye'de son zamanlarda et fiyatlarının önemli bir artış eğilimine girdiğini, hükümetin aldığı ithalat kararıyla fiyatların
terbiye edilmesi yoluna gidildiğini ifade eden Bayraktar, ithalatın kısa bir süre et fiyatlarını
kontrol altında tutabileceğini, ancak uzun sürede fiyatların ucuzlamasının
yurt içinde hayvancılığın geliştirilmesi, üretimin ve verimliliğin artırılmasıyla mümkün olduğunu vurguladı.
Bayraklar, et fiyatlarının artışının nedenlerini ise şöyle sıraladı:
''-2007-2008 yıllarında tüm dünyada yaşanan girdi artışları ülkemizde kuraklıkla birlikte etkisini daha şiddetli hissettirmiştir. Bu dönemde süt ve et gibi ürün fiyatlarının da yerinde sayması, yüksek
maliyet baskısına dayanamayan birçok işletmenin
tasfiye olmasına neden olmuştur.
-2008'in son çeyreğinde süt arzının en düşük olduğu dönemde süt fiyatları düşmüştür. Bu duruma 2009 Haziran sonuna kadar müdahale edilmemiştir. Yüksek maliyet baskısı ile düşük fiyat kıskacı arasında kalarak üretimi devam ettiremeyen birçok süt işletmesi hayvanlarını kesime sevk etmiştir. Bu dönemde yaklaşık 250 binden fazla damızlık hayvan kesilmiştir.
-Girdi maliyetlerindeki artışlar üretici et maliyetlerinin ve dolayısıyla fiyatların artmasında önemli rol oynamıştır. Bütün bu gelişmeler neticesinde et fiyatları da artmıştır.''
Bayraktar, kamuoyunda et fiyatlarının Ramazan ayında daha da artacağı yönünde söylemler yer aldığını, et fiyatlarında spekülasyonun zemininin oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek, et fiyatlarının artışında üreticisinin vebali olmadığını söyledi.
''DÜNYA BUĞDAY FİYATLARINDAKİ ARTIŞI SUNİ BULUYORUZ''
Son günlerde dünya
buğday fiyatlarında da önemli artışlar yaşandığını, özellikle dünyanın önemli buğday üreticisi ve ihracatçısı Rusya'da yaşanan aşırı kuraklık sonrası buğday ihracatının durdurulduğunu anlatan Bayraktar, bu gelişmelerin dünya piyasalarında spekülasyona açık bir ortam oluşturduğunu vurguladı.
Uluslararası sermayenin gıda sektörünü
kazanç kapısı yaptığını, düşük fiyattan aldıkları ürünleri, piyasayı yükselttikten sonra yüksek fiyattan sattıklarını belirten Bayraktar, şunları söyledi:
''Türkiye'de de benzer oyunlar oynanıyor. Üreticinin elinde buğday olmadığından bu tür spekülatif davranışlarda bulunma imkanı yoktur. 2010 yılı dünya toplam buğday üretimine bakıldığında önemli bir azalma olmadığını görüyoruz.
Ukrayna ve Rusya'da bir miktar azalma olmasına karşılık 27 ülkeli
Avrupa Birliği toplamında artış var. Bu nedenlerle dünya buğday fiyatlarındaki artışları suni buluyoruz.
Dünyada oynanan spekülatif oyunlardan milletimizi korumak için önümüzdeki yıllarda, buğday üretimimizi artırarak 25 milyon tona çıkarmalıyız.''
AA