Birçok G-20 üyesi, cari hesaplar dengesi,
döviz kuru ve rezervler, kamu borç ve açıkları ile özel borç seviyesinin gösterge olarak kabul edilmesini destekliyor. Ancak Çin, döviz kuru ve rezervi kriterine karşı çıkıyor.
Toplantıya katılan
ülkeler, 2008 yılındaki küresel
ekonomik krizin tekrarından kaçınmak için, ekonomi politikalarında daha iyi koordinasyon yapılması gerektiğini düşünüyorlar.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi
Olli Rehn, G-20 ülkeleri arasında 'küresel dengesizlikleri tespit etme' konusunda bir
anlaşma olduğunu, ancak göstergeler konusunda tartışmaların sürdüğünü belirtti.
Almanya Maliye Bakan Yardımcısı Joerg Asmussen de ülkelerin çoğunluğunun beş göstergenin kabul edilmesini desteklediğini belirtti. G-20 ülkeleri, ekonomik dengesizliklerin ne zaman tehlikeli hale geleceği konusunda da henüz bir sınır belirlemedi. ABD
Hazine Bakanı Timothy Geithner ise toplantılarda dünya ekonomisi konusunda daha iyimser bir tablo çizerek, küresel ekonominin her açıdan, son iki ya da üç yılın en iyi dönemini yaşadığını söyledi. Geithner, finansal piyasaların ihtiyacı olan istikrar, etkinlik ve yeniliğin dengesini sağlamak için daha sıkı mali düzenlemenin, sürdürülebilir toparlanmada merkezi rolü olduğunu ifade etti.
Küresel ekonomik risklerin izlenmesindeki göstergeler konusunda birçok G-20 üyesi ülke anlaşsa da Çin özellikle döviz kuru ve rezervi göstergesine karşı çıkıyor.
Pekin yönetimi, uzun süredir, dolar satın alarak yuanın değerini düşük tutup haksız ticari avantaj kazanmakla suçlanıyordu. Bazı ekonomistler, Çin ve diğer 'merkantilist' ülkelerin, özellikle ABD
Doları başta olmak üzere aşırı döviz rezervi bulundurarak, 2008 krizine katkıda bulunduğunu savunuyor. Ayrıca, bu ülkelerin
bütçe fazlalarıyla, ABD Hazine tahvillerine yatırım yaparak, ABD'nin borçlanma maliyetini ucuzlattıkları ve bu ülkede 'konut balonu' yaşanmasına yardımcı oldukları da iddia ediliyor. Almanya
Maliye Bakanı
Wolfgang Schaeuble, "Çin'in dünyaya karşı sorumluluğunun bilincinde olduğunu düşünmüyorum." dedi. Çin
Maliye Bakanı Xie Xuren, finansal kriz ve ekonomik şoklarla karşı karşıya bulunan gelişmekte olan piyasaların belli bir miktar rezervi elinde tutmaya ihtiyacı olduğunu ifade etti. Birçok
Asya ülkesi, para birimleri sert şekilde devalüe edildikten sonra 1997 Asya krizinden sonra döviz rezervlerini artırmaya başladı. Öte yandan toplantıya katılan iki ülkenin yetkilisine göre,
cari işlemler fazlası kriterinin yumuşatılarak, Çin'in de küresel ekonomik risklerin izlenmesi için seçilen 5 göstergeyi kabul etmesi sağlandı.
AA